Sulukule Roman mahallesi sakinleri bu sabah (13 Mart) yıkımla uyandılar. Yedi ev yıkıldı, üstelik yıkılan bir evin içinde ocak tütüyor, soba yanıyor yani insanlar yaşıyordu...
Belediye mahalle sakinlerine gönderdiği tebligatta 31 Mart'a kadar evlerini boşaltmalarını söylerken yıkıma bugün başlandı. Evlerinden olan aileler sokakta kalacaklar.
Mahallede eylül ayından bu yana yıkılan evlerin sayısı 47'ye ulaştı. Mahallenin başta projenin iptali olmak üzere açtığı pek çok dava devam ediyor. Sulukule Platformu hukuki süreç tamamlanmadığı için yıkımların yasa dışı olduğunu söylüyor.
Yanlışlıkla kahvehaneyi yıktılar
Belediyenin yıkım ekipleri "yanlışlıkla" 42 yıldır ayakta duran mahalle kahvehanesini de yıkıverdiler. Kahvehanenin sahibi 65 yaşındaki İbrahim Amca "Yandaki evi yıkarken burayı da yıktılar, 'tamir ederiz' diye çekip gittiler. Torunlarımı bekliyorum. Onlar yüksek makamda okudular. Nereye şikayet edileceğini bilirler" diyor. Daha sonra İbrahim Danacılar ile yine evi yıkımdan zarar gören Gülsüm Bitirmiş'in "zarar ve tespitin yapılması" talebiyle Fatih Sulh Mahkemesine başvurduklarını öğreniyoruz.
"Çamaşır yıkamıştım ama yıkım ekipleri gelecekmiş"
İnsanlar evlerinin önünde, pencerelerde kaygılı bir bekleyiş halindeler. Bir kadın "Çamaşır yıkayıp astım, ama aşağıda yıkıma başlamışlar" diye komşusuna sesleniyor.
Saat 11:00'de üzerlerinde "Sulukule'den başlayacak, İstanbul'u başımıza yıkacaklar" yazılı tişörtler, ellerinde "Bu evde insanlar var", "Ya burada kalacağım ya sokakta", "Ben burada oturuyorum, okula gidiyorum" yazılı dövizlerle Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği önünde buluşan mahalleli tepkili.
Bütün bu hazırlık yıkıma karşı bugün düzenleyecekleri basın açıklaması için ama yıkımın sabah başlaması hepsini tedirgin etmiş. "Dozer dikkat burada insan yaşıyor" başlıklı açıklamayı Roman hakları savunucusu Hacer Foggo okuyor.
Sulukule'nin yoksul kiracıları...
"Biz Sulukule'nin en yoksul kiracılarıyız. Bizi ne Fatih Belediyesi'nin kentsel yenileme projesinde ne de Taşoluk ev listesinde göremezsiniz çünkü bu listeye yazılmaya teşebbüs dahi edemeyecek kadar yoksuluz. Ama bugün en azından başımızı sokacak bir evimiz var yarın ise sokaktayız."
Belediye 7 Mart günü yıkılacak evlere "X" ve "Y" işaretleri koymuş. Foggo belediyenin mülk sahiplerine gönderdiği tebligatı aktarıyor: "Evini kiracısıyla birlikte 31 Mart'a kadar boşalt. Elektrik ve suyu kapat. Anahtarı bana getir. Getirmezsen projeden ev alma hakkını kaybedersin."
Foggo bu durumun kiracılar ve ev sahipleri arasında her gün kavgaya neden olduğunu söylüyor ve kiracıların da kiracılık haklarının olduğunu ekliyor.
Kiracıların son çare olarak Taşoluk'a gitmeye karar verdiğini, ancak Taşoluk ev listesine isimlerini yazdırmak için 15 gün önce sözleşme imzalamak üzere Ziraat Bankasından çağrıldıklarını ve kendilerinden damga pulu ücreti olarak bin YLT istendiğini aktaran Foggo, "Damga pulu vergisi ödeyemeyen 15 yıl her ay ev taksitlerini nasıl öder?" diye soruyor.
Sulukuleli kiracılar ne TOKİ Taşoluk bedellerini ne de Sulukule dışındaki yerlerin daha yüksek olan kiralarını ödeyecek durumda. O nedenle tek talepleri olan alternatif barınma imkanları sağlanmadan evlerinden çıkmayacaklarını söylüyor, "Unutmayın işaretli evlerde hâlâ tencere kaynıyor" diyorlar.
Sulukule'de çocuk olmaksa daha zor. Bir yandan yoksulluk diğer yandan her sabah yıkım korkusuyla uyanmak. Sulukuleli çocuklar da oyun oynuyor, şarkı söylüyorlar. Ama onların şarkılarının sözleri "Mahalle yıkılmasın, analar ağlamasın, polisler girmesin, mevzular yaşanmasın"... (EZÖ/GG)