Katılım düşük, hava olumlu
Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu, sosyal forumu bianet'e "olumlu bir hava var" diyerek değerlendirdi. Kozanoğlu, Fransa'da İlk İşe Alım Sözleşmesi (CPE) tasarısına, Bolkestein Yönergesi'ne karşı mücadeleleri, Avrupa Birliği Anayasası'na Fransa ve Hollanda'da hayır denilmesini ve Venezüella'da yaşananların, forumda iyimser bir atmosfer oluşmasını sağladığını söyledi.
Eski Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Sami Evren'se foruma katılımın düşük olduğunu ve organizasyonu yetersiz bulduğunu söyledi.
En büyük zorluk: Aynı anda birden çok seminer
Forum alanı şehir merkezine yaklaşık yarım saat uzaklıkta. Foruma katılanların bir kısmı forum alanı yakınlarında katılımcılar için yeniden düzenlenen eski bir uçak hangarında uyku tulumlarıyla kalıyor.
Hangar'da kalanların tek sorunu sıcak suyun sınırlı olması. Belçika'dan Rafael hangarda gecelerin eğlenceli geçtiğini ve bu durumun mekanla ilgili pek çok rahatsızlığı görünmez kıldığını söylüyor ve ekliyor: Nerede uyuduğumun önemi yok. Önemli olan güzel vakit geçirmek. Rafael forumdan da memnun. Tek sorunu, aynı oturumda birden fazla ilgisini çeken seminerin olması.
Bu durum aslında pek çok kişinin de sorunu. O yüzden forum alanında ellerinde forum kılavuzu olan insanları karar vermekte zorlanırken görebiliyorsunuz. Seminer temalarının hepsi birbirinden ilginç. Bazı seminerler söyle:
"Şehirde sosyal dışlanmanın ve güvencesizliğin yeni mekanizmaları", "Bolkestein yönergesı"', "Tecrit edilmiş gençlerin hakları ve korunması", "Çevresel yıkıma karşı direniş"' "Ortadoğu ve Akdeniz: Savaşa muhalefet etmek, nükleer tehlikeler, barışı yaymak, nükleersiz bölgeler", "Organik tarım", "Balkanlar ve NATO", "Avrupa'da kapitalizme sosyalist alternatif inşa etmek", "Gençlik ve direniş"...
Tarık Ali: Bu uygarlıklar savaşı tam bir palavra
"'Teröre' karşı savaş: Yeni düşmanlar ve insan hakları" konulu seminerin konuşmacıları Britanya'dan gazeteci, yazar Tarık Ali, Republican Lawyers Association (RAV) Başkanı Wolfgang Kaleck, Türkiye'den Akın Birdal, İrlanda'dan Jim Mcveigh'di.
Birdal, Türkiye'deki yeni Terörle Mücadele Yasası tasarısından bahsetti. Ayrıca Kürtlerin genel af talebini için hükümetle masaya oturmak istemesinin reddedilmesinin barış için kolay olan yolun reddedilmesi olarak yorumlanabileceğini söyledi.
Mcveigh, Nora'nın hikayesini dinleyicilere aktardı. Nora İrlanda'da yaşayan bir anneymiş. 25 yıl önce çocuklarına ekmek almak için sokağa çıktığı sırada bir asker tarafından öldürülmüş. Olay, medyada askerin kendisine saldıran bir teröristi öldürmek zorunda kaldığı yönünde haberleştirilmiş. Askere ölüm emrini veren subay, hükümet tarafından ödüllendirilmiş. Nora'nın kocası, annesiz kalan üç çocuğunu yetiştirmiş ve 25 yıl boyunca her hafta Nora'nın gerçek hikayesini ve terörist olmadığını anlatmak için kampanya düzenliyormuş.
Mcveigh "Nora'nın başına gelenler Afganistan, Kürdistan, Irak ve İran'da da yaşanıyor. Çünkü devlet eliyle işlenen cinayetlerin aydınlatılması için bu hikayeleri anlatmayı tercih ediyorum. Çünkü hikayeler çok daha güçlü" dedi.
Ali'yse, 'terör'e karşı savaşın, Batı tarafından özgürlüğün önüne geçmek için uygulandığını söyledi.
Birleşmiş Milletler'in (BM) demokratik bir örgüt olmadığını söyleyen Ali, "Bir nebze olsun bağımsız olsaydı BM sekreteri herkesin önünde istifa ederdi. Çünkü Irak işgali bütün hakların ihlalidir. Onlarsa sadece biraz kızmakla yetindi" dedi.
Ali, "Bizim problemimiz uygarlıklar çatışması değil. Dünyanın emperyal gücüne karşı savaştır. Dünyayı yöneten elitler bunu anlamıyor" dedi. "Avrupa Hamas'a ekonomik yardım yapıyor. Bu uygarlıklar çatışması değil." Arapların demokrasiyi sevmediklerine dair söylemin de yalan olduğunu söyleyen Ali, Arapların aslında emperyal ülkelerin işgalini sevmediklerini ifade etti.
Fransa'da yaşanan protesto gösterilerinde, sorunun isyan edenlerin Müslüman olmasına dayandırılmasını da eleştiren Ali "Onların gerçek Fransız olduğunu bile söyleyebiliriz. Çünkü hak talep ediyor ve bunun için yollara barikat kuruyor, mala zarar veriyorlar" dedi.
Ali, Latin Amerika'nın, başka bir dünyanın mümkün olmasının canlı bir örneği olarak umut verdiğini de söyledi.
Kıbrıs sorununa çözüm: Sol eksenli savaş karşıtı mücadele
"Yunanistan- Türkiye-Kıbrıs: Hareketlerin barış önerileri" başlıklı forumda, taraflar kendi bakış açılarına göre, Kıbrıs sorununun tarihi perspektifini ve çözüm önerilerini tartıştı.
Tartışmanın katılımcıları, Türkiye'den KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul'la ÖDP'den Masis Kürkçügil, Kıbrıs Scientist Association'dan Dr. Kıvanç, Yunanistan'dan ŞYNASPİSMOS'tan Panos Trigasiz, akademisyen Yannis Milios, Gazeteci Panos Kosmas, Kıbrıs'tan Kıbrıs Üniversitesi'nden Stavros Tombazos, Symfiliosis'ten Nikos Trimikniliotis'ti.
Tartışmada, sorunun çözümüne, ancak ülkelerdeki savaş karşıtı örgütlerin birlikte hareket etmesinin açılım sağlanacağı görüşü yaygındı.
Kürkçügil, Kuzey Kıbrıs'ta ilk kez sosyal muhalefet olduğuna, güneydeki iktidarın çözüm önerisi olmadığına dikkat çekti. Kürkçügil "Yıllardır, nesiller değişiyor, ancak iktidarlar değişmiyor. AB ya da Annan planından ziyade, ortak yaşam mücadelesi önemli. Sendikalar, örgütler bu işe önayak olmalı. Güneyde yeni bir irade oluşmalı. 74 çıkartması insan haklarına aykırı, ancak Türkiye artık özeleştiri yapmaktan usandı" dedi.
Kosmas 1974'ten beri, tartışmaların işgal ve çatışmalar üzerine olduğunu ve bunun çözümün önünü kapadığını söyledi. Türkiye ve Kıbrıs'taki sol hareketlerin durumunun önemli olduğunu söyleyen Kosmas "Makaryos 1954'te mecbur kaldığı bir şeyi yaptı. Apertheid yönetimi yerine İsviçre modeli de olabilirdi" dedi. Kosmas iki taraftan da askerlerin çekilmesini istediklerini, bu konuda ortak mücadeleyle ABD'ye karşı mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
Trimikniliotis Kıbrıs'ın AB üyesi olmasının çözüm yolu olabileceği kanısındaydı.
"Barış sandığımızdan çok daha bütünleşik. Bizler meseleye Türk-Rum ilişkisi olarak bakarsak milliyetçiliği desteklemiş oluruz. Halbuki Kıbrıs ve Ortadoğu'da barışa dair tartışırsak, farklı halkların bir arada yaşamasını ve ABD'nin yarattığı kaosu aşabiliriz."
Genç kadın olmak...
Atölyelerden biri de, "Genç kadın olmak" başlıklıydı. Katılımcılar, bir drama gösterisiyle cinsiyetçiliğin kadınlarda çocukluktan bu yana nasıl empoze edildiğini ifade etti; sosyal şiddetin aileyle başladığını ve okul çağından iş piyasasına kadar ağırlaşarak devam ettiğine dikkat çekti.
Belçika'dan katılan Sosyalist Sendika temsilcisi, kız çocuklarının ailelerinden aldıkları harçlıkların oğlan çocuklarına göre daha az olduğunu, okul çağında girdikleri yarı zamanlı işlerde erkeklere oranla daha az kalitatif işler yaptıklarını, sistemin bu işlerde hiyerarşi kurduğunu, üniversitede daha çok erkek öğrenci olduğunu aktardı; kadınların üniversiteye gitse bile ekonomik bağımsızlık anlamında yaşanan adaletsizliği yenemediklerini ekledi.
Katılımcılara göre, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilmeleri, ilköğretimden üniversite çağına kadar yapılan antiseksist kampanyalarla mümkün.
"Anti Capitalista..."
Forum alanında Yunan Antikapitalist örgütü iki gün boyunca pek çok eylem yaptı. Antikapitalist örgütüne, aralarında Türkiye'den ÖDP, Küresel BAK'ın da bulunduğu çok sayıda hareket destek verdi.
Grupların bir araya gelmesiyle atılan sloganlar, forum binasında canlı anlar yaşatıyor. Ayrıca forum alanında Balkanlardan, Filistin'den, Hindistan ve Arnavutluk'tan gruplar, konser ve dans gösterisi düzenlediler.
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) forumda CIA uçaklarıyla kaçırılarak işkence yapılan mağdurlar için düzenlediği imza kampanyasını, ABD Dışişleri Baklanı Rice'a gönderiyor.
Örgütün "Kadına şiddete son" kampanyasındaysa, imza toplamak yerine ellere sürülen boyalarla bez afişlere yapılan baskılar toplanıyor.
Antiler ve alternatifler
Sosyal forumun alternatifleri de mevcut. Anarşistler ve Maocular, ASF'yi varolan radikal muhalif kitleyi ılımlılaştırdığı görüşüne dayanarak eleştiriyor ve Atina'da alternatif forum düzenledi. (EZÖ/TK)