Platform, "Vatan" gazetesi yazarı Ruhat Mengi'nin yargılandığı davada, Türk Ceza Kanunu reformunda cinsiyetçiliğin önüne geçilmesi konusunda Platformun düşünceleri aktaran bir bildiri dağıttı.
Platform: Taleplerimiz dikkate alınmalı
Tasarıda şimdiye kadar yapılan değişiklikleri olumlu olarak değerlendirilen Platform bildirisinde, Namus cinayetine indirimin sürdüğüne işaret edildi.
2002'den bu yana bir kampanyanın yürütüldüğünü hatırlatan bildiride, "TCK reformunun amacına ulaşması için TCK Kadın Platformunun hazırladığı 'Kadın Bakış Açısından TCK' başlıklı rapordaki talepler doğrultusunda, daha pek çok değişiklik yapılması gerekiyor" deniliyor.
Tasarı'nın Adalet Alt Komisyonu'nda görüşülmesine ay sonunda son verileceğini belirten Platform, destek isteyerek Tasarıya ilişkin gözlemlerini şöyle sıraladı:
Namus cinayetine indirim devam ediyor
* Tasarı'nın son halinde namus cinayeti faillerine indirim sağlayan 31. maddede yer alan "haksız tahrik" yerine "haksız fiil" ifadesi kullanılarak indirimden yaralanacak faillerin kapsamı daraltılmaya çalışıldı.
* Ancak madde bu yeni haliyle de, namus cinayetlerinin önüne geçilmesini sağlamaktan çok uzak. Madde gerekçesinde, öngörülen indirimin namus cinayeti faillerine uygulanmayacağı açıkça belirtilmeli ve böylece namus cinayetlerinin yasa eliyle meşrulaştırılmasına son verilmeli.
* Nitelikli İnsan Öldürme maddesinde belirtilen ağırlaştırıcı sebeplere "namus saikiyle" işlenen cinayetler eklenmeli ve namus cinayetlerine "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezası verilmeli.
* Kadınların cinsel hak ve özgürlüklerini açıkça ihlal eden, cinsel ve bedensel bütünlüklerini hiçe sayarak yapılan bekaret kontrollerinin de suç olarak tanımlanması ve cezalandırılması gerekiyor.
Bugüne kadar yapılan değişiklikler
* Cinsel Suçlar daha önce Topluma Karşı Suçlar bölümünde, Edep Törelerine Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmişti. Alt Komisyon'da yapılan değişiklikle bu suçlar Kişilere Karşı Suçlar bölümünde ve Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlendi.
* Taciz, tasaddi ve tecavüz Cinsel Saldırı maddesinde birlikte ele alındı; tecavüz bir ağırlaştırıcı neden olarak, "herhangi bir organ ya da sair cismin mağdurun vücuduna sokulması" olarak tarif edildi. Böylece "copla tecavüz" kavramı ceza kanununa girdi. Tecavüzün soruşturma ve kovuşturması mağdurun şikayetine bağlı olmaktan çıkartıldı.
* İşkence sırasında cinsel taciz, ağırlaştırıcı neden olarak kabul edildi. İşkence ile birlikte tecavüz de gerçekleştirilmişse, faile hem işkencenin hem de tecavüzün cezalarının ayrı ayrı toplanarak verilmesi kararlaştırıldı.
* Aile içi şiddet, "İşkence" bölümü altında düzenlendi. Faile, aile içinde gerçekleştirdiği her bir şiddet olayından dolayı ayrı ayrı ceza verilmesi öngörüldü.
* Evlilik içi tecavüz, mağdurun şikayetine bağlı olarak suç kabul edildi.
* Tanımlar maddesinden "Kadın: Bu terim kızları da kapsar" ifadesi çıkartılarak evli-bekar, bakire olan ve olmayan kadınlar arasında yapılan ayrımcılığa son verildi.
* Tecavüzcünün mağduruyla evlenmesi durumunda cezasının tecil edilmesi uygulamasına son verildi.
* Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar "Çocukların Cinsel İstismarı" adı altında tek maddede düzenlendi. Maddede yer alan "çocukların rızası ile tasaddi" ya da "çocukların rızası ile ırza geçme" gibi ifadeler kaldırıldı.
* Evlilik içi ve evlilik dışı çocuklar arasında ayrımcılık yapan "Yeni Doğan Evlilik Dışı Çocuğu Öldürme" maddesi kaldırıldı.
* "Cinsel Taciz" suçu aynı başlıklı bir maddede düzenlendi, "hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuzun kötüye kullanılması" ağırlaştırıcı neden sayılmıştır. Ancak "nüfuz ve hizmet ilişkisi" işyerindeki cinsel tacizi tanımlamakta yetersiz kalan ifadelerdir.
* "Ayrımcılık" maddesinde cinsel yönelimin ayrımcılık sebebi teşkil etmeyeceği belirtildi.
Kadının İnsan Hakları (KIH) Projesi ile Tel: +90 212 251 00 29, Fax: +90 212 251 00 65 numaralarından veya www.kadinininsanhaklari.org sitesinden iletişim kurulabilir. (EÖ/BB)