Milletvekilleri Sedat Bucak ve Mehmet Ağar, dokunulmazlıkları yüzünden cezaya çarptırılamadılar.
İstanbul, Beşiktaş 6 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi(DGM) heyeti, yaklaşık dört yıldır süren; 25 duruşmalı davayı bugün (12.02.2001) karara bağladı.
Sanıklardan İbrahim Şahin ve Korkut Eken'e , Türk Ceza Kanunu(TCK)'nın 313. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkraları uyarınca " cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak ve bu teşekkülü yönetmek " suçundan 6'şar yıl ağır hapis cezası verildi.
Yurtdışına çıkış yasağı
Şahin ve Eken, ömür boyu kamu hizmetlerinden men edilerek , haklarında yurtdışına çıkış yasağı da konuldu.
4'er yıl ceza alanlar
Mahkeme heyeti, TCK'nın 313. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca " Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak " suçundan davanın diğer sanıklarını da dörder yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Davanın "çete üyeleri kapsamına" giren bu sanıkları şunlar:
* Özel timci eski polis memurları Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Ercan Ersoy ve Ziya Bandırmalıoğlu,
* Doğru Yol Partisi (DYP) Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın şoförü Abdülgani Kızılkaya ,
*"Katliam sanığı" Haluk Kırcı,
*"Uluslararası uyuşturucu kaçakçısı" Yaşar Öz,
*Sarıyer'de öldürülen Ömer Lütfü Topal'ın iş ortakları Sami Hoştan ve Ali Fevzi Bir.
Kamu hizmetleri ve ceza indirimi
Ayrıca bu sanıklar, 3 yıl süreyle geçici olarak kamu hizmetlerinden men edildi. Sanıklara en üst sınırdan ceza veren mahkeme heyeti, yine sanıkları ,ceza indirimi öngören TCK'nın 59. maddesinden de yararlandırmadı.
Abdullah Çatlı'yı saklama
Sanıklar, Susurluk'ta gerçekleşen trafik kazasında ölen ülkücü Abdullah Çatlı'yı güvenlik kuvvetlerince arandığı halde saklamak ve yerini bildikleri halde ilgililere bildirmemek suçu kapsamında, aftan yararlandırıldı.
Mahkeme heyeti, TCK'nın 296. maddesinde öngörülen " Hakkında yakalama ve gıyabi tevkif müzekkeresi bulunan kişiyi saklamak veya saklı olduğu yeri bildiği halde yetkili mercilere derhal haber vermemek " suçu kapsamındaki cezalar tüm sanıklar için, 4616 sayılı Şartla Salıverilme, Ceza ve Davaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca erteledi .
Bu karar çerçevesinde, sanıkların aynı suçu 5 yıl süreyle tekrar işlememeleri halinde, suçları ortadan kalkacak.
Eken'den inciler
MİT'çi ve eski Özel Harekat Dairesi Danışmanı Korkut Eken, duruşma sonrası Beşiktaş DGM önünde basına açıklama yaptı. Eken " Bu cezayı haketmedim " dedi.
Eken, yargılanması ve ceza almasıyla ilgili olarak, siyasileri ve özellikle de Fikri Sağlar'ı suçladı. Siyasilerin, özellikle de Fikri Sağlar'ın davaya baskı yaptığını öne süren Eken, davanın yoğun baskı altında geçtiğini ileri sürdü.
İmralı'da yatmak istiyor
Eken, " Devlet, yıllarca kendisine fedakarlık ve bağlılıkla hizmet eden kişileri böyle sahipsiz, ortada bırakmamalıydı " diye konuştu.
Abdullah Öcalan'ın bulunduğu İmralı Cezaevi'nde yatmak istediğini belirten Eken, " Benim de sağlığım bozuk. Madem çete başıyım, ben de cezamı İmralı'da doktorlarla, özel perhiz yaparak çekmek istiyorum " dedi. Eken, davayı temyize götüreceklerini bildirdi.
Kamu vicdanında bitmedi
Susurluk kazasının gerçekleştiği yıl "sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemi" nin öncülerinden Yurttaş Girişimi sözcüsü avukat Engin Cinmen ise, BİA'ya yaptığı açıklamada davanın kamu vicdanında bitmediğini söyledi.
Mehmet Ağar...
Cinmen, Susurluk davasının " buz dağının sadece tepesini " kapsadığını, ancak bu çeteleşme içinde bilinmeyen birçok kişi ve güç odağı olduğunu dile getirdi. Cinmen, tüm bu çeteleşmenin müsebbibi olduğu söylenen Mehmet Ağar gibi isimlerin dokunulmazlık zırhı altına saklanarak, yargılanmaktan ve gerçekleri açıklamaktan kurtulduğunu belirtti.
"Buzdağı ve faili meçhuller "
Sanıkların işlediği tüm suçların dava kapsamına yansıtılmadığına dikkat çeken Cinmen şunu söyledi:
"Örneğin, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş 'ın hazırladığı raporda faili meçhul cinayetler zincirinde öldürülen , kapatılan Demokratik Emek Partisi(DEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın gibi isimlerin Susurluk çetesi tarafından öldürülmüş olabileceği belirtildi. Ancak konuyla ilgili hiçbir adli soruşturma yapılmadı. Dolayısıyla çetenin eylemlerine ilişkin önemli unsurlar, davaya konu edilmedi ve karanlıkta kaldı."
Cinmen, "Susurluk çetesi eylem ve ilişkilerinin, davaya yansımaması, buzdağının tümünü görmemize engel oluyor" diye konuştu.
Cinmen, " Yargı kararı olumlu olsa da Susurluk meselesi kamu vicdanında çözülmemiştir " dedi.
Sağlar; "Susurluk çözülecek"
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Susurluk Komisyonu Üyesi eski Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Fikri Sağlar da, Susurluk çetesinin eninde sonunda tüm boyutlarıyla ortaya çıkacağını söyledi.
Mahkeme kararının devlet içindeki çeteleşmenin somut bir kanıtı olduğunu söyleyen Sağlar, " Bu karanlıkların aydınlatılması yolunda önemli bir gelişmedir " diye konuştu.
Susurluk'un aydınlatılması sürecinde bazı koruma kalkanlarının devreye girebileceğini, ancak sorunun eninde sonunda aydınlanacağını öne süren Sağlar, tüm engellerin zamanla aşılacağını ifade etti.
"Parlamentoya görev düşer"
Sağlar, " Mahkeme kararına göre ,-dokunulmazlıkları kaldırılıp yargılanabilselerdi- Elazığ Bağımsız milletvekili Mehmet Ağar ve Şanlıurfa DYP milletvekili Sedat Bucak da ceza alacaktı. Bu durumda parlamento, üzerine düşen görevi yerine getirmelidir" diye konuştu.
Adalet Bakanı 'nın bu kişilerin yargılanması için gerekli girişimleri yapması gerektiğini belirten Sağlar, " Parlamento'ya bu noktada görev düşer" dedi.
"Hedef gösterdiler"
Korkut Eken'in mahkeme çıkışında ismini vermesini eleştiren Sağlar, "Yaptıkları bu açıklamalar ve isim vererek hedef göstermesi, aldıkları cezayı ne denli hakettiklerini ve bu güne kadar nasıl görev yaptıklarını kanıtlıyor. Hukuk devletine inanmayan, kendilerini devlet içinde özel konumlarda gören bu insanlar, halen siyasileri suçlayarak hedef gösteriyorlar" diye konuştu.
Davaya baskı yapanlar
Eken'in davaya siyasilerin baskı yaptığı konusundaki iddialarına karşılık Sağlar, " 'Türkiye sizinle gurur duyuyor' gibi sloganlar ve davul zurnalarla asıl davaya baskı yapan kendileridir" dedi.
Gençlere 15, çetelere 6 yıl
Radikal Gazetesi Muhabiri Celal Başlangıç da yaptığı açıklamada Susurluk davası sanıklarına verilen cezaların komik denecek kadar az olduğunu vurguladı. Başlangıç, " Gençlere pankart ya da afiş astığı için 12 ile 15 yıl arası hapis cezası verilen bu ülkede, devletin gücünü kullanarak çete kuran, bir çok cinayeti işlediği öne sürülen bu insanların en çok 6'şar yılla cezalandırılması kamu vicdanını yaralar" dedi.
"Silahlarla ne yapıldı?"
Başlangıç, "Susurluk davası sanıklarının, devletin silahlarını çete
işlerinde kullandığı belgelendi, ancak bu silahlarla kime, ne yapıldığı konusunda hiçbir adli soruşturma yapılmadı" dedi.
Karanlıkta kalan olaylar
Celal Başlangıç, Susurluk çetesinin elindeki silahlarla ne yaptığı hakkında soruşturma yapılması halinde, Güneydoğu Bölgesindeki faili meçhul cinayetlerden , silah kaçakçılığına kadar bir çok karanlık olayın ve ilişkinin aydınlatılacağını savundu.
Başlangıç, "Susurluk çok geniş bir çetedir, ancak bu davada bir çok karanlık olayın soruşturma konusu edilmemesi sayesinde, çeteyle ilişkisi bulunan üst mevkilerdeki insanlar ve yasadışı eylemler, hatta cinayetler karanlıkta kaldı" diye konuştu.(YV/YÖ/NU)