*Fotoğraf: AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir ayı aşkın bir sürenin ardından bugün yapılan Kabine Toplantısı'nda sağlıktan tabii afetlere, ekonomiden eğitime ve dış gelişmelere kadar Türkiye'nin gündemindeki birçok meseleyi görüştüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 28 Temmuz'dan sonra başlayan yangınlarda ormanların yanı sıra 72 bin dekar ekili ve dikili alan, bin dekara yakın sera, 2 bin 590 ton depolu ürün, 2 bin 600 tarımsal yapının zarar gördüğünü belirtti.
Yangınlarda 395 büyükbaş hayvan, 4 bin 505 küçükbaş hayvan, 7 bin 749 arı kovanı, 29 bin 600 kanatlı hayvanın öldüğünü açıkladı.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Eylül ayında okullarına kavuşmayı bekleyen milyonlarca ilk, orta, lise ve üniversite öğrencilerimizin, çeşitli sektörlerde işlerine dört elle sarılan vatandaşlarımızın geleceğinin, bu konuda katedilecek mesafeye bağlı olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Okullarda 6 Eylül'de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz.
"PCR testi yapılacak"
Aynı şekilde aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak ve şehirler arası otobüs yolculuğu, konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız.
Ülkemizde bir zorlamaya ihtiyaç duyulmadan vatandaşlarımızın kendi istekleriyle aşılarını olacaklarına inanıyorum. Türkiye, salgınla mücadelede olduğu gibi aşı konusunda da dünyada ilk sıralarda yer almayı sürdürme başarısını gösterecektir.
Sığınmacılar meselesi
Türkiye elbette isteyenin istediği gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği, dilediği gibi hareket edebileceği sahipsiz bir ülke değildir. Devletimiz öncelikle 84 milyon vatandaşının güvenliğinden ve refahından sorumludur. Bununla birlikte biz sadece kendimizi düşünerek kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek cibilliyette karakterde bir toplumda değiliz.
Alicenap milletimiz tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de elindeki imkanları kendisine sığınan kardeşleri ile bölüşmekten asla geri durmamıştır.
Halihazırda ülkemiz, 3,6 milyonu Suriyeli sığınmacı, 1 milyon 100 bini ikamet sahibi yabancı ve 314 bini uluslararası koruma kapsamındaki misafir olmak üzere yaklaşık 5 milyon kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Bunun yanında düzensiz göçmen diye isimlendirdiğimiz, sınırlarımızdan kaçak giriş yapan kişiler de mevcuttur.
"Geri dönüşü sağlayacağız"
Özellikle İran sınırımızı göç, kaçakçılık ve terör faaliyetlerine karşı güvenlik duvarı, kanal ve elektronik sistemler ile kontrol altına alma çalışmalarında sona gelmek üzereyiz. Geri gönderme merkezlerimizin sayısını ve kapasitesini artırarak düzensiz göçmenlerin kontrollü bir şekilde ülkelerine dönüşünü sağlıyoruz.
Türkiye'nin Afganistan'da barışın, huzurun ve istikrarın tesisi için gösterdiği yoğun gayretin gerisindeki sebeplerden biri de budur. Bilindiği gibi bir süredir Amerika'nın, Afganistan'dan çekilişi sonrasında bu ülkede inisiyatif üstlenme konusunda çeşitli görüşmeler yapıyor, ancak henüz bu görüşmelerimiz neticelenmeden Taliban, ülkenin neredeyse tamamını kontrol altına aldı.
Bizim gayemiz öncelikle bu ülkenin istikrarı ve güvenliği olduğu için gerekirse Taliban'ın kuracağı hükümetle de görüşüp ortak gündemlerimizi konuşacağız.
"Suriyeliler meselesi farklı bir konu"
"Ülkemizdeki Suriyeliler meselesi ise farklı bir konudur. Bu insanlardan dilimizi öğrenerek, mesleki yeteneklerini geliştirerek, sosyal uyumu sağlayarak ülkemizde kalacak elbette olacaktır. Ama bunu başaramayanların kendi ülkelerindeki durumun iyileşmesine paralel şekilde evlerine dönüşlerine yardımcı olmak da bizim kendi vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir." (RT)