İptal isteminde dava konusu şöyle açıklandı:
"Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından düzenlenen ve Resmi Gazetenin 31 Aralık 2004 tarihli sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ile su havzalarının orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında madencilik yapılmasının önü açıldı.
Üstelik bu düzenlemeler, kentlere temiz ve sağlıklı su sağlamakla görevli olan yerel yönetimlerin tüm yetkileri ellerinden alınarak gerçekleştirildi".
Avukatlar, yönetmeliğin dava edilen düzenlemelerinin, ulusal mevzuata ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu da belirtti.
Temiz su kaynakları hızla azalıyor
İçinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli sorunlarından biri, temiz su kaynaklarının hızla azalması, suya erişimin zorlaşması ve su yoksulluğunun giderek artması.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) 2002 yılında yayınladığı 3. Küresel Çevre Raporuna göre, başta Afrika ve Asya'da yaşayanlar olmak üzere, dünyada 1.1 milyar insan güvenli içme suyu, 2.4 milyar insan ise güvenli arıtma hizmetlerinden yoksun.
2002 yılında düzenlenen Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde ise, son 10 yılda temiz suya erişim ve atık suların arıtımında karşılaşılan yetersizliklerin sebep olduğu çocuk ölümlerinin, II. Dünya Savaşından sonra yaşanan silahlı çatışmalarda kaybedilen insan sayısından fazla olduğu belirtildi.
2032 yılında insanlık susuz kalacak
UNEP raporunda, piyasa koşullarının küresel ölçekteki siyasi, ekonomik ve sosyal koşullara bu şekilde yön vermeye devam etmesi halinde, 2032 yılında dünya nüfusunun yarıdan fazlasının ciddi su sıkıntısıyla karşılaşabileceğine dikkat çekiliyor.
Kişi başına düşen tatlı su miktarı açısından dünya ortalamasının 7 bin metreküp olarak belirlendiği 3. Küresel Çevre Raporuna göre, Türkiye, kişi başına yıllık 2940 metreküp tatlı su kaynağıyla düşük sınıfta yer alıyor. (İÇ/EÜ)