Diana Scully'nin rehberliğinde "tecavüzün" izini sürmeye devam ediyoruz...
"Hiç unutmayalım ki erkekler için cinsel şiddetin önde gelen işlevi kadınlara egemen olmak ve onları denetim altında tutmaktır."
Scully'nin "Tecavüz/ Cinsel Şiddeti Anlamak"taki bu cümlesini unutmuyoruz ve biliyoruz ki bütün erkekler kadınlara egemen olmak ister.
Kitabı okuduğunuzda (ki okumanızı mutlaka öneriyoruz) çarpıcı bir biçimde görüyorsunuz: Tecavüzcü "herkestir", tecavüzcü erkeklerdir.
Tecavüzcülük, erkeklik gibi, zengin, yaşlı, fakir olmanın ötesindedir
Tecavüzcü, televizyoncular, gazete yazarları, antrenörler, babalar, kocalar, yöneticilerdir. Öyle ya, Scully'nin 10 yıl süren çalışmasına göre cezaevi dışındaki tecavüzcülerin kim olduğunu bilemiyoruz ancak hayatın içinden çok sayıda ve farklı tecavüz hikayesi ve "gerekçesi" biliyoruz. Tecavüzcüyü herhangi bir toplumsal kategoriye, herhangi bir sınıfa ya da psikolojik duruma sınırlamak mümkün değil.
Ama 70'lerde kadınlar "tecavüzden" hiç sözetmezlerken, 70'lerden bu yana kadın hareketi tecavüzü ifşa etmeye,
tartışmaya başladılarsa bundan sonra da tecavüz konuşulmaya devam ettikçe "tecavüzcü profili" belirginleşecek, hakkında daha çok şey bileceğiz...
Aramızdan biri...
"Tecavüz" deyince akla "ormanda saldırıya uğrayan kadın" gelmeyecek yalnızca, televizyon patronlarının yanında yöresinde gezinen söylentilerin denk geldiği gerçekliği bileceğiz, "himaye" örtüsü altında kadın ve çocuklara göz koyanları...
İşte burada Scully'nin "tanıdık tecavüzcü" bölümünden parçalar aktarmak yerinde olur. "Tanıdıklık", "aramızdan biri" ya da "herkes" olan tecavüzcüyü saklıyor, "bilinmezlik" sağlıyor.
Scully'nin vardığı sonuçlara göre;
Kadınların tanıdıkları kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunmaları olasılığı düşük. O nedenle hapishanedeki hükümlüler arasında tanıdık birine tecavüzden hüküm giymiş kişiler gerçekte olduğundan çok düşük oranda temsil ediliyorlar.
Kaldı ki böyle erkekler hüküm giyselerde yaptıklarının tecavüz olduğunu inkar ediyorlar. On tanıdık tecavüzcüden biri suçu kabul ediyor.
Önce talep, sonra zorla
Bu suçların çoğunluğu gece ve tecavüzcünün kuşkulanılmadan girme olanağına sahip olduğu kadının evinde meydan geliyor. Hemen hemen bütün olaylarda erkekler kadını cinsel yönden çekici bulduklarını ama, onun bu ilgiye yanıt vermediğini söylüyorlar. Tanıdık olmayan biri tarafından işlenen tecavüz suçlarında tecavüzün önceden planlanmış olmasına karşılık bu suçlar daha kendiliğinden gelişmiş görünüyor.
Olayların çoğunda erkekler kadının evine baştan kadına tecavüz etme niyetiyle gitmiyorlar. Kadın cinsel ilişkide bulunmayı reddedince, sözkonusu erkekler kaba kuvvet kullanmaya karar veriyorlar.
Scully ne kadar "tanıdık" şeyler anlatıyor, değil mi? Hangimizin dudağına, bir çift "istemediği" dudak yapışmamıştır? Çoğumuz talep etmediğimiz kucaklamalara maruz kalıp, o kollardan nasıl kurtulacağımızı düşünmedik mi? Hatta belki, daha da ötesi... (NZ/GG)