Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye (WWF), 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yayınladığı açıklamada biyolojik çeşitlilik kaybı, iklim değişikliği, kentleşme ve sanayileşmeye bağlı sorunlara dikkat çekti.
Açıklamada, büyüyen kentler, iklim değişikliği, artan tüketim, ulaşım ve sanayileşme faaliyetlerinin sadece insanlar üzerinde değil diğer canlı türleri üzerinde de baskı yarattığına dikkat çekidli. 11 binden fazla bitki türüne ev sahipliği yapan Türkiye’nin ciddi koruma çalışmalarına ihtiyaç duyduğu belirtildi.
Tehlike altındaki türler av turizminde
Açıklamadan satır başları şöyle:
* Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan Kırmızı Liste’de Türkiye’deki 127 balık, 103 bitki, 17 memeli ve 16 kuş türünün nesli tehdit altında.
* Nesli tehdit altındaki 364 türün arasında bugün av turizmine malzeme yapılan bozayı, yaban keçisi ve yaban koyunu gibi türler de yer alıyor.
Hava kirliliği artıyor
* Kentler büyüdükçe enerji ve kaynak tüketimini teşvik eden yaşam biçimi yaygınlaşıyor. Isınma ve trafik amaçlı fosil yakıt kullanımı hava kirliliğini tetikliyor.
Atık sularının yüzde 60'ı arıtılmıyor
* Toplam nüfusun atık sularının sadece yüzde 60 civarı arıtılıyor. Toplu taşıma eksikliği özellikle hızla büyüyen kentlerde hissediliyor. 3. Köprü ve 3. Havalimanı gibi projeler, korunan alanları tehdit eden yüzlerce HES projesi doğal hayatı tehdit ediyor.
2030'da su sıkıntısı çekilecek
* Kentleşmenin hız kazanması, sanayi faaliyetlerinin artması Türkiye’nin 2030 yılında su sıkıntısı çekebileceğini de gösteriyor. Başta su tüketiminin yüzde 89’undan sorumlu tarım sektörü olmak üzere, suyun kullanıldığı tüm alanlarda önlem alınması gerekiyor.
Sera gazı yüzde 110 arttı
* Türkiye’nin iklim değişikliği karnesi de iyi değil. 1990 yılına göre seragazı emisyonlarındaki artış oranı 2013 sonu itibariyle yüzde 110’u geçti. Türkiye’de kişi başına düşen seragazı emisyonu miktarı da 6 tonu geçti ve Avrupa ülkelerinin ortalamasına yaklaştı.
Seragazının yüzde 67'si enerji kaynaklı
* Bu veriler, yıl sonunda Paris’te yapılacak iklim zirvesinde Türkiye’nin daha ciddi sorumluluk alması gerektiğini gösteriyor. Artan fosil yakıt kullanımı iklim değişikliği sorununu körüklerken, türler üzerindeki baskıyı da arttırıyor.
* Seragazı emisyonlarının yüzde 67,8’i enerji kaynaklı. Bu da kömür, petrol ve doğalgaz yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmemiz, enerji tasarrufu ve enerjiyi verimli kullanma çalışmalarını hızlandırmamız gerektiğini gösteriyor. (NV)