Çolak, TBMM tarafından kabul edilen ve Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer tarafından iade edilen yasanın Türkiye'nin sosyal devlet olma özelliğini zedelediği kanısında.
"Yasanın Sosyal güvenlik hakkının özüne dokunan bir içeriği var. Eski düzenlemedeki kazanılmış hakların geri alınması söz konusudur. Cumhurbaşkanı kurum yasasını 6. maddenin yeniden görüşülmesi için geri göndermişti. Hükümet değişikliği yaparak kurum yasasını Cumhurbaşkanına gönderdi. Sezer, diğer yasayı ise 15 maddeden geri göndermişti."
Şener 15 maddenin değiştirilmeyeceğini açıkladı
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdullatif Şener'in yaptığı açıklamanın, 15 maddede değişiklik yapılmadan iade edileceği yolunda olduğuna dikkat çeken Çolak, "Bu durumun, hem parlamento içindeki dışındaki muhalefete yeni bir mücadele alanı açacağı" düşüncesinde.
Çolak, yeni yasanın işçiler, gündelikçiler ve esnaf gibi yoksul kesimleri sosyal güvenlik sisteminin dışında bıraktığını açıklıyor. Kadınlar aleyhine yapılan düzenlemelerin de Anayasa'ya aykırı olduğunu belirten Çolak, esnek istihdam ilişkilerindeki grupların zorunlu sigorta kapsamından çıkartılması söylüyor.
"Asgari ücretin altında gelire sahip olmaları gerekçesiyle, esnek çalışma ilişkilerine tabi işçiler, gündelikçi kadınlar, yevmiyeli çalışanlar, küçük üretici köylüler ile mevsimlik tarım işçileri ve gelir vergisinden muaf olan esnaflar zorunlu sosyal sigorta kollarının dışında bırakılmaktadır."
Çolak'ın açıkladığı, Mülkiyeliler Birliği'nin sosyal güvenlik sistemine ilişkin hazırladığı raporda dikkat çekilen konuların başlıkları şöyle.
Kadınları etkileyen değişiklikler
Evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan 25 yaşından büyük kız çocukları bakmakla yükümlü olunan kişi sayılmakta, genel sağlık sigortalısı olarak prim yükümlülüğü ile karşı karşıya bırakılmaktadır.
Ölen annesi veya babasının yaşlılık aylığının belirli bir oranı ile geçinmek zorunda kalan kadınlarımızın hastalık sigortasından yararlanma hakları ellerinden alınmaktadır.
Ev kadınlarımızın, eşlerinin hastalık sigortasından yararlanma hakları ellerinden alınmaktadır. İsteğe bağlı sigortalı olmak isteyen kadınlar, ayrıca genel sağlık sigorta primi ödemek zorunda bırakılarak adeta cezalandırılmaktadır.
Hükümlü ve tutuklular
Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların halen varolan hastalık sigortasından yararlanma hakları ellerinden alınarak eşleri, çocukları ve/veya anne-babaları gibi bakmakla yükümlü oldukları kişilerin genel sağlık sigortalısı olarak prim yükümlülüğü ile karşı karşıya bırakılması öngörülmektedir.
Ayrıca, hizmet akdi ile çalışma ilişkisi değiştirilerek hizmet akdinin koruyucu hükümlerinden yararlanmaları engellenmektedir. Böylece, ceza ve tutuk evlerinde ucuz işgücü yaratılarak, yakın gelecekte bu kurumların özelleştirilmesinin alt yapısı hazırlanmaktadır.
Kamu çalışanlarının prim oranı
Memurların hastalık veya analık hallerinde, aylık ve özlük haklarına dokunularak geçici iş göremezlik ödeneği olarak ücretlerinin 1/3'ünün kesilmesi öngörülmektedir.
Kamu çalışanlarının sağlık harcamaları halihazırda Kurum bütçelerinden karşılanmakta iken, yeni yasa ile genel sağlık sigortası için yüzde 5 prim ödemeleri öngörülmektedir.
Kamu çalışanlarının tüm gelirleri prim matrahına katılacağından, memur maaşlarının tamamı üzerinden prim kesilecek ve mevcut maaşlar düşecektir. Buna karşın çok daha yüksek gelirli işverenlerin prim matrahlarının üst sınırı asgari ücretin 6,5 katı ile sınırlandırılmaktadır.
Malullük ve yaşlılık sigortası
Malûllük ve yaşlılık sigortalarından yararlanma şartları çalışma yaşamının gerçeklerinden kopuk bir şekilde ağırlaştırılırken, malûllük ve yaşlılık aylıkları aylık bağlanma oranlarının düşmesi ve güncelleme katsayısı nedeniyle önemli ölçüde düşecektir.
Çalışan emekliler
Çalışan emeklilere büyük haksızlık yapılarak sosyal güvenliği destekleme primi olarak yüzde 33,5 ile yüzde 39 arasında değişecek prim yükü öngörülmektedir. Yurttaşlarımızın emeklilik dönemlerinde çalışmak zorunda olmalarının insan onuruna yaraşmayan yaşlılık aylığı ile geçinmek zorunda kalma gerçeğine dayandığı görmezlikten gelinmektedir.
Yaşlılık aylığında adaletsizlik
Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakanın yaşlılık aylığından yararlanma koşulları ve yaşlılık aylığının sigortalılar ile karşılaştırılamayacak ölçüde farklı bir düzenlemeye konu olması, Anayasanın sosyal adaletçi eşitlik ilkesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
Halen mevzuata göre milletvekillerinin, yaşlılık aylığından yararlanma koşullarını sağlamadan almakta oldukları temsil tazminatının, yaşlılık aylığı almakta iken çalışan milletvekillerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi kamuoyu vicdanını yaralamaktadır.
Borçlar kanunu
Genel sağlık sigortası sistemiyle yeşil kart sahibi olamayan düşük gelirli, yoksul yurttaşlarımız genel sağlık sigortası prim yükümlüsü olmakta, primlerini ödeyemedikleri takdirde sağlık yardımlarından yararlanamayacakları gibi, prim borçlarına gecikme zammı uygulanacak ve icra takibiyle karşı karşıya kalacaklardır.
Sağlıklı yaşama hakkı doğrultusunda tüm yurttaşlara sunulması gereken kamu hizmeti yerine, yaklaşık 130 YTL prim yükümlülüğü, ödenmediğinde gecikme zammı ve sonunda 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun haciz hükümlerinin uygulanmasını öngören bir yaklaşımı sosyal hukuk devleti, kamu yararı ve ülke gerçekleri ile bağdaştırmak mümkün görünmemektedir.
Katkı payı
Genel sağlık sigortası primi ödemenin yanı sıra sigortalıya bindirilen katılma payı, muayene ücreti, yatak farkları gibi mali yükler, sağlık harcamaları içindeki kişisel harcamaların payını büyük oranda artırmaktadır.
Katılım payları, sağlık hizmetlerinin türleri, miktarları ve kullanım süreleri gibi bir çok belirlemenin idari düzenleyici işlemlerde yer alacak olması ile özel hastaneler ve devletin ticarileşecek hastanelerinin karlılığı esas alan faaliyetleri birlikte değerlendirildiğinde sigortalıları büyük bir belirsizliğin beklediği görülmektedir" (AD)