Tanrıkulu, "AİHM hem gerekçeli karar yazmaktan kurtulmak hem de aleyhte kararları azaltmak için saatlerce avukatlarla görüşüp dostane çözümü teşvik ediyor" dedi.
AİHM'e başvuruda bulunan bir avukatın dikkat etmesi gereken noktalara işaret eden Tanrıkulu, AİHM'e ilk başvurusunu 1991'de "Leyla Zana davası" ile yaptığını; Türkiye'de o dönem başvuruya ilişkin hiçbir kaynak bulunmadığını, bugün durumun değiştiğini belirtti.
"AİHM içtihat mahkemesi oluyor"
İş hacmi nedeniyle zor çalışan AİHM'in yapısının, 14. Protokol ile büyük oranda değişeceğini ve mahkemenin başvurunun "kabul edilebilirliği" kararı ile esasa ilişkin görüşlerini birlikte vereceğini söyleyen Tanrıkulu, AİHM'in tek yargıçlı bir uygulama ile daha çok bir içtihat mahkemesi biçiminde görev yapacağını ifade etti.
Tanrıkulu, AİHM'de görev yapan hukukçuların, mahkemenin özgürlükleri geliştirmedeki rolünün azaldığını düşündüklerini belirterek, mahkemenin geçmişte Türkiye'ye etkisini anlatmak için Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) davasını örnek verdi.
Buna göre, AİHM'in yerel mahkeme kararının gerekçesiz olduğuna karar vermesi ile, Türkiye Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nu (CMUK) değiştirmek zorunda kaldı.
AİHM'e başvuru yolları hakkında bilgi veren Tanrıkulu, AİHM'e olağan başvuru yapılabileceği gibi, acil başvuru hakkından da yararlanılabileceğini, bu son haktan cezaevlerinde ölüm oruçlarının yoğun şekilde yaşandığı dönemde yararlanıldığını hatırlattı.
Strasbourg'daki mahkemenin eleştirilebilecek yönlerine değinen Tanrıkulu, buna Genelkurmay Askeri Mahkemesi kararlarının geçmişte AİHM'de adil yargılamaya aykırı bulunmamasını gösterdi.
Av. Çetin: Lozan Antlaşması pek öğretilmez
Avukat Tanrıkulu, mahkemenin önemine ilişkin de, "Güneydoğu'da yaşanmış ama yazılmamış bir tarihin bu mahkemenin icraatlarıyla yazılı hale gelmesi, ihlale karışan devlet görevlililerinin Türkiye'de yargıdan kaçarken bu mahkemeye ifade vermeleri işlevselliği de ortaya koyuyor" dedi.
Lozan Antlaşması'nın azınlıklara tanıdığı dil gibi haklar AİHS açısından değerlendirilirken söz alan Avukat Fethiye Çetin, "Açık konuşalım, biz avukatlar Lozan Antlaşması'nı pek bilmiyoruz. Bu Antlaşmanın bazı bölümleri zaten pek öne çıkarılmaz. Hukuk Fakülteleri'nde buna pek girilmez, oysa ki bu Antlaşma ana hakları oluşturur" dedi.(EÖ/EÜ)