Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) Meclis’e sevkedilen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı'na dair endişelerini dile getirdi.
“Tasarı yasalaşırsa Anadolu’da var olan biyolojik türlerin talanı ve tahribatının önü yasal olarak açacaktır. “
Tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda doğal yaşam alanlarının ve biyolojik çeşitliliğin kaybedileceğini anlatan Çiftçi-Sen konuyla ilgili yayımladığı bildiride milletvekillerine seslendi.
Tasarının koruma misyonundan uzak, “adeta doğa koruma alanlarını kullanıma açmanın yollarını tanımlamak için hazırlandığı” izlenimini aktaran sendika bütünsel bir tehlikeye de dikkat çekti.
“Tasarının sadece Türkiye doğasını değil, bütünlük arz eden İran-Anadolu, Kafkas, Akdeniz doğasını çok kısa bir süre içerisinde geri dönüşü olmayacak şekilde yok edeceğine inanıyoruz.”
Kâr hırsı
Çiftçi-Sen’in bildirisinde sıralanan endişelerin bazıları şöyle:
* Tür ve habitatları koruma bahanesi ile doğal alanların işletme yetkisi il özel idarelere, belediyelere, vakıf ve derneklere bakan onayı ile verilebilecektir.
* Sadece doğal alanlar değil Anadolu’da yetişen tüm biyolojik tür ve çeşitler de doğrudan bakanın yetkisi ile ticarileştirilebilecek, doğadan alınıp şirketlere teslim edilecek yani kâr hırsına heba edilecektir.
* Milli Park ve 1. derece sit alanı ilan edilen vadilerde şirketlerin faaliyetleri yasallaşacak ve koruma alanlarında Nehir Tipi HES, RES, GES Termik Santral inşaatları, maden arama ve işletme tesisleri hız kazanacaktır.
* Bu yasa ile tüm tabiat kararları, doğal alanları kimlerin ve nasıl kullanılacağı ile ilgili karar verme yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilecektir. Ne var bunda denilebilir. Fakat, Tasarının 8. maddesinde “ekolojik etki değerlendirmesi sonucunda saha üzerinde etkilerin olumsuz değerlendirmesine rağmen alternatif çözümlerin bulunmaması ve üstün kamu yararının bulunması nedeniyle plan ve projelerin uygulanması zorunlu ise Bakanlıkça gerekli her türlü telafi edici tedbirler alınır veya aldırılır” denmektedir.
Çiftçi-Sen doğal varlıkları; suyu ve biyolojik türleri metalaştırma yetkisinin hiçbir kurum, kuruluş ve kişilere ait olamayacağını da vurguladı.
Çiftçi-Sen’in verdiği bilgilere göre Avrupa'nın sahip olduğu biyoçeşitliliğin dörtte üçü Türkiye'de bulunuyor. (YY)
Çiftçi-Sen’in bildirisinin tamamına ulaşmak için tıklayınız.