Mimar Sinan'ın "kalfalık eserim" dediği, İstanbul'un ve Türkiye'nin en büyük, en görkemli camilerinden, Süleymaniye, bir tarikat ve aile mezarlığına çevrilerek türbe haline getirilmek isteniyor.
Konuyla ilgili kararname, eşitlik ilkesine aykırı olması nedeni ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından geri gönderildi. Daha önce, bu yapıyı en çok koruması gereken Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın da kararnameye imza atması anlaşılması güç bir durum oluşturdu.
Nakşi Şeyhi'nin camiye gömülmesi tartışmalarıyla gündeme gelen Süleymaniye Camii'ni ne kadar tanıyoruz? Örneğin, camiin pencerelerini yapanın Sarhoş İbrahim Usta olduğunu biliyor muydunuz?
İşte Süleymaniye Camii
İstanbul'un gözbebeği Süleymaniye Camii ve Külliyesi, İstanbul'un Yedi tepesinden üçüncüsü üstünde yer alır. Bu tepe, Marmara, Boğaziçi ve Haliç'e bakan bir alanı kapsar.
İstanbul camilerinin en büyüğü ve en gösterişlisi olan Süleymaniye, 1549-1557 yılları arasında, 10. Osmanlı Sultanı Kanuni Süleyman tarafından yaptırılmıştır. İlk zamanlarda yapımı uzayan cami, Kanuni'nin bu duruma kızarak ilgilileri uyarmasıyla son aşamada iki ay içinde bitirilmiştir.
Caminin açılışını da altın bir anahtar ile Mimar Sinan yapmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman'ın cenazesi de 1566'da buradan kaldırılmış ve halen bulunduğu haziredeki (etrafı duvar veya çitle çevrili bahçe, ağıl veya mezarlık) türbesine gömülmüştür.
Dev Külliyedeki...
Süleymaniye Camii, bünyesinde hastane, medrese, katüphane ve vakıfların da bulunduğu büyük bir külliyedir.
Haziresinde Kanuni ile başkadını Hürrem Sultan'ın mezarları bulunur.
Külliyenin Şölen Hanesi'nde birkaç yıl önce; Türk ve İslam Eserleri Müzesi oluşturulmuştu.
Süleymaniye Camii, 1660 yılındaki büyük Eminönü yangınından zarar görmüş ve önemli bir onarıma tabi tutulmuştur. Cami ayrıca Birinci Dünya Savaşı sırasında saraçhane olarak hizmet vermiştir.
Ölçüleri ve malzemeler
Bu tarihi yapı, 63x69 metrelik bir alanı kaplar. Caminin beyaz mermerleri Marmara Adası'ndan, renkli mermerleri Yemen'den, yeşil mermerleri de Arabistan'dan getirtilmiştir.
Caminin iç bahçesi 24 sütun ve 26 kubbe ile çevrilidir. Bu sütunların ikisi porfir , 10'u beyaz mermer ve 12'si de granitten yapılmıştır.
İç bahçede ayrıca mermer bir şadırvan bulunur. Son cemaat yerindeki çinili panolarda, besmele ve çeşitli surelerden ayetler yazılıdır.
4 büyük minarenin anlamı...
Caminin iç bahçesine giriş kapısının iki yanında, ikişer şerefeli iki minare ve son camaat yerinin iki yanında da üçer şerefeli iki minaresi vardır. Bu dört minarenin her birinin yüksekliği 63 metre 80 santimdir.
Caminin dört minareli oluşu da, Kanuni'nin, İstanbul'un fethinden sonra, Osmanlı'nın dördüncü padişahı olmasındandır.
Caminin mermer giriş kapısı üzerindeki arapça hat yazıları Hattat Hasan Çelebi tarafından yazılmıştır ve bu yazılarda Kanuni'ye övgüler vardır.
Kubbeler
Kubbesi dört kalın granit ve dört kemere oturtulmuş durumdadır. 53 metre yüksekliğinde ve 27,25 metre çapındaki bu kubbede, 32 pencere bulunur.
Bu büyük kubbeye ayrıca 13 pencereli iki yarım kubbe destek olur. Bunlar dışında beş küçük kubbe daha vardır. Ana kubbeye yerleştirilen 50 santim boyunda 64 adet küp içerideki sesleri akustik biçimde her tarafa yayar .
Camideki dört kalın sütun, Lübnan'daki Baalbek harabelerinden ve Topkapı Sarayı'ndan alınmıştır.
Sarhoş İbrahim Usta eseri
Caminin yan taraflarında yedi sıra, mihrap tarafında ise beş sıra pencere bulunur. Camide toplam 138 pencere vardır. Bu sayede içerisi oldukça aydınlıktır. Bazı pencereleri renkli camdandır.
Mihrabın sağ ve solu renkli çinilerle kaplıdır. Pencere camları Sarhoş İbrahim ustanın eseridir.
Caminin bütün kapı ve pencere kapakları abanoz ağacı üzerine sedef kakmadır. Caminin mermer minberi, oymacılık sanatında bir şahaser olarak bilinir.
Mermer mihrabın erafında da iki adet altın kaplamalı büyük şamdan yer alır.
Süleymaniye Camii haziresinde mezar ve türbesi olanlar
Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan, Sadrazam M. Ali Paşa, Hattat Ali Fuat, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Kaptan- ı Derya Kayserili Ahmet Paşa, Safiye Sultan.
Mimar Sinan'ın açık türbesi ise caminin arka tarafında yer alır.
Bunların dışında Nakşi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku, Turgut Özal'ın annesi Hafize Özal, kardeşi Yusuf Özal da buraya gömüldüler. (MG/YÖ/NU)