TCK Kadın Platformu'ndan Hülya Gülbahar, Ankaralı bir kadının açtığı "sarkıntılık" davasının sanığı avukat L.A.'nın "eylemi"ne ilişkin olarak böyle düşünüyor.
Hürriyet gazetesinin haberine göre Ankara barosundan avukat L.A. bir meslektaşının sekreterinin "beline sarılmış", kadının şikayeti üzerine yerel mahkemenin "sarkıntılık" gerekçesiyle verdiği 6 aylık cezaya "beraat" istemiyle itiraz etmişti. Yargıtay ise, eylemi "cinsel taciz" kapsamında değerlendirerek yerel mahkemenin kararını L. A. Aleyhine bozmuştu.
Gülbahar Yargıtay kararını, yerinde ve doğru buluyor:"Bu dava sarkıntılığın ötesindedir. Yeni Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 'cinsel taciz' özel madde oldu. Eski TCK'de 'Sarkıntılık' vardı. Yeni TCK, toplumda son derece yaygın bir saldırı olduğu için bunu özel bir suç olarak düzenledi."
Gülbahar: Vücut dokunulmazlığı söz konusu
Yargıtay'ın, davayı, yeni TCK'nin "Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar"la ilgili 102 maddesi ne göre değerlendirdiğini söyleyen Gülbahar bunun da 2 ile 7 yıl arasında hapsi gerektirdiğini açıklıyor.
Gülbahar avukatın, meslek saygınlığına gölge düşürücü davranışı nedeniyle baro tarafından disiplin cezasına da çarptırılması gerektiği kanısında.
Avcıoğlu: Avukat hakkında karar almak yetkimiz var
Ankara Barosu Kadın Hukuk Komisyonu'ndan Müjde Avcıoğlu, da "Barolarda etik kurul yok. Ama biz kadın Hakları Kurulu olarak bu tür durumlarda devreye giriyoruz" diyor.
Avcıoğlu, L.A.'yla ilgili olarak kendilerine bir şikayet ulaşmadığını ve bir girişimleri olmadığını belirtiyor ve ekliyor: " Ancak ulaşmasına da gerek yok. Öğrenmemiz halinde Kadın Hakları Kurulu olarak toplanarak karar alırız. Baro yönetimine teklifte bulunabiliriz. Yetkimiz dâhilindedir."
Bodur: Tacizin kime, nasıl şikayet edileceği bilinmiyor
İş Yaşamında Cinsel Ayrımcılığa karşı imza kampanyası düzenleyen mühendislerden Özdeş Bodur, TCK'de Avrupa Birliği'ne (AB) uyum yasaları çerçevesinde "taciz ve tecavüz"'le ilgili değişiklikler yapıldığını söylüyor.
"Ancak bu tür hakların duyurusu yeterince yapılmadığı için kadınların çoğu haberdar değil. Böyle bir şey olduğunda kime şikâyet edeceklerini, nasıl yapacaklarını bilmiyorlar.
"Kaldı ki kadınlar varolan haklarının bile farkında değillerken, onları kullanmasını nasıl beklenebilir."
Taciz, kadını kamusal alandan çekiyor
Bodur, taciz ve tecavüzlerin kadını kamusal alandan çekmeye yönelik kararlara dayanak oluşturduğu kanısında.
"Kadın çalışırsa tacize uğrar kaygısı namusa da bağlandığından, kadının istihdamına olumsuz etkisi var" diyor.
"İşveren, 'taciz' olasılığı nedeniyle kadını işe almıyor. Oysa meslek örgütlerinin etik kurullarının yaptırımları olması gerekiyor. Sendika, oda, parti, hangi meslek örgütü olursa olsun üyelerine bunun kabul edilemez olduğunu söylemeleri gerekiyor."(AD/EK)