Buna karşılık Güvenlik Konseyi, Sudan'ın Darfur bölgesi konusunda bir karara ulaşamadı. Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sudan hükümetini desteklediği Konseyde ABD ve Fransa'nın anlaşmazlığı, bölgede uygulanan etnik temizlik harekatının sürmesine yol açıyor.
Güney Sudan'da barış umudu
Güney Sudan'da 21 yıl süren iç savaş, 2 milyon kişinin ölmesine, milyonlarca insanın yerinden olmasına yol açtı. Afrika'nın pek çok yerinde olduğu gibi burada da savaş ve zorunlu göç, açlığa ve zaten zayıf olan altyapının tahrip olmasına yol açtı. BM Güvenlik Konseyi kararı, Sudan Halk Kurtuluş Hareketi/Ordusu (SHKH/O) ile Sudan hükümeti arasında 9 Ocak günü Nairobi'de imzalanan barış anlaşmasını güvenlik ve insani çalışmalar açısından desteklemeyi öngörüyor. Fakat SHKH/O-Sudan görüşmelerinde ihmal edilen diğer çatışma bölgelerini (Darfur'un yanı sıra Bahr el-Gazal ve petrol açısından zengin Yukarı Nil bölgeleri) BM de ihmal etmeye devam ediyor. Güvenlik Konseyi kararı, uluslararası gündemde olması nedeniyle Darfur'daki durumdan söz ederken benzer problemlerin hüküm sürdüğü Doğu Sudan'a değinmiyor.
Uluslararası alanda, Güney Sudan'da barışın sağlanmasının Doğu ve Batı Sudan'da da çatışmaların yavaş yavaş ortadan kalkmasına yol açacağı yönünde bir algılama söz konusu. Fakat SHKH/O'nun yanı sıra Darfur'un yerli halkını temsil eden Sudan Kurtuluş Ordusunun da (SKO/H) üye olduğu, Arap ve Afrikalı, Hıristiyan ve Müslüman muhalefet örgütlerini bir araya getiren Sudan Ulusal Demokratik İttifakı (UDİ), bu yaklaşımın tehlikelerine dikkat çekiyor. UDİ yetkilileri, Sudan'ın çatışmaların sürdüğü bütün bölgelerinde benzer problemlerin söz konusu olduğunu, Doğu ve Batı Sudan'ın ihmal edilmesi halinde Güney Sudan'da da köklü bir çözüme ulaşılamayacağını belirtiyor. Hem SHKH ya da onunla bağlantılı örgütler hem de hükümete bağlı fakat bağımsız hareket eden Arap veya Afrikalı milis kuvvetleri, Sudan'ın bütün sorunlu bölgelerinde operasyonlarını sürdürüyorlar.
Sudan Hartum hükümeti, Darfur SKO/H'nin Ulusal Demokratik İttifaka katılmasıyla, bu ittifakla görüşmelerini askıya almıştı. Doğu Sudan'da bazı Beja ve Nuer bölgeleri UDİ mensubu muhalefetin denetimi altında bulunuyor. Bu bölgeler, çatışmaların başlangıcına kadar Sudan merkezi hükümeti tarafından ihmal edilmiş olunan bölgeler. Hartum hükümeti, bu bölgelerle sadece Araplığın ve İslamiyetin yaygınlaşması, kaynakların Arapların eline geçmesi açısından ilgilenmiş. UDİ mensubu gerilla örgütleri, denetimleri altındaki bölgelere sağlık, eğitim ve kadın sünnetiyle mücadele gibi bazı temel hizmetleri ilk kez getiriyorlar. Uluslararası insani kuruluşların bölgelerinde çalışma yapmamalarından yakınıyorlar.
Darfur'da savaş devam ediyor
BM Darfur İnceleme Komisyonu, Darfur bölgesinde Arap milislerin ve hükümet kuvvetlerinin Afrikalı yerli kabilelere karşı saldırılarının soykırım niteliğinde olmadığına karar verdi. Fakat yetkililerden, milis liderlerinden ve silahlı muhalefet komutanlarından bazılarının isimlerinden oluşan bir listeyi BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a sunan Komisyon, bu kişilerin insanlığa karşı suçlardan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) yargılanmasını önerdi. Sudan İnsan Hakları Teşkilatı ve Darfur'da hükümete karşı savaşan SKO/H de, katliam, köy yakma ve tecavüz gibi olaylardan sorumlu tutulan kişilerin UCM'de yargılanmasını istediklerini açıklamışlardı.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin desteklediği Sudan hükümeti, yargılamaların Sudan mahkemeleri tarafından yapılması gerektiğini iddia ediyor. Darfur konusunda BM Genel Komisyonu, ABD ve Fransa arasındaki uzlaşmazlıktan dolayı, Çin'in kabul edebileceği bir tutum geliştiremedi. Avrupa ülkeleri sanıkların UCM'de yargılanmasını isterken, ABD, soykırım ve insanlığa karşı suçlar üzerinde yetkili olan UCM yargılamalarına bütünüyle karşı çıkıyor. ABD, Ruanda ve eski Yugoslavya örneğinde de olduğu gibi belirli olaylarla sınırlı uluslararası ceza yargılamasını dayatıyor ve Darfur konusunda da özel bir mahkeme öneriyor.
Darfur'da iç savaş, SKH/O ve Adalet ve Eşitlik Teşkilatı'nın (AET) bölgede yaşayan Afrikalı yerlilere yönelik ayrımcı uygulamalara ve hükümetin bölgeye hizmet götürmemesine karşı 2003 yılında silahlı mücadeleyi tırmandırması üzerine başladı. Hartum'daki İslamcı hükümet, daha önce Sudan hükümetlerinin ilgilenmediği bölgeyi kontrol altına almak için, tarım ve hayvancılıkla uğraşan Afrikalı yerleşik kabilelerle kaynaklar konusunda çatışan göçebe-çoban Arap kabilelerini silahlandırdı. Sudan hükümetinin sürdürdüğü "operasyon"larda çoğu Afrikalı köylüler olmak üzere 180.000 kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor. Darfur'daki köylerden büyük bölümü, Sudan ordusu ve Arap milisler tarafından yok edildi. Darfur nüfusunun önemli bir kısmı Darfur'daki bazı kasabaların etrafında ya da Çad'da mülteci olarak yaşıyor. Zorunlu göç, Sudan'ın başka bölgelerinde de olduğu gibi, açlık tehlikesini ve salgın hastalıkları da beraberinde getirdi.
Darfurlu isyancılar, bölgedeki ayrımcılık ve yoksunluğa karşı silahlı mücadeleye başvuracaklarını ilan ettiklerinde John Garang liderliğindeki SHKH/O'yu izlemişlerdi. Sudan hükümeti ise, Güney ve Doğu Sudan'da olduğu gibi Araplar başta olmak üzere bu bölgelerdeki Afrikalı etnik gruplarla çatışması olan kabileleri milis olarak kullanma yoluna gitti. Darfur muhalefetini silahlı mücadeleye iten sorunlardan biri de, Hartum-SHKH/O arasındaki görüşmelerin dışında bırakılmalarıydı.
Geçen hafta BM Güvenlik Konseyinde Güney Sudan barış sürecini desteklemek amacıyla bir misyon kurulur ve BM İnsan Hakları Komisyonu'nda Darfur konusunda alınacak karar merak edilirken, Darfur'da çatışmalar ve sivillere yönelik ağır ihlaller yeniden tırmanmaya başladı. Darfur muhalif örgütleri ve Hartum hükümeti arasında Afrika Birliği gözetiminde sürdürülen görüşmeler, şu anda askıya alınmış durumda. Sudan İnsan Hakları Teşkilatı, BM Güvenlik Konseyi'ndeki uzlaşmazlığın acilen çözülmesini istedi. BM Güvenlik Konseyi, önümüzdeki çarşamba günü Darfur konusundaki karar tasarılarını yeniden görüşecek. (YB/TK)