Suriyeli mülteci ve insan hakları aktivisti Ahmed Katie'den 27 Kasım’dan bu yana haber alınamıyor.
Sosyal medyadan birçok kez tehdit alan Katie, 27 Kasım akşamı Aksaray’da istihbarat elemanı olduğu iddia edilen üç kişi tarafından kaçırıldı.
Avukatları adli makamlara başvuru yapsa da Katie’nin nerede olduğuna dair bilgiye ulaşılamadı.
bianet’e konuşan Katie’nin avukatı Nurullah Çelen, müvekkilinden günlerdir haber alamadıklarını belirtti ve kaygı duyduklarını söyledi.
Emniyet ve savcılığa başvuru yaptıklarını ifade eden Çelen, başvurulardan hâlâ bir geri bildirim olmadığını vurguladı. Katie’nin geri gönderme merkezine de götürülmediğini söyleyen Çelen, böyle bir kayda ulaşamadıklarını belirtti.
"Sosyal medyadan tehdit ediliyordu"
Çelen, Katie hakkında herhangi bir soruşturma gözaltı kararı olmadığını, kaçıran kişilerin kim olduklarına dair de bilgi edinemediklerini söyledi ve süreci anlattı:
“Katie, Türkiye’deki Suriyelilerin haklarına yönelik yaptığı açıklamalardan kaynaklı sosyal medya üzerinden sürekli tehdit alıyordu. Ayrıca bir süre önce eşine istihbarat elemanlarının kendisini aradığını söylüyor. Arayan kişiler kimlerdir gerçekten istihbarat elemanları mı bilmiyoruz?
Katie’den telefon hattı çıkarmasını ve hattı telefonuna takmadan doğrudan onlara teslim etmesini istiyorlar. Katie hattı çıkarıp o kişilere vermiş ama hattı verdikten sonra savcılığa kullandığı hatlarla ilgili dilekçe veriyor ve ismine kayıtlı başka hatları kendisinin kullanmadığını ifade ediyor.
"Kamera ve HTS kayıtlarının incelenmesini istedik"
27 Kasım’da akşam eşini arıyor, istihbaratçı olduğunu söyleyen kişilerin yine kendisini aradığını ve onlarla görüşeceğini belirtiyor. Aynı bilgiyi bir akrabasına da veriyor ve bir daha kendisinden haber alınamıyor.
Biz kişilerin gerçekten istihbaratçı mı, polis mi olduğunu bilmiyoruz. Emniyetten yardım talep ettik, eşi kayıp başvurusunda bulundu. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Kamera kayıtlarının, HTS kayıtlarının incelenmesini istedik. Katie’yi alan kişiler polis olsa bir kaydı olur diye düşünüyoruz ama hiçbir kayıt yok. Bu kadar zamandır nerede kaygılanıyoruz.”
"Suriye'ye gönderilirse yaşam hakkı tanımazlar"
Suriyelilerle ilgili daha önce yaşanan bazı olayları hatırlatan Çelen, son olarak şunları söyledi:
“Özellikle Suriyeliler açısından tanık olduğumuz bir durum var. Polis veya jandarma gözaltı yapıyor, kayıt oluşturuyor. Biz avukatlar daha hukuki süreci başlatmadan, ailesine bilgi verilmeden kaşla göz arasında sınır dışı ediliyordu.
Katie sınır dışı edilmiş olsaydı ailesine bir şekilde haber verirdi. Ayrıca Suriye şu an onun için büyük risk barındırıyor. Esad rejimine karşı muhalif olan bir isim olarak tanınıyor zaten ve oraya gönderildiyse yaşam hakkı tanımayacaklardır.”
Ahmed Katie kimdir?
2005-2010 yılları arasında rejim muhalifi olan babasının yerine Suriye’de hapis yatan Katie, 2011-2012 yılları arasında “halkı isyana teşvik ettiği” gerekçesiyle İdlib’de tutuklandı ve ikinci kez hapis yattı.
2013’te hapisten çıktıktan sonra Türkiye’ye yerleşti. 2018’de çalışma izni alarak Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamına girdi.
2022’de Mülteci Hakları Adalet Merkezi’ni kurdu ve mültecilere hukuki danışmanlık yapıyor.
Katie 12 Eylül 2023'te Ortadoğu Günlüğü sitesine verdiği röportajda Suriyelilere yönelik artan ırkçılıktan söz ediyor ve şöyle diyor:
Irkçılık, Türkiye için gerçekten çok büyük bir mesele. Ümit Özdağ önce MHP’den, sonra İYİ Parti’den kovulmuş bir siyasetçi. Sonunda kendi partisini 2021’de kurdu. Partililerin bütün Twitter hesaplarını ve Telegram kanallarını dakika dakika, hatta saniye saniye takip ediyorum. Bu parti kanaatimce şiddete çağrı yapan bir örgüt niteliğinde; hatta alenen iç savaş çağrısı yapıyor. Sadece Suriyeliler/Araplar ile Türkler değil, mütedeyyin ile mütedeyyin olmayan Türkler arasında da aynı çağrıyı yapıyorlar. Bu haliyle Suriyelilerden evvel Türkiye için o kadar büyük bir tehlike ki... Zafer Partisi üyelerince kurulan dışa kapalı Telegram kanalları çok tehlikeli. Onları yakından takip ettiğim için dışa kapatmadan evvel hızlı davranarak bu kanallara girebildim. Bu kanallarda Suriyelileri ve Afganları öldürme çağrısı yapılıyor. Dahası, nasıl silah kullanacakları, bıçağı hedefe nasıl saplayacakları bile anlatılıyor. Hangi bıçak daha iyi, hangi silah daha ucuz ve nereden satın alınabilir bunu da birbirlerine öğretiyorlar.
*** *** ***
Velhasıl Suriyeliler artan ırkçılıktan çok korkuyor. Maalesef ki medya da bu korkuları artırıyor. Medyanın her iki kesimi de insafsız. Türk medyasında bilhassa Zafer Partisi ile İYİ Parti’nin medyası Suriyelilere gerçekten çok zulmediyor. Önce çok fazla gerçek dışı söylentiler yaydılar, sonra insanları nefrete teşvik ettiler ve sonunda bundan oy devşirmeye başladılar. Oy almak için yaptıkları bu kışkırtmalar Suriyelilerin hayatını cehenneme çevirdi. İnanın ben de dahil Suriyelilerin çoğu sokağa çıkmaya korkuyoruz. Bir yığın genci bıçakladılar. Sokakta yürürken sürekli etrafımı kontrol ediyorum, arkama bakıyorum, acaba sırtımdan bıçaklayacak biri var mı diye.
(RT)