Suriye’de savaş yedinci yılına girdi.
Savaşın Başlangıcı 15 Mart 2011 olarak kabul ediliyor.
15 Mart’ta Suriye’de ilk “öfke Cuması” gerçekleştirildi. Deraa’da Suriyeliler sokağa çıktı ve Esad yönetimine karşı ilk kitlesel eylemi düzenledi. Ardından süren karışıklık bir süre sonra savaşa dönüştü.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği savaşın yedinci yılına girilirken 12 mart 2017 günü yayınladığı bildiride Suriye savaşı hakkında şu bilgileri verdi:
“Suriye’de, 13,5 milyon kişi insani yardım ihtiyacı içinde; 6,3 milyon kişi ülke içinde yerinden edilmiş durumda; yüz binlercesi sığınacak yer arayışında tehlikeli deniz yolculuklarına çıktı; beş yaşın altındaki yaklaşık 3 milyon Suriyeli savaş dışında bir şey görmeden büyüdü; kadın ile çocukların çoğunluğunu oluşturduğu 4,9 milyon Suriyeli ise komşu ülkelerde ev sahibi toplulukları sosyal, ekonomik ve politik sonuçları omuzlarken muazzam bir güçlük altında bırakarak mülteci durumunda”.
Hayata Destek Derneği savaşın yedinci yılına özel bir çalışma yaptı. 2 Mart 2017 itibariyle resmi rakamlara göre 2 milyon 941 bin 102 Suriyelinin bulunduğunu belirttiği açıklamasında dernek, son dönemde artan “Ülkelerinde kalıp savaşsalardı; bizim askerlerimiz ölüyor, Suriyeliler yatıyor” önyargısını yıkmak için iki senaryo hazırladı.
İki senaryoyu hazırlayan Hayata Destek Derneği Direktörü Sema Genel Karaosmanoğlu, hazırladığı durum analizinde soruyor:
“Peki hangisi daha zor: kalmak ve savaşmak mı, yoksa diline ve kültürüne yabancı olduğunuz, kendi kaderiniz kadar çocuklarınızın geleceğini de öngöremediğiniz başka bir ülkeye sığınarak yoksunluklar, hor görmeler, istismar etmeler altında aileniz ve kendiniz için asgari yaşam koşullarını oluşturmaya çabalamak mı? Çocuklarınızın bir savaş ortamında yaşamasına razı olur muydunuz siz?”
Hayata Destek Derneği “neden ülkelerinde kalıp savaşmıyorlar” diye soranları, bu soruya iki senaryoyu okuduktan sonra yanıt vermeye çağırıyor.
Senaryo 1: Neden kalıp savaşmadılar?
Senaryo 2: Neden ülkelerinde kalmadılar?
(HK)