Kuzey Ormanları Savunması (KOS), taş ocağı açılmak istenen İstanbul’un Kuzey Ormanları köylerinden Ağaçlı’yı savunmak için eylemdeydi.
Basın açıklamasının yapıldığı alanın bir yanında taş ocağı, diğer yanında ise köyü tehdit eden patlayıcıların depolandığı saha vardı. KOS, taş ocakları için "ÇED gerekli değildir" kararına karşı hukuki mücadelenin başlatıldığı duyurdu.
Basın açıklamasının ardından Yukarı Ağaçlı Köyü sakinleri söz alıp, dertlerini ve köyün sorunlarını anlattılar. Aysel Çalışır ve Nezih Beceral, kamyonların tozu dumanından köyde durulmadığını, taş ve kum ocaklarıyla köylüye hayatın dar edildiğini anlattı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Ali Şeker, küçük bir grubun çıkarları için ormanların, yaşam alanlarının peşkeş çekildiğini ifade etti.
Köy sakinleri ve KOS üyeleri eylemlerle ve hukuki yollarla mücadeleyi sürdüreceklerini duyurdu.
Hukuki mücadele sürüyor
Ağaçlı köyünde faaliyetine devam eden taşocaklarının yanı sıra 3.Havalimanı için yeni taş ocaklarının yapılması planlanıyor.
Bu projelerden biri olan İGA Havalimanı İşletmeleri A.Ş’ye ait “Kumtaşı Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi” için Valilik tarafından verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı Kuzey Ormanları Savunması 2016 yılı başında dava açtı. Davaya 'ÇED gerekli değildir' kararını veren İstanbul Valiliği ile IGA müdahil oldu.
KOS, tamamen ormanlık alana kurulmak istenen iki taş ocağı için Valiliğin verdiği ÇED gerekli değildir kararına karşı hukuki mücadeleye başladığını duyurdu.
"Taş ocağı düşündükleri yer orman"
Açıklamada şu noktalar öne çıktı:
* Bizzat tanıtım dosyasında belirtildiği üzere, haftada 6, ayda 24 patlamanın gerçekleşeceği taş ocağının düşünüldüğü alanın bitki örtüsü tümüyle sıyrılacak, iş makineleri için yollar açılacak, Odayeri-Ağaçlı yolundan yaklaşık 2 km’lik orman yolu ile ocak sahasına ulaşılacak. Nakliye için 10 adet taşeron kamyon günde toplam 2000 sefer yapacak. Yani Ağaçlı’nın şu anki hafriyat kamyonu trafiği ve tozu kıyameti katlanacak. Şirketin kendi verilerine göre taş ocağı için kullanılacak karayolunda kamyon yoğunluğu yüzde 137 artacak.
* Bu iki taş ocağının da düşünüldüğü bölgeler tamamen orman. Bu taş ocakları, yok ettikleri orman örtüsü, göçe zorladıkları hayvanlar ve yok ettiği bitkisel varlık, tükettikleri ve kirlettikleri yeraltı suları, taş çıkarmak için dinamitle patlatma sonucu ortaya çıkardıkları tozuma, kamyonlarının yaratacağı trafik ve karbondioksit salımı, yerleşim yerlerinin çok yakınlarına kurulan patlayıcı depolama sahaları ile getirdiği büyük güvenlik riskleri ve bu portrenin tamamında bölgede yasayan insanların ruh sağlığı üzerinde yarattığı yaratacağı olumsuz etkilerden ötürü insan, hayvan ve bitki yaşamı açısından asla kabul edilemez.
Yaşanan tüm örneklerde, taş ocağı işletmeleri, toprağı patlatarak üzerindeki toprağı ve mıcırı alıyor, ağacı kesiyor, yeraltı su kaynaklarını kirletiyor ve ardından çekip gidiyor. (BK)