Reagan'dan baba George Bush'a hatta oğul Bush dönemlerinde köktenci Hıristiyanlığın dirilişinden bu yana Amerikalı kadınların nasıl kahredildiğini bizzat kendi gözlerimle gördüm. Afgan kadınların Taliban rejimi altında nasıl kahredildiğini gördük ve bizler ABD yönetiminin Taliban'ın finanse veya silahlandırılmasındaki rolünü çok iyi bilmekteyiz.
Iraklı bir kadından mektup
Bugün ABD işgali gölgesinde Iraklı kadınların başına gelenleri okuyoruz. Bu işgal, Amerikan emperyalizminin klasik emperyalizminden miras aldığı emperyalizmin birinci ilkesi 'parçala ve yönet' ilkesi olmaksızın yaşayamaz. İnsanları bu denli bölen din, mezhep ve partiler gibisi yoktur herhalde. Uluslararası ve yerli medya da dini fitne ateşini tutuşturarak, dünyadaki krizlerin fotoğrafını -ekonomik sebepleri gizlemek için ideolojik veya dinlerarası çatışmalar şeklinde çekerek rol oynamakta.
13 Haziran 2003 günü Iraklı bazı kadınlardan şöyle bir mektup geldi bana: "Bizler bugün iki ateş arasındayız: ABD terörü ve yabancı işgalin cesaretlendirdiği İslami grupların terörü. Namlular her iki taraftan da göğsümüze çevrilmiş durumda. İşgal ordusu halkçı direnişi bastırmak için, terörist İslami gruplar ise ahlak ve iffet adı altında öldürmekte bizleri. Oysa bizlerin ahlakı onların ahlakından daha üstün ve ekseriyetimiz fakir işçi kadınlar, çocuklarımızı doyurmak için iş bakmaktayız.
Onlar evlere dönmemiz için bizlere sokak ortasında vurmaktalar. Bizlere kadının yerinin evi olduğunu söylüyorlar, ancak bizler iş için, kıt kanaat geçinmek için evlerimizden dışarı çıkmaktayız. Halbuki İslam'da 'Çalışmak ibadettir' şeklinde bir ilke vardır. Fakat onlar İslam'ın ilkelerini bilmemekte ve bizlere 'çadur' örtüsü giymemizi dayatmaktalar. Bizler hareket etmemizi engelleyen, otobüs veya trene binişimizde bizleri tehlikelere maruz bırakan böylesi garip bir giysiye asla alışamayız. Normal mutevazı kıyafetler giymeye alıştık ancak bizlere dilediklerini güçle, şiddet ve tehditle dayatmaktalar.
Dün gece işinden dönen genç bir kızı öldürdüler. Örtülü olmadığı ve bütün fakir genç işçi kızlar gibi normal sade kıyafet giydiği için 'Sen bir fahişesin' diyorlardı. Zengin varlıklı kadın evinde, dışarı çıksa dahi otomobilinde namusludur! Ama caddede yürüyen işçi fakir kız ise işgal askerleri veya İslami grupların milis güçlerince öldürülmekte, tecavüze uğramakta.
Bizler eğitimli fakir Iraklı kadınlarız. Ekonomik ambargo altında, Baas partisinin gölgesinde, Saddam rejimi altında fakirliği ve açlığı yaşadık ancak hayatımızda bugün yabancı işgalin, dini terörün gölgesinde yaşadığımız gibi bir kahır görmedik. Bizler Iraklı kadınlar hiçbir iletişim aracına sahip olmadığımız için sessizce yaşamakta ve ölmekteyiz."
Arap kadınlar Irak'a
Bana gelen ve bu kadınların sesini tüm dünya duyuncaya kadar yayımlayacağım mektubun özeti böyle. Fakat yayımlamak yeterli değil ve Irak'taki bu kadınlarla dayanışma içine girmek için bir şeyler yapmalı. Bizler şu an bu kadınlarla buluşmak, durumlarını yakından bilmek ve en azından acılarını biraz olsun hafifletmek için Arap kadını dayanışma cemiyeti ve Arap birliği kanalıyla kalabalık bir Arap kadınları heyeti olarak Irak'a gitme gayretindeyiz.
ABD ve İsrail işgaliyle mücadeledeki Arapların genel zayıflığı utanç verici, kadın ve erkek birçoklarının kalbine ümitsizlikle doldurmakta. Bizlerin en kötü şartlarda dahi harekete geçmesi ve çalışması gerekli. Aynı zamanda ABD işgali ile Irak'taki terörist dini akımlar arasındaki gizli anlaşmayı su yüzüne çıkarmalıyız.
Aslında her ikisi de tıpkı bugün olduğu gibi aralarındaki anlaşmazlıklara rağmen madalyonun iki yüzüdür. George Bush ile Usame bin Ladin birbirinden o kadar da farklı değil. Her ikisi de iyilik veya şer ve şeytanla savaş adı altında masum canları öldürmekteler. Bizler Irak'ın kadınlarını kurtarmak için yaratıcı düşüncelere ve etkin organlara ihtiyaç duymaktayız sayın bay ve bayanlar! (NS/NM)
* Nevval Al Saadavi: Türkçeye kitapları da çevrilen Mısırlı feminist yazar, El Hayat gazetesi, 19 Haziran 2003
* Nevval Al Saadavinin Teröristler Arasındaki Kadınlar yazısını 26 Haziran 2003 tarihli Radikal gazetesinden aldık.