Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gözaltına alınanlardan İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan, iş insanı Reza Zarrab ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın da aralarında olduğu 14 kişi tutuklandı.
Hürriyet gazetesinin haberine göre, savcılıktaki ifadelerinde şunları söylediler:
"Tutuklanırsam itibarım zedelenir"
İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler:
“Rıza (Sarraf) Beyi hayırsever ve saygılı biri olarak tanırız. Kendisi ile para karşılığı iş yapmam söz konusu değildir.
“Hiçbir emniyet mensubunun görev yeri değişikliği için aracı olmadım. 11 senedir korumam bulunması nedeniyle attığım her adım Emniyet tarafından takip edilmiştir. Bundan dolayı da bir örgüt üyesi olmam ve o tür işler içine girmem mantık dışıdır.”
“Tutuklanmam halinde yıllardır bir dengede tuttuğum işler bozulacak, itibarım zedelenecek ve bu yüzden zarar göreceğim.”
“Takım elbise ve valiz hediye etti”
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan:
“Burada bulunan şüphelilerden sadece özel kalem müdürü olan O.K. ile Rıza Sarraf ile ikili dostluğumuz vardır. Daha doğrusu aile dostluğumuz vardır. Aile dostluğumuz dışında kendisinden hiçbir şey almadık veya vermedik. Kendisi sadece dostluğunun gereği bana bir takım elbise almıştı ve bir de beğendiğim bir valizi hediye etmişti. Rüşvet almak ve vermek söz konusu değildir.”
“Paralar bağış amaçlıydı”
Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan:
“Yaptığım çalışmalar ile ülkemize altın ticaretinden 3.5 milyar dolar para kazandırmıştır. Buna engel olmak isteyenler bellidir. Sadece Rıza Sarraf’ın şirketi değil, birçok şirket bu işi yapmaktadır. Genel müdür olarak birçok şirket ile görüşmelerim olmuştur. Buna Rıza Sarraf’ın şirketi de dahildir. Hizmet kalitesini arttırmak gayemiz vardır.”
“Rüşvet suçlamasına gelince az önce de belirttiğim gibi rüşvet alma ya da verme kamu görevlisi olmadığım için söz konusu olamaz. Ayrıca bazı teslimatlar olmuş ise de bunları tamamen bağış niyetiyle ve hayırseverlik kastı ile olmuştur. Rıza Sarraf da hayırsever bir kişiliği olduğunu ve hayırlara vesile olmak istediğini söyleyince o anda aklıma mezun olduğum Çorum Osmancık İmam Hatip Lisesi geldi. İhtiyaçları ona aktarınca masrafları ödemeye hazırım dedi. Bir de bunun yanında Makedonya’da bir üniversite yapma söz konusudur. Uluslararası Balkan Üniversitesi isimli üniversitedir.”
“Suçlamalar samimi değil”
İş insanı Rıza Sarraf:
“Temmuz 2013 tarihine kadar altın ticareti serbest idi. Ancak Amerikan ambargosu nedeni ile bu ticareti bu tarihten sonra Halkbank yolu ile yapamaz duruma geldik. Biz de bu ticareti gıda ticareti yolu ile yaptık. Tüm işlerimizi hukuka uygun bir şekilde yaptık. Herhangi bir sahtecilik işine girmedik. Alıcı ve gönderici bellidir. Kayıtlar da bellidir.”
“Türkiye vatandaşlığına 2006 veya 2007 yılında geçtim. Eniştem ve ablam da Türk vatandaşıdır. Bir tek ağabeyim geçmemişti. Ben ağabeyimin Türk vatandaşlığına geçmesi için yol yordamı öğrenmek amacıyla bakan Muammer Bey’den sordum. O da bana yasal yolları izah etti. Normal prosedür ile Türk vatandaşlığına geçti.”
“İran’ın Türkiye’deki rezervlerinin altın ihracatı yöntemi ile çıkarılmasına yol verilmesi karşılığında Halk Bankası’ndaki İran parasını 0.05’ini rüşvet olarak Zafer Çağlayan’a ödenmesi hususu söz konusu değildir. Biz sadece Halk Bankası’nın resmi komisyonlarını ödüyorduk. Zaten Zafer Çağlayan’ın Halk Bankası ile ilgilisi yoktur.”
“Ben Egemen Bağış’a da ağabeyimin Türk vatandaşlığına geçmesi için ve diğer işlemler için komisyon veya rüşvet vermiş değilim. Bu suçlamaları da samimi bulmuyorum. Neredeyse bütün kabineye kişi başı 500 bin verdiğimi iddia edecekler.” (AS)