* Fotoğraf: Pixabay
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), yeni tip koronavirüsün (covid-19) "İçme ve Kullanma Suyu Arıtma Tesisleri", "İçme ve Kullanma Suyu Şebekeleri", "Atıksu ve Yağmur Suyu Kanalizasyon Sistemleri" ile "Atıksu Arıtma Tesislerindeki"; olası etkileri, korunma yöntemleri ve alınması gereken tedbirlere ilişkin raporunu paylaştı.
İstanbul’da kentsel atıksuların yaklaşık yüzde 68’inin sadece ön arıtma işleminden sonra biyolojik arıtma işlemine tabi tutulmadan deniz deşarjı ile İstanbul Boğazına ve Marmara denizine iletildiği bilgisine yer verilen raporda, “Kentin denize kıyı semtlerinde bazı noktalarda (restaurant, konut vb.) kaçak deşarjlar nedeni ile özellikle düşük sıcaklık koşullarında aktif koronavirüsün özellikle midyeler ve diğer deniz canlılar tarafından taşınması mümkün olacaktır” denildi.
Çevre mühendisleri, bu konuda atıksu yönetimlerinin; kanalizasyon sistemlerinde ve deniz alıcı ortamında dikkatli bir izleme yapması gerektiğine dikkat çekti.
“Apartmanlardaki tuvaletler riskli”
Raporda virüsün apartmanlardaki arızalı tuvaletlerden yayılması da olası riskler arasında değerlendirilerek şu bilgilere yer verildi:
“Sıhhi tesisattaki ve havalandırma sistemindeki hatalar nedeni ile 2003 yılında Hong-Kong da 50 katlı bir binada SARS koronavirüsün başka dairelere aşınarak bina içinde yayılmasına ve bunun sonucunda 342 kişinin enfekte olmasına, 42 kişinin de ölümüne yol açmıştır. Bu duruma banyolarda suyu boşalmış sifonlar ve doğru projelendirilmemiş havalandırma sistemlerinin neden olduğu tespit edilmiştir.”
“Atıksuların sulama amaçlı kullanılması risk”
Koronavirüsün atıksularda sıcaklığa ve katı madde miktarına bağlı olarak canlılığını birkaç saatten birkaç güne kadar sürdürebildiği tespit edildiği bilgisine yer verilen raporda, Çin’de SARS hastalarının tedavi edildiği iki hastane atıksularında yapılan incelemelerde, koronavirüsün ham atıksuda 20 derecede 2 gün, 4 derecede ise 14 gün varlığını koruduğu belirlendiği aktarıldı.
Bu bilgilerden hareketle İstanbul özelinde şu hususlara vurgu yapıldı:
“İstanbul’da atıksu arıtma tesisi çıkış sularının az da olsa bir kısmı, peyzaj amaçlı bitkilerin sulanmasında kullanılmaktadır. Anadolu’da ise bazı yerleşim yerlerinde, kanalizasyondan doğrudan alınan atıksular sulama amaçlı kullanılmaktadır.
“Bu durum virüslerin insana taşınmasında önemli risk oluşturmaktadır. Özellikle sulama işleminin fıskiyeler ile yapılması nedeni ile sulama suyunda bulunan virüsler kolaylıkla ortama yayılabilecektir.”
Suya ücretsiz ulaşım, personel sağlığı
ÇMO, raporun sonuç kısmında ise virüsün su ile taşınması riskine karşı önerilerini sıraladı. “Su ve atıksu yönetimlerinde çalışan emekçilerin; sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır. Atıksu toplama ve iletme sistemleri ile atıksu arıtma sistemleri çalışanları genellikle atıksularda bulunan mikroorganizmaların etkisinde kalmakta ve enfeksiyon ile tehlikeli hastalıklarla karşılaşmaktadır” diyen mühendisler, atıksu arıtma sistemlerini işleten operatörlerin sahada güvenli çalışma koşulları ile mühendislik ve idari kontroller daha sıklıkla yapılarak kişisel koruyucu donanımlar da (KKD) olmak üzere, rutin uygulamaları takip etmelerinin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti.
Salgının yayılmasının ve etkisinden korunmanın en etkili yönteminin kişisel temizlik ve yaşam alanlarının temizliği olduğu hatırlatılarak suyun kesintisiz ve temiz olarak halkın kullanımına iletilmesi, suyun ücretsiz dağıtımı sağlanarak salgından korunma mücadelesinde halkın eşitliğinin sağlanması da öneriler de yer aldı.
Yine atıksu arıtma tesislerinde ve içme suyu arıtma tesislerinde çalışan personelin covid-19 bulaşma riskini azaltmak için, temasta oldukları yüzeylerin uygun dezenfektanlar ile sürekli dezenfekte edilmesi, personeller arasındaki sosyal mesafenin korunacağı ve personelin mümkün olduğu kadar az kişi ile temas sağlayacağı bir çalışma düzenine geçilmesi gerektiği söylendi.
Hangi önlemler alınmalı?
Raporda alınması gereken diğer önlemler ve alanları ise şöyle sıralandı:
İçme ve Kullanma Suyu Kullanımı
1- Su; arıtma sistemleri merkezi arıtma sistemlerinden dezenfekte edildikten sonra şebekeye verilmektedir. Merkezi su arıtma sistemleri ve şebekelerin de; suların dezenfeksiyonu ile ilgili kontroller daha fazla yapılmalı, konut girişlerinden alınan su numunelerinde kontroller sürekli yapılarak şebekede meydana gelebilecek mikrobiyolojik kirlenme izlenmeli ve bu doğrultuda gerekli tedbirler alınmalıdır.
2- Merkezi su arıtma sisteminin bulunmadığı yerleşim alanlarında; kaynaktan temin edilen sular mutlaka dezenfekte edilerek kullanılmalıdır. Suyun dezenfeksiyonunda aşağıdaki yöntemler kullanılabilir.
3- a. İçme ve kullanma suları ultrafiltrasyon (virüs partikül çapına göre), nanofiltrasyon ve reverse osmos sistemlerinden birinden geçirildikten sonra kullanılabilir.
b. Ham içme sularının dezenfeksiyonunda Ultraviole (UV) ile dezenfeksiyon yöntemi kullanılabilir. 254 nm UV-C ultraviyole ışık, bakterileri, virüsleri ve diğer zararlı mikroorganizmaların DNA veya RNA'larına zarar vererek inaktive eder. İçme ve kullanma sularının UV ile dezenfeksiyonda, UV ünitesi depodan sonra direk kullanım hattına monte edilmelidir.
c. İçme ve kullanma sularına, sıvı ve gaz kimyasallar ile dezenfeksiyon işlemi yapılabilir.
d. Uygun bir dezenfeksiyon yöntemine erişim yoksa; içme veya kullanma suyu kaynatılarak da dezenfekte edilebilir.
Atıksu Kanalizasyon ve Atıksu Arıtma Sistemleri
1- Ön arıtma işleminden sonra, doğrudan deşarj edilen kentsel atıksular; deşarj noktasından önce içinde 0,2 mg/L serbest klor kalacak şekilde dezenfeksiyon işlemine tabi tutulmalıdır.
2- Hastaneden kaynaklanan atıksular; kanalizasyon şebekesine verilmeden önce, 10 dakika 10 mg/l klor ile veya 30 dakika 40 mg/l Klordioksit ile temas ettirilerek dezenfeksiyonu sağlanmalıdır. Bu işlemler için otomasyona dayalı izleme yapılabilecek tesisler kurulmalıdır.
3- Atıksuların dezenfeksiyonunda Ultraviole (UV) ile dezenfeksiyon yöntemi kullanılabilir. 254 nm UVC ultraviyole ışık bakterileri, virüsleri ve diğer zararlı mikroorganizmaların DNA veya RNA'larına zarar vererek inaktive eder. Arıtılmış atık suların dezenfeksiyonunda, ultraviyole ünitesine girecek suda askıda katı madde miktarının 30 mg/l’den az olması gerekmektedir.
4- Atıksulara, yaygın olarak sıvı ve gaz kimyasallar ile dezenfeksiyon işlemi yapılabilir.
5 - Covid-19 virüsünün; atıksu arıtma tesisi giriş ve çıkışlarındaki varlığı, atıksu kanalizasyon sistemlerindeki varlığının tespiti ile hastalığın yayılım riski korelasyonunun kurulması, covid-19‘un deniz suyundaki varlığı ve deniz canlılarına etkisi araştırılmalı bu konuda halk sağlığı için bilgilendirilme yapılmalıdır.
6- Meskun mahallerde açıktan akan kanalizasyon akıntıları veya kanalizasyon hatlarında arıza varsa temas edilmeyip ilgili yerel yönetimlere bilgi verilmelidir.
7- Peyzaj ve tarım amaçlı bitkilerin sulanmasında; atıksu arıtma tesis çıkış suyu veya doğrudan atıksuların kullanılması ile virüslerin kolaylıkla ortama yayılabileceği dikkate alınarak bu uygulama kesinlikle yapılmamalıdır. Su ve atıksu yönetimleri bu uygulama ile ilgili denetimleri titizlikle yapmalıdır.
8- Kanalizasyon sistemlerinden alınan atıksu örnekleri sürekli mikrobiyolojik olarak kontrol edilip, hastalık yapma riski olan virüsler, bakteriler ve benzeri biyolojik varlıklar erken dönemde tespit edilerek hastalıkların salgın haline gelmeden kontrol altına alınması sağlanmalıdır. Bu konuda yurtdışında araştırmalar başlamış olup, Ülkemizdeki Su ve Atıksu yönetimleri; Üniversiteler, TMMOB, Tabipler Odası ve diğer paydaşların bu konudaki görüşlerini dikkate alarak gerekli çalışmalar başlatmalıdır.
Konutlardan Atıksuların Uzaklaştırılması
1- Konutlarda ve diğer ortak yaşam alanlarında, banyo ve tuvaletler gibi ortak havalandırma boşluğu kullanılan yerlerde havalandırmanın sadece dışarı yönlü gerçekleştiği kontrol edilmelidir. Dışarıya doğru akım oluşmuyorsa değiştirilmeli veya gerekli olmadıkça kapalı tutulmalıdır.
2- Konutlarda ve diğer ortak yaşam alanlarında, banyo ve tuvaletler; Sodyum Hipoklorit (çamaşır suyu yaklaşık yüzde 5 sodyum hipoklorit içerir), hidrojen peroksit vb. kimyasallar (su ile seyreltildikten sonra) ile düzenli olarak dezenfekte edilmeli, sifon çekilmeden önce klozet kapağı kapalı tutulmalıdır. Klor ile dezenfeksiyonun hemen ardından klozet kapağı kapatılıp klor temasının sağlanması amacıyla 10 dk. bekletilerek sifon çekilmelidir.
3- Konutlarda ve diğer ortak yaşam alanlarında, sıhhi tesisatın doğru ekipmanlar ile donatılmış olmasına ve sorunsuz çalıştığına dikkat edilmelidir.
4- Banyo, tuvalet, mutfak ve yıkama yapılan alanlardan gelen kötü kokuların kaynağı araştırılmalı koku kaynağının sorunları giderilmelidir.
5- Banyo, mutfak, vb. tüm su teçhizatlarının çalışan bir U-dirseği olduğu kontrol edilmelidir. Udirseklerde su kaybını önlemek için tesisatta bulunan musluklar, sabah ve akşam olmak üzere günde en az iki kez beş saniye açılmalıdır.
6- Atıksu borularında kaçak, çatlak, vb. tespit edilerek onarılmalı, kanalizasyon sistemi dışına yayılması engellenmelidir.
(TP)