Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, gazetecilerin “andıç” diye değerlendirdiği SETA raporuna değindi.
TIKLAYIN - "Akademik Çalışma Değil, Fişleme Belgesi"
Temelli de raporu “andıç” olarak niteledi:
“Bir vakıf var, SETA vakfı. Yaptığı araştırmanın başlığı bile kendini ele veriyor. Fişleme peşinde, yani bildiğiniz andıç. Bu andıç hikayeleri ile iktidara gelenlerin düştüğü duruma bakın.
“Gazetecilerin neye hizmet ettiklerini araştırıyorlarmış. Aykırı bir ses gördüğünde onları suçlayacak taktikler peşindesiniz. 90'larda bu işi karargahlar yapıyordu, şimdi araştırma grupları yapıyor. Demek ki çağ atlamışız!
“Raporda bizi de es geçmemişler. Bizimle iltisaklı olmak suç olarak gösterilmiş. HDP'nin haberlerini yapmak değil, sizin faaliyetleriniz suç!
“Kürt sorunu vardır, küresel bir meseledir”
“Şiddetten, savaştan ve çözümsüzlükten beslenen bir iktidar. Erdoğan geçen gün çıktı, ‘Kürt sorunu yoktur’ dedi. Biz de Kürt sorunu vardır ve küresel bir meseledir diyoruz. Kürt sorunu yoktur diyenler, sorunun çözümü için çabalayanları hapishanelere attılar.
“Yine sınıra tank sevk ediyorlar. Diyorlardı ki ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’. Bu lafı her gün tekrar edenler, ne oldu da caydınız şimdi?
“Bütün siyasetçileri, bütün halkları barıştan yana tutum almaya çağırıyoruz. ‘Kürt meselesi yoktur’ diyenler S-400 almak istiyor. Getirsin Saray'ın bahçesine koysun, her sabah çıkar sever biraz.”
“Çözüm için demokrasi ittifakı gerekli”
“Türkiye'de sorunların çözümü için demokrasi ittifakı gerekliliktir. Demokrasi ittifakında bir an önce buluşmalıyız. Bu çağrı herkesedir, gelin hep birlikte demokratik bir anayasayı var edelim.
“12 Eylül'ün anayasasından, bu tekçi anayasadan kurtulalım. Önümüzdeki günlerde bunun çalışmalarına hız vereceğiz.
“Önce parlamentoyu çağırıyoruz, gelin bu vesayetçi ve tekçi anlayıştan kurtulalım. Demokratik, laik bir anayasa için parlamento başta olmak üzere tüm siyasi partiler, kurumlar ve sendikalara çağrımızı yineliyoruz.”
Andıç nedir?
Türk Dil Kurumu (TDK) “andıç” kelimesini “uyarı veya hatırlatmak için yazılan not, muhtıra” olarak tanımlıyor.
“Andıç” kelimesi Türkiye’de ilk kez 1998’de tartışma konusu oldu. O dönem yakalanan PKK yöneticilerinden Şemdin Sakık'ın soruşturma zaptına, yalan ifadeler eklenerek basına sızdırılmıştı. Bu ifadeler, 25 Nisan 1998’de Hürriyet ve Sabah gazetelerinde iki gün boyunca yayımlandı.
Sakık'a ait olduğu söylenen itirafların yayımlanmasıyla itiraflarda adı geçen gazeteciler işlerinden çıkarıldı ve Akın Birdal suikaste uğradı.
Daha sonradan çıkartıldığı mahkemede Sakık, böyle bir ifade vermediğini açıkladı. Ekim 2000’de gazeteci Nazlı Ilıcak, bütün bunların Genelkurmay istihbaratında hazırlanan bir psikolojik savaş taktiğinin gereği olduğunu gösteren bir belgeyi gazetecilere ulaştırdı ve belgenin yayımlanmasından on gün sonra Genelkurmay, "andıç" adı verilen belgenin varlığını kabul etti. (AS)