60'lı yıllardan bu yana cinayete karışmakla suçladıkları orduyu eleştiren gazeteciler, "Devletin askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif" iddiasıyla yargılanıyorlar.
Dava kendi hakimini bekliyor
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 17 Mayıs günü görülen duruşmaya gazeteciler vareste tutuldukları için Sert'i avukat Ercan Bahadır, Emin Karaca'yı ise Özgür Murat Bıyık temsil etti.
Hakim değişikliği nedeniyle ilerleme görmeyen dava, duruşma için 22 Eylül'e ertelendi. Avukat Bahadır, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (CMUK) 223/4 maddesi çerçevesinde daha önce dile getirdikleri ve sanıkların ifadesi alınmadan karar verilmesine ilişkin talebin dikkate alınmasını beklediklerini belirtti.
Buna göre, "sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkumiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanaatine varırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında görülerek bitirilebilir".
Bugüne kadar mahkeme, Belçika'da yaşayan Özgüden'in ifadesi alınması için sınırda gözaltına alınmasını istemişti. Mahkeme bunun için polisi birkaç kez uyarmıştı.
Üç gencin idamı kınanmıştı
Gazeteciler, üç devrimci gençlik liderin idam edilişlerinin 30. yıldönümü dolayısıyla, dergisinin Nisan 2002 sayısı için, "30 Yıl Sonra" ve "30 Yılın Anımsattıkları" başlıklı yazıları kaleme alarak, 1960'lı yıllardan bu yana cinayetlere karışmakla suçladıkları Ordunun tutumunu eleştirmilerdi.
TCK 159. maddesi uyarınca dava açılan gazeteciler, 26 Kasım 2002'de yargılanmaya başlanmıştı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Genel Sekreteri Robert Ménard, eski Adalet Bakanı Aysel Çelikel'e Ekim 2002'de gönderdiği mektupta, "Gazetecilerin 'Orduya hakaret' iddiasıyla mahkum edilmeleri Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne verdiği taahhütleri çiğnemesi anlamına gelir" demişti. (EÖ/BB)