"Tecrit yalnızca fiziksel, mimari değil. Zor, şiddet ve sansür olmaksızın uygulanamaz. Ambargo, işgal, sansür, işkence, hukuksuz tutuklama da tecrit kapsamındadır.
Tecridin, yüzyılımızda tek tek kişileri, örgütleri, devletleri marjinalleştirmeyi, yok etmeyi, teslim almayı hedefleyen ve emperyalizm tarafından uygulanan bir politika olduğunu tespit ediyoruz."
Deklarasyonun imzacıları arasında Türkiye'den birçok sendika, sivil toplum örgütü ve sanatçı, Türkiye dışından da tecride karşı mücadele eden birçok kişi bulunuyor.
25-26 Haziran'da İstanbul'da düzenlenen sempozyumun sonucunda, tecride karşı uluslararası bir ağın ve iletişim-koordinasyon merkezinin kurulmasına karar verildi. Bu yapılar tecritle ilgili bilimsel, belgesel çalışmaları organize edecek ve bilgilerin yayınlanmasını sağlayacak. Sempozyum, İstanbul TAYAD ve Uluslararası Tecritle Mücadele Platformu tarafından düzenlendi.
Dünyanın her yerinde tecride karşı dayanışma kararı
Tecridi, devletlerin baskı araçlarından biri olarak kabul eden deklarasyonda, imzacılar dünyanın herhangi bir yerinde tecrit tespit ettiklerinde, mağdurların talebini beklemeden harekete geçip, gözlem, teşhir ve yargıda hak arama yollarını kullanma kararı yer alıyor.
Aynı zamanda, İsrail, Ebu Garib, Guantanamo, Bagram hapishanelerindeki tutsaklarla da dayanışma içinde olunacağı, tecrit koşullarının sona erdirilmesi için mücadele edileceği açıklandı.
Deklarasyonda yer alan kimi saptama ve kararlar, özetle, şöyle:
"* İmzacılar, tecridi salt fiziki tecrit olarak kabul etmez. Tecrit; mimari tecridin yanında kültürel, ahlaki, sosyolojik,psikolojik tahribatlar da yaratan, yalnızlaştırma, marjinalleştirme ve yok etme politikalarına hizmet eden, ezilen halklara yönelik her türlü uygulama, karar ve yasayı kapsar.
Bunun gereği olarak örneğin ambargo uygulanması, işgal, sansür, açık saldırı, işkence, hukuksuz tutuklama da dahil her türlü hukuksuzluk, tutuklulara yönelik izolasyon ve yalnızlaştırma politikaları tecrit kapsamında kabul edilir.
* İmzacılar tecridin, zor, şiddet ve sansür olmaksızın uygulanamayacağını kabul eder. Bu nedenle tecride karşı mücadele ederken aynı zamanda ezilen halklara uygulanan katliam, soykırım, işkence gibi şiddet politikalarına ve sansüre karşı da mücadele eder.
* İmzacılar tecrit saldırısına uğrayanlarla dayanışma içinde olur. Tecrit mağdurlarının tedavi edilmesi için gerekli her türlü çalışmayı yapar. Bunun gereği olarak rehabilitasyon merkezleri kurulması, tıbbi personel,araç-gereç ve ilaç temini imzacıların görevleri arasındadır.
* İmzacılar işkence yapılmasını teşvik eden, finanse eden, baskı ve zulüm uygulayan, ülkelerin iç işlerine karışan, darbeler yapan uluslararası tekellere karşı boykot kampanyaları örgütler." (TK)
Yeni katılımcıların imzasına açık olan deklarasyonun tam metnini ve imzacıların listesini görüntülemek için tıklayın. (MS Word belgesi, 43K)