"KKTC'yi endişe verici bir gelecek bekliyor" diyen Talat, kamuoyunda tartışılması niyetiyle yaptığı basın açıklamasında, şu görüşleri dile getirdi:
"Kıbrıs'ta yeni bir sürece girilmiştir"
* Birleşik Krallık'ın sömürgelerinden biri olan Kıbrıs'ta bağımsızlık mücadeleleri yanlış bir eksende başlatılmış, Kıbrıslı Rumların adanın Yunanistan'a ilhak (enosis) mücadelelerine bir tepki olarak Kıbrıslı Türklerin adanın iki toplum arsında bölüşülmesi (taksim) uğraşları 1960'ta iki toplumun kendine özgü ortaklığı olarak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin oluşumu ile noktalanmıştı.
* Kıbrıs'ta yaşanan bu gelişmelerin Türkiye kamuoyuna yansıması ve Türkiye'nin "Kıbrıs Davası"nın oluşmasının en azından başlangıcında, siyaset adamlarından ziyade basının oynadığı rol, tarihsel bir gerçek olarak bilinmektedir.
* Aralık 1963'de Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nı tek yanlı olarak değiştirme ve Kıbrıs'ı Yunanistan'a ilhak etme girişimleri ile yeniden alevlenmiştir.
* Kıbrıs sorunu, 1974'de Yunanistan patentli askeri darbe ve Türkiye'nin Garanti ve İttifak Anlaşmalarında kendine verilen müdahale görevini yerine getirmesi sonucu yeni bir sürece girmişti.
"Görüşmeler devam ediyor"
* Kıbrıs'ta her iki halkın kendi denetimlerinde bulunan toprak ve nüfusları vardır.
* Kuzeyde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, siyasi olarak sadece Türkiye tarafından tanınmaktadır. Güneyde ise, KKTC ve TC tarafından Kıbrıs Rum Yönetimi olarak adlandırılan ancak maalesef dünyaca Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınan ve tanımlanan bir yönetim vardır.
* Kıbrıs Cumhuriyetini kuran antlaşmalar (Londra ve Zürih) ile Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ve ekleri (Garanti ve İttifak Antlaşması) Kıbrıs'ta fonksiyonel federatif bir yönetim ve devlet biçimi öngörmüş; Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallığı ise bu sistemin garantörü olarak benimsemişti.
* Aralık 1963 sonrasında ilk olarak 1968'de başlayan görüşmeler 34 yıldan beridir kesintilerle devam etmektedir. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın yaklaşık bir yıl önceki önerisi ile başlayan son görüşme süreci halen devam etmektedir.
* Kıbrıs'ta varılacak antlaşmanın sonucunda Kıbrıslı Türkler ve Rumların kendi kendilerini yönetecekleri ve Anayasa ve antlaşmalara uygun olarak egemen olacakları iki birim yapılandırılacaktır.
* Bu birimlerin bölge, federe devlet, devlet, eyalet, parça devlet veya daha farklı adlardan hangisine sahip olacağının tartışmaları yıllardır sürüyor. Esas olan her iki toplumun kendi bölgelerinde kendi iç hukukuna, yönetim ve yürütme erkine sahip olmalarıdır.
"Çözüm iki toplumu da rahatsız etmemeli"
* Bulunacak çözümde her iki halkın kendi bölgelerinde kendi kendilerini yönetmeleri güvenceye bağlanırken, ortak yönetimde de birinin diğerinin varlık, hak ve statüsünü tehdit edemeyeceği şekilde, siyasal eşitlik temelinde, yasama, yürütme ve yargıda temsiliyetin adil olarak paylaşılması öngörülüyor.
* Kıbrıs sorununa bulunacak çözümün Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar yanı sıra Türkiye ve Yunanistan halkları arasında barış, refah ve demokratik yaşama katkıda bulunulması önemlidir.
* Türkiye ile Yunanistan arasında var olan Ege'deki sorunlar, Avrupa Birliği (AB) ve Kıbrıs sorunları, Kıbrıs sorununun çözümünden ötürü taraflardan birine diğeri karşısında avantaj veya dezavantaj sağlamamalıdır.
* Kamuoyuna resmen açıklanmasa bile gelinen aşamada politik bakımdan iki toplumlu ve iki bölgeli (kesimli, devletli, eyaletli, vb.) bir çözüm bulunması, her bir toplumun kendi bölgesinde yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanması konusunda bir sorun yoktur.
"Kıbrıs sorunu şahinlere bırakılamaz"
* Kıbrıs sorununun çözümü, Kıbrıs ve Türkiye'nin AB'a üyelikleri AB'ın bu konulara yaklaşımı, politik söylem ne olursa olsun birbiri ile yakından ilgili ve ilişkilidir.
*Türkiye'de bazı çevrelerde ve Denktaş da, Kıbrıslı Rumların tek başlarına Kıbrıs Cumhuriyeti olarak AB'ye tam üye olarak kabul edilmesi ve TC-AB ilişkilerinde bugünlerde Türkiye'ye karşı pozitif bir tutum sergilense bile gün gelince Yunanistan ile birlikte Kıbrıslı Rumların Türkiye aleyhine tavır sergilemeleri sonucunu getireceği inancı egemendir.
* Kıbrıs'ın kuzeyinin TC ile entegrasyon sürecinin hızlandırılacağı tehditleri ne sonuç verebilir? Türkiye ve Türkiye'ye büyük ölçüde ilhak edilmiş bir kuzey Kıbrıs, AB ve Birleşmiş Milletleri tehdit ederek Türkiye ve KKTC'ye nasıl hizmet edebilir?
* Türkiye'de yaşanan siyasi istikrarsızlıktan yararlanarak, KKTC'deki antidemokratik yaşam ve bunun kaynağı ve aslında nedeni olan yapı kullanılarak, 4 Kasım sabahı Türkiye'deki yeni yasama ve yürütme organlarının önüne geriye dönüşü belki de mümkün olmayan oldu-bittiler konabilir.
* Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin genel siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel vb. hak ve menfaatleri yerine, kendi ideolojik beklenti ve liderlik konumlarını koyanların oldu-bittiler yaratmasına olanak tanınmamalıdır inancındayız.
* İstikrarsızlık dönemlerinde Kıbrıs sorunu, Denktaş'a ve Türkiye'nin şahinlerine emanet edilemeyecek bir süreçtedir..
* Kıbrıs sorununun ilk yıllarında Türkiye medyasının oynadığı tarihsel rolün bu kez, Kıbrıslı Türkler ve Türkiye'yi AB'ye taşımaya karşı çıkanlara karşı mücadele olarak ortaya konacağına inanıyor, bunun ipuçlarını Türkiye'nin yoğun seçim gündemine rağmen gözlemleyebiliyoruz.(NK)