Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Türkiye İşçi Partisi (TİP) kayyımlara karşı Diyarbakır’da basın açıklaması yaptı.
DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDK Eşbaşkanı Gülistan Koçyiğit, TİP Başkanı Erkan Baş, HDP milletvekilleri ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı açıklamada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Meclis’e uyarı mesajı vermek amacıyla üç gün Meclis çalışmalarına katılmayacaklarını söyledi.
Temelli’nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Parlamentonun sessizliği kabul edilemez”
“Dün (22 Ekim) aldığımız kararla birlikte üç gün boyunca parlamentodaki, meclisteki çalışmalara katılmayacağız. Parlamentoya bir uyarı yaptık, bir protesto mesajı verdik. Çünkü bu ülkenin kentlerine kayyım atanırken parlamentonun bu konuya kayıtsız kalması duyarsız kalması kabul edilmez. Parlamento, TBMM her şeyden önce bu kayyım saldırısını kendisine yönelik kabul etmeli ve bu konuda mutlaka inisiyatif almalıydı. Geçmişte olduğu gibi bugün de kayyım rejimine karşı sessiz kalırsa aslında kendi hukuku da ortadan kalkacaktı.
Meclis’teki tüm vekillere çağrı
“Kayyım şiddettir, zulümdür, demokrasiye karşı faşizmin kurumsallaşmasıdır. Bu düzene her şeyden önce parlamenterler, milletvekilleri karşı çıkmalıdır. Halkın temsilcileri olarak bunu içlerine sindirmemeleri gerekir. Bu yüzden de üç günlük eylemimizle tüm milletvekillerine çağrı yapıyoruz, bu konuda sessiz kalmayın. Bu faşist düzene, iktidarın dayattığı bu zulme sessiz kalmayın, boyun eğmeyin. İşte bu halk arkanızdadır, Kürt halkı arkanızdadır. Bu ülkenin tüm mazlumları, mağdurları, kadınları, emekçileri arkanızdadır.
“Yasalardan aldığınız güçle gereğini yapın”
"Yeter ki siz bu düzene karşı dik durun. İtirazınızı yükseltin. Yasalardan aldığınız güçle, yasama gücünüzle gereğini yapın. Yapmazsanız bilin ki bu kayyım size de atanmıştır. Biz asla HDP olarak kayyım rejimini de, kayyımları da kabul etmiyoruz. Kürt halkının iradesini kabul etmeyen bu düzeni kabul etmiyoruz bir an önce arkadaşlarımızın görevlerine dönmesini istiyoruz.
"Kayyımları kentlerimizden süpüreceğiz"
“Dün (22 Ekim) sevgili Selçuk Mızraklı başkanımız tutuklandı. 12 belediye eş başkanımız tutuklandı. 2016’da Gültan Kışanak, Fırat Anlı’ya yapılan muamele dün bir kez daha tekrarlandı.
"Eninde sonunda, tıpkı 31 Mart’ta olduğu gibi yine bu kayyımları da güzel kentlerimizden süpürüp atacağız. Ama bu kez yanına bu iktidarı da koyup süpürüp atacağız. Çünkü Türkiye bu iktidara mahkum değildir. Türkiye barışını, demokrasini arıyor. Bunu da mutlaka ama mutlaka bir gün gerçekleştireceğiz.
"Kürt meselesi küresel bir meseledir"
"Ateşkes olmalı evet. Ama bu ateşkes koşullarında nasıl bir çözüm olacağını da konuşma zamanıdır. Şimdi küresel bir meseleyi konuşuyoruz, Kürt meselesi küresel bir meseledir. Bu meselenin çözümünün muhatapları ile aramak zorundayız, muhatabı ise Türkiye’de kuşkusuz sayın Öcalan’dır. Sorunun küresel muhataplarını var edip çoklu diyalogu bir an önce geliştirmek zorundayız. Çözüme dair masaları kurmak zorundayız. Demokratik çözüm ve demokratik anayasa için.
“Suriye’de barış, Türkiye’de barış demektir”
"Buradan bir kez daha çağrı yapıyorum. Meclise çağrı yapıyorum. Kayyım rejimine karşı gelecek hafta Meclis'te önergelerimiz olacak. Burada bir demokrasi imtihanından geçecek Türkiye. İşte orada nasıl tavır alacağınız aslında tamamıyla Türkiye’nin geleceği açısından kritik öneme sahiptir. Bugün Suriye’de barış, Türkiye’de barış demektir. Suriye konusunda ve bugün Kürtlere yönelik savaş ve zulüm politikaları konusunda alacağınız tavır aslında demokrasi ve barış konusundaki tavrınızdan başka bir şey değildir." (RT)