"Dili belirleyen yaşam koşullarıdır. Kadın toplumun içine girdikçe, toplumda yer edindikçe bunlar geçmişte kalacaktır. Dil, bizim biçim vereceğimiz bir şey değildir. Bir toplum neyi yaşıyorsa, nasıl yaşıyorsa dili de onu yansıtır."
Adalı: Dilin söz varlığı vardır
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın'ın, Hürriyet Gazetesi'nin "Eksik Etek Devrimi" haberindeki "kadını aşağılayan, kötüleyen ve ikinci sınıf gösteren deyim ve atasözlerini sözlüklerden çıkarılacağı " yönündeki açıklaması üzerine bianet'in konuştuğu Adalı, dilin tarihsel sürecine sekte vurulmaması gerektiği kanısında.
Adalı, ilk Türkçe sözlük "Kamus-ı Türki"yi yazan Şemsettin Sami'nin sözlüğünde "Bu sözlük çok kibar değildir, her zaman kullanmayın" gibi uyarıların olduğunu anımsatıyor.
Adalı kadını aşağılayan, ikincil gösteren bu kelime, deyim ve atasözlerinin daha çok kapalı yaşam biçimlerinde görüldüğüne dikkat çekiyor. "Bir dilin söz varlığı vardır. Sözlüklerdeki ayıklama yerine tanımlamalar yapılabilir" diyor.
Deyim ve atasözlerini kaldırmak doğru değil
"Örneğin tanımlamalar yapılırken bölgelere göre, bizim anladığımız anlamda doğu batı gibi değil, toprağa bağlı yaşam biçimleri gibi bölgesel düzeyler belirlenebilir.'Erkek bakış açısına' göre, ya da belli bakış açılarına göre kullanıldığı yazılabilir. Bu tür kelime, deyim ve atasözlerini kaldırmak doğru değildir."
Adalı öğrencilerine bu tür sınavlar yaptığını söylüyor. Bazı deyimleri ve atasözleri çıkarmalarını ya da o atasözü ve deyimlerin anlamını, neyi gösterdiğini ve ne zamana kadar geçerli olduğunu sorduğunu belirtiyor.
"Mesela 'Erkek kadındır' deniyor. Erkek bakış açısına göre bir tanımdır. Artık kimse karısı için 'eksik etek' demiyor. 'Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin' deyimi de artık espri adına kullanılıyor. Gelişim Laurusse, sözlüğüne bakarsanız bu tür açıklamalar görürsünüz. Bu da bir yöntemdir, olması gereken de budur."
Kelime çıkarmak yerine tanımlar yapılmalı
Adalı, sözlüklerden bazı kelimelerin çıkartılmasının çok zor olduğunu, yerine konan kelimenin kabul görmediğine dikkat çekerek "Tanımları yaparken dikkat etmek gerekir" diyor.
Adalı'ya göre sözlüklerdeki bazı deyim ve atasözlerinin kadını alçalttığı, ikincil konuma indirgediği doğru. Ancak Adalı "Bu deyim ve kelimeler kullanılarak yaygınlaştırılabilir mi?" diye soruyor ve yanıtını veriyor: "Ben sanmıyorum. Yaygınlaşma daha çok yaşama biçimleriyle ilgilidir. Bir toplum nasıl yaşıyorsa öyle yaygınlaşır. Bunların gerçeklikler gibi tanımlanmasından da yana değilim."
Kadınların dile gösterdikleri özeni anlıyorum
Adalı, dildeki cinsiyetçiliğin ayıklanmasına ilişkin tüm çabaları, aşırı da olsa desteklediğini açıklıyor. "Dilde gösterdikleri özeni anlıyorum. Tanımların gerçeklikler gibi yapılması kadınları çok rahatsız ediyor. Bunun gerçeklik değil bakış açısıyla ilgili bir niteleme olduğu sözlüklerde yer almalı" diye konuşuyor.
"Bugün aşırı bulunan çabalar yarın normalini bulacaktır. 'Kadına erkekle eşit davranın' deniyor. Davranamazsınız ki. Kadın lehine eşitliği kullanmak zorundasınız. Siyasette eşitliğin sağlanmadığını, çözüm olmadığını görüyoruz. Kota'ya karşı çıkışları biliyoruz. Kadınlar çok haklı bir mücadele yürütüyorlar ve oldukça iyi yürütüyorlar."
Taner: Cinsiyetçiliğe karşı gelmek adına dil zedelenmesin
Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde (KEK) "Cinsiyetçilikten Arınmış Türkçe Kadın Konulu Kavramlar Dizini (Thesaurus)" çalışmasını yürüten Bilgi/Belge Yönetim Uzmanı Sönmez Taner de Adalı'yla aynı görüşte. Taner kendisinin dilbilimci olmadığını belirtiyor.
"Hollanda Kadın Kütüphanesi'nden gelen Tilly Vriend de verdiği seminerde bu konuya dikkat çekmişti. 'Cinsiyetçiliğe karşı gelmek adına dili zedelemekten kaçınılmalı. Bir denge sağlanacak ama, kesinlikle cinsiyetçilikte uzlaşma yok' demişti.
TDK başkanı Adalı'nın açıklamasının kendisine ilk anda doğru gibi geldiğini söyleyen Taner, "Biz thesaurus çalışmasında dildeki kadın aleyhine ayrımcılığı eleştiriyoruz. Kamuoyunda kullanılmasını doğru bulmadığımızı söylüyoruz. Ama dilin zenginliği ve tarihsel sürecine müdahalede bulunmak doğru değil. Bu deyim ve atasözleri gerekli açıklamalarıyla birlikte kullanılabilir."
TDK'nin sitesine dille ilgili çalışma yürüten dokuz çalışma grubu var:
Yayın Çalışma Grubu, İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu, Veteriner Hekimliği Terimler Sözlüğü Çalışma Grubu, Türkçe'de Batı Kökenli Yabancı Kelimeler Sözlüğü Çalışma Grubu, Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü Çalışma Grubu, İktisat Terimleri Çalışma Grubu, Türk Dünyası Bilgisayar Destekli Dil Bilimi Çalışma Grubu, Osmanlı Türkçe'si Sözlüğü Çalışma Grubu, Güncel Türkçe Sözlük ve Yazım Kılavuzu Çalışma Grubu. Bu gruplarda yer alan dilbilimci kadını sayısı ise TDK'deki erkek egemen yapıya işaret ediyor.(AD/EÖ)