Fotoğraf: Sertaç Kayar
>> Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacak.
>> Kurum faaliyetleri ile doğrudan ilgili olan tanıtım giderleri hariç olmak üzere basın ve yayın organlarına ilan-reklam verilmeyecek.
Bu ifadeler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Haziran’da yayınladığı ‘Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’den. AKP hükümetlerinin 2003'ten bu yana 6 kez açıkladığı tasarruf paketinde ilk kez yerel ve ulusal basını ekonomik anlamda etkileyecek maddeler yer aldı.
TIKLAYIN - Erdoğan'dan kamuda tasarruf tedbirleri genelgesi
Bakoğlu: Resmi ilanlar azaldı, gazetelerin giderleri çoğaldı
Şimdi akıllardaki tek soru zaten zor durumda olan yerel basın bundan nasıl etkileneceği. Rize Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Zümrüt Gazetesi imtiyaz Sahibi Faik Bakoğlu “Yerel basının ölümünü bir kez daha tasdik ettiler” diyerek açıklıyor durumlarını. Ardındansa “Gün geçtikçe daha da kötüye gidiyoruz” diyor. Yerel gazetelerin can çekiştiğini söylüyor.
1600 olan yerel gazete sayısının son yıllarda binin altına düştüğünden bahsediyor. Ulusal ve ‘yandaş’ gazetelere verilen hükümet desteğinin yerel gazetelere verilmediğini anlatıyor:
“Genelge tabii ki bizleri olumsuz yönde etkileyecek. Resmi ilanlar azaldı, gazetelerin giderleri çoğaldı. Çalışanlardı, sigortaydı, kağıt-matbaa ücretiydi, faturalardı, ofisti, ekipmandı… Eskiden hükümet bazı avantajlar sağlıyordu ama artık verilen esneklik ve kolaylıkların hepsi yok edildi.
Rize gibi küçük bir şehirde, merkezde 14 gazete var. İlçeleriyle beraber 21 gazete var. Bizim Zümrüt Gazetesi 72 yıllık bir gazete. Şimdi özel arayışlar içerisindeyiz, gazeteciğin dışına çıkıyoruz. Bundan da üzüntü duyuyoruz. Özel ilan almak için, reklam almak için bekliyoruz. Şehrimizde üst düzey birisi vefat etsin de bunların vefat ilanlarını, başsağlığı ilanlarını ve teşekkür ilanlarını yayınlayalım diye bekleyecek duruma geldik artık.
"Çoğu gazete iflas edecek"
1600 yerel gazete vardı Türkiye’de. Şimdi bu binin altına düştü. Günlük çıkan gazeteler, haftalığa döndü. Haftalık olanlar aylığa döndü. Hâlbuki gazeteler o şehrin sorunları için mücadele etmek için varlar ama ekonomik olarak bu durumdayız. Çünkü yayın hayatımızı ancak bu şekilde devam ettirebiliyoruz.
Gazeteciler kendi aralarında birlik beraberlik sağlayamıyor. Sağlayabilse bu durumda olmazdık. Rize’de iki gazeteciler derneği var, komşu il Artvin’de, Trabzon’da üç, Gümüşhane’de Bayburt’ta iki dernek var. Türkiye’de bile üç konfederasyon var. Kentin, Türkiye’nin bütün gazetecileri birlik beraberlik içinde kalamadıkça etkili olamayız. Siyasiler de gülüyor bu duruma. Karşılarında 5 kişi, 10 kişi, bölük pörçük.
Böyle bir ortamda, zaten demokrasinin düşe kalka olduğu bir ortamda basının hali ne olur? Zaten bir internet olayı çıkmış. Okuyucu internetten bakar ben onu okurum diyor. Resmi ilanlar daha da azaldı mı, internete yayıldı mı çoğu gazete iflas edecek.”
Karaca: Ankara'ya yürürüz
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Yılmaz Karaca da Faik Bakoğlu’yla aynı düşüncede. Tasarruf tedbirlerinin yerel basını bitireceğini söylüyor. “Anadolu basınının bitmesinin bir fermanıdır bu” diyor. Hükümete kararın geri çekilmesi çağrısı yapıyor.
Aksi halde Türkiye’nin dört bir yanından gazetecilerle Ankara’ya yürüyeceklerini belirtiyor:
“Anadolu basını artık bitme noktasına geldi. Sadece gazeteler, televizyonlar ve radyolar değil, buralarda çalışan gazeteciler de büyük sıkıntı yaşıyor. Belediyeler ve kamu kuruluşlarına yapmış olduğumuz satışlarla, abone kayıtlarıyla hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz.
Hükümetten destek paketi çıkarılmasını istedik ama maalesef çıkmadı. Biz çare bulunmasını isterken yeni tasarruf tedbirleri geldi. Bunlar da gittikten sonra zaten güç durumda olan Anadolu basını daha da kötü duruma düşecek. Bunu basını bitirmeye yönelik bir çalışma olarak görüyoruz. Sessiz kalamayız. Tepkimizi artık açıklamalarla değil Ankara’ya yürüyerek göstereceğiz.
Sadece bizler için değil, en büyük sorunumuz gazeteci arkadaşlarımızın çok güç durumlarda çalışmaları. Maaşlarını asgari ücretle bile alamadıkları durumda gazeteci arkadaşlarımıza bir destek verilmesi gerekli. Aksi taktirde çalıştıracak gazeteci bulunamayacak.
Basınla ilgili olan bölümünün bir an önce geri çekilmesini bekliyoruz. Meclis’ten acilen bir destek paketi çıkartılmasını istiyoruz.
Bir kamu görevi olan gazetecilik tabii ki kamudan destek almalı. 2 yıl önce hükümetin aldığı icra ilanlarının kaldırılması yerel basına yönelik ekonomik atağın başlangıcıydı. Bu bir süre ertelendi ama artık icra ilanları internetten satılmaya çalışılıyor. İlanların hepsi gittiği zaman Anadolu basınının çoğunluğu kapanır. Gönül ister ki Anadolu basınını kamu kuruluşları değil sanayiciler, esnaf, halk desteklesin. Ama günümüzde öyle değil. Basının, gazetecilerin sorunlarına sahip çıkmalı.”
Durmuş: Tasarrufu değil bilgisizliği teşvik ediyor
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise hükümetin eylemleriyle halka dayattıkları arasındaki farka dikkat çekiyor. Genelgenin tasarrufu değil cahilliği, bilgisizliği teşvik ettiğini söylüyor. Ülkenin ekonomik sorunlarına böyle bir genelgenin çözüm olamayacağını belirtiyor:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tasarruf genelgesinde yer alan gazete alımı yapılmasın talimatı iktidarın bilgiye, kültürel gelişime ne kadar önem verildiğini de gösteriyor. Kendi şatafatlı hayatından ödün vermeyen, onlarca araçlık konvoylarla gezen, uçakları olan Cumhurbaşkanı, kamu kurumlarına gazete almayarak tasarruf yapma talimatı veriyor. Okumadan, araştırmadan uzaklaştırılan topluma birde devlet ekleniyor artık.
“Bu genelge tasarrufu değil cahilliği, bilgisizliği teşvik ediyor. 31 ulusal gazeteden alınacak 3'er 5'er gazetede yapılacak tasarruf ile bu ülkenin ekonomik sorunlarına çözüm bulunamaz. Genelgeden özellikle yerel gazeteler derinden etkilenecek, zaten çok düşük olan tirajları daha da azalacak, kapanma noktasına gelecek. Yine tasarruf yapılırken işsizlik artacak gazeteciler evlerine ekmek götüremez duruma düşürülecek. İtibarının tasarruf yapmayanlar insanların ekmeklerinden edecektir. Tasarruf kampanyası öncelikle saraydan başlamalıdır.” (HA)