Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında Suriye’ye yapılması planlanan operasyonla ilgili konuştu.
“Türkiye halklarını, herkesi, tüm Ortadoğu halklarını, tüm Avrupa halklarını 'savaşa hayır' demek için yan yana gelmeye davet eden” Temelli, “Savaş istemiyoruz, savaş yıkımdır, savaş felakettir. O yüzden buradan güçlü bir şekilde söylüyoruz: Savaşa hayır!” dedi.
Meclis’i ziyaret eden kadınlara da değinen Temelli, “Siz anneler, evlatlarımız savaşta ölmesin diyen Kürt ve Türk anneleri burada. Meclis’te barışın sesini yükseltmeye devam edecekler” diye konuştu.
“Bu savaşın hiçbir haklı gerekçesi yok”
Temelli’nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
“17 yıl önce savaştan beslenenlere nasıl 'hayır' dediysek bugün de bu savaşı istemiyoruz. Savaş isteyenlere karşı barış iradesini güçlü bir şekilde ortaya koyamazsak yıkımı çok fazla olur. Bu felaketin bedelini çocuklarımız, evlatlarımız gelecek kuşaklar ödeyecek.
“Ne kadar engellemeye çalışsalar da barışın sesini engelleyemeyecekler. Uluslararası toplum nezdinde hiçbir kabul edilebilirliği olmayan bu savaş girişiminin, bu işgal operasyonunun durdurulmasını istiyoruz.
“Bu savaşın hiçbir haklı gerekçesi yok. Savaşı başlatmak için türlü türlü bahaneler üretiyorlar. Yok mülteci sorununu çözeceklermiş, yok Kürt koridoruna izin vermeyeceklermiş. Yok öyleymiş, yok böyleymiş. Bu savaşın tek nedeni var: İktidarlarının ömrünü uzatmak. Kendi bekaları için Türkiye halklarını Türkiye halklarının bekasını yok etmek. İktidarlarını ömrünü uzatmak için bu savaşı yaratıyorlar.”
“İşgal niyetiniz yoksa neden kaymakam atıyorsunuz?”
“‘İşgal niyetimiz yok’ diyorlar. İşgal niyetiniz yoksa, ki biz sizin niyetinizi çok iyi biliyoruz, bu hazırlıklar nedir? Sizin niyetinizi Afrin'den biliyoruz. İşgal niyetiniz yok; Afrin’e kaymakam atıyorsunuz, okul açıyorsunuz, fakülte açıyorsunuz. Peki, nasıl bir niyettir bu? Şimdi de aynı şeyi Fırat’ın Doğusu için Kuzey ve Doğu Suriye için tasarlıyorlar.
“Bu girişim, bu savaş Ortadoğu’nun yüzyıllık geleceğini yok eder. Evet yok eder. 100 yıl önce yaşadıklarımızı bir kez daha yaşarız.
“AB ve BM savaş politikalarına dur demeli”
“AB ve BM başta olmak üzere tüm uluslararası topluma çağrı yapıyoruz. Erdoğan’ın savaş politikalarına dur deyin. Öyle kısa açıklamalarla, kınamalarla değil. 'Dur' deyin.
“Evet 'dur' deyin, yoksa bu savaş sadece Ortadoğu'yu, Suriye’yi, Suriye’nin Kuzeyini yakmakla kalamayacak. Bütün dünyayı bu ateşin içine çekmeye devam edecek.
“Başka yerden nüfus taşımak savaş suçudur”
“Sürekli olarak iktidar cephesinden açıklamalar geliyor. Öyle bir Kuzey Suriye tablosu çiziyorlar sanırsınız ki oradaki insanlar terörist.
“Halbuki 1949 tarihli 4’üncü Cenevre Sözleşmesi’ne göre başka yerden nüfus taşımak, bir nüfusu yerinden etmek savaş suçudur. Savaş suçudur. Ne diyorlar. ‘Biz bu bölgeyi temizleyeceğiz 3 milyon Suriyeliyi oraya taşıyacağız.’ Oraya taşıyarak kendi bekalarını kurtarma peşindeler.
“Hem orada bir Selefi kemeri yaratacaklar hem de batmış olan müteahhitlerine iş yaratarak, inşaat yaptırarak aslında oradan bir rant devşirecekler.”
“Çözüm ancak siyasi yolla olabilir”
“Suriye’de bugün bir sorun varsa bu sorunun çözümü ancak ve ancak siyasi yolla mümkün olabilir. Suriye’de demokratik ve siyasi bir çözüm aramalıyız. Savaş politikaları ile değil.
“Suriye’de demokratik bir çözüm için mücadele etmeli, siyasi bir çözüm aramalıyız. Savaş politikalarıyla Suriye için de, Türkiye için de, Irak için de ancak çözümsüzlük üretir. Bu çözümsüzlüğe son vermenin yolu da barış politikalarında ısrardır.
“Tezkerelere 'evet' derseniz bu suça ortak olacaksınız”
“Ağzını açan herkes ama herkes Türkiye’de de, dünyada da Suriye’nin toprak bütünlüğü ile başlıyorlar konuşmaya. HDP dışında Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösteren kimse yok.
“Muhalefet partileri bile neredeyse askerlerle birlikte Suriye’ye girecekler. Ama Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyorlarmış.
“Şimdi tezkere geliyor Meclis’e. Bu tezkere bir samimiyet testidir. Demokrasiden yana mısınız savaştan yana mısınız, barıştan yana mısınız felaketten yana mısınız? Bu tezkereler bunu gösteriyor.
“20 yıldır Meclis'e tezkereler geliyor. 20 yıl sonunda tezkereler ülkeyi nereye sürükledi? 20 yıl sonunda barışı konuşamaz hale gelmiş bir Türkiye var. 20 yıl sonunda savaşın bütün etkilerini evinde yaşayan bir Türkiye var. O yüzden bu tezkereye artık hayır deme zamanı gelmiştir. Bir kez daha bu tezkerelere 'evet' derseniz bir kez daha bu suça ortak olacaksınız.”
“10 bin IŞİD’li var, kimse istemiyor”
“10 bin IŞİD’li tutsaktan bahsediyorlar. Cumhurbaşkanı diyor ki “rakamı abartmayalım”. Peki 9 bin 900 diyelim. Neyi abartmayacağız. Sınırda çektirdiğiniz fotoğrafları mı, sınırı elek haline getirdiğinizi mi, IŞİD’lilerin cirit atmalarını mı yoksa Türkiye’de ağırlanmalarını mı?
“10 bin IŞİD’li var, ailelerini, çocuklarını saymıyoruz. 10 binleri buluyor. Cezaevlerinde, kamplardalar. Bu 10 bin DAİŞ’linin 2 bini Avrupalı. Avrupalılar diyor ki 'biz istemiyoruz'. Kimse istemiyor. Amerikalılar diyor ki, dünyanın en ciddiyetsiz Amerika başkanı diyor ki ‘Bu işi halledin, halledin diye size veriyoruz’.
“Tükendikçe daha fazla savaş diyecekler, daha fazla şiddetten bahsedecekler. Asla pabuç bırakmayın. Barış mücadelesini yükseltmekten vazgeçmeyin. Bu tükenen iktidarın peşine takılmayın. Meclis'te bu çağrıyı bir kez daha yapıyorum. Tüm partilere bir daha çağrı yapıyorum. Gelin çözümde buluşalım. Gelin iktidarın bu hamasetlerinin peşine takılmayalım.” (AS)