Türk Tarih Kurumu'nun (TTK) 2001'den beri hazırlığını sürdürdüğü projenin Şubat ayında hayata geçirilmeye başlanmasıyla, Ermeni iddiaları, Avrupalı devletlerin arşivlerinden elde edilen bilgilerle çürütülmeye çalışılacak. Ayrıca konunun Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) bünyesinde oluşturulacak bilimsel araştırma ekipleriyle sorgulanması yönünde çaba harcanacak.
TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Türkiye'nin sık sık başını ağrıtan Ermeni sorunu ve çözümü yolunda atılacak adımları şöyle anlattı:
Arşivler incelendi: BM, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya arşivlerini taradık. Kapalı olduğu için Ermenistan arşivlerine giremedik. Buralardaki Ermeni sorunuyla ilgili belgeleri İngilizce, Fransızca, Almanca, ileride de Rusça, İspanyolca ve Arapça yayımlayacağız. Yayınlarda belgelerin orijinallerine de yer verilecek.
Tüm iddialar yanıtlanacak: Bu yayınlarla Ermenilerin bütün iddialarına yanıt verilecek. Mesela Osmanlı devleti salgın hastalıkları önlemek amacıyla elbiseleri bitlerden arındırmak için 95 derecede buhar veren bir makine yapmış. Elbiseler bunların içine konuyor ve buhar veriliyor. Ermeniler buna, 'Nazilerin örnek aldığı gaz odası' diyordu. Aşı çalışmaları sırasında Ermenilerin kobay olarak kullanıldığı yönünde iddialar da var. Hepsi yanıtlanacak.
Soykırım olsa söyleriz: Bu kitapları sadece kamuoyu oluşturmak için hazırlamıyoruz. Hedefimiz gerçekte ne olduğunu da kavramak. Gerçekten soykırım olsaydı bunu da söyleyecektik.
Bu konuda Türkiye'nin kafası karışık. Prof. unvanlı bazı insanlar 'Yaptık' diyor. Bazıları 'Acaba yaptık mı' diye düşünüyor. Gerçekte ne olduğunu ortaya koymak istedik. Türkiye'de 1920'lerde bu konularla ilgili çalışmalar yapılmış. Ancak bu kadar geniş kapsamlı çalışmaların şimdiye kadar yapılmaması büyük bir eksiklik.
Açık teklif: BM ile AB'ye, farklı ülkelerin bilim adamlarından oluşan araştırma komisyonları kurulması teklif edilebilir. Komisyonlara, Ermenilerinki de dahil tüm arşivler açılmalı. Araştırmalar BM'de değerlendirilmeli. Ama bana göre, Fransa, ABD, İngiltere ve Rusya bu teklifi veto eder. Bu bile bizi güçlendirir. Eğer gerçekten soykırımın varlığına inanıyorlarsa araştırsınlar, görüşelim. Türkiye soykırımın belgesini sormaya korkuyor. Artık korkmamalı.
Mukatele var: O dönemde karşılıklı mukatele (birbirini öldürme) var. Ailesi öldürülenler de Ermenileri öldürdü. Vurdu, vurduk. İki toplum arasında çatışma var. Ancak Ermeni kayıplarının çoğu salgın hastalıklardan. Ermenilere ait bir tane bile toplu mezar gösteremezler. Göstersinler açacağım.
Karşılıklı özür borçluyuz: O zaman meydana gelen olaylarda Ermeniler de büyük sıkıntı çekti. Ermeni kayıpları 100 bini geçmez. Türklerin ise 500 binden fazla.
Ben onlardan özür dileyeceksem, onlar da bana özür borçlu. Benim onlara olan borcum 'soykırım' için değil, çektikleri sıkıntı için. Onların da Türklere yaptıklarından dolayı büyük üzüntü duyduklarını söylemeleri gerekiyor. Çünkü onlardan daha fazlasının eziyetini ben çekmişim.
Akçam'la Berktay'a çağrı: Sorunu her türlü platformda tartışmaya açacağız. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e, 'Sizin organizasyonunuz altında yapalım' dedim. Taner Akçam'a da davetiye gönderdim. 'Bir araya gelelim, konuşalım' dedim. Ama yanıt yok. Halil Berktay'a da sesleniyorum: Gelin tartışalım.
Prof. Akçam: Tartışmaya hazırım
Türkiye-Ermenistan ilişkilerine yönelik araştırmalarıyla tanınan Minnesota Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Taner Akçam, sorunu tartışmak için düzenlenecek etkinliklere katılmaya hazır olduğunu söyledi. Agos gazetesinde TTK tarafından yayımlanan ve Ermeni tehcirini konu alan 'Sürgün ve Göç' isimli kitabı 'bilim adına işlenmiş bir cinayet' olarak niteleyen bir yazı kaleme aldığını anlatan Akçam, daha sonra TTK Ermeni Araştırmaları Başkanı Prof. Dr. Hikmet Özdemir'den bir mektup aldığını söyledi.
Özdemir'in mektubuna 20 Ağustos 2004'te yanıt verdiğini belirten Akçam, şöyle konuştu: "Kitap, ABD ve Alman belgelerinin tahrip edilmesi üzerine kurulmuş. Bunları tek tek Agos'ta gösterdim. Bunun üzerine Özdemir beni toplantıya davet etti. Ben de sempozyum veya tartışmalar şeklinde bir organizasyonla sürece katkı yapmak gerektiğini söyledim. 'Herkesin katılabileceği bir tartışma düzenleyelim' dedim. Hâlâ yanıt yok. Çağrılırsam Türkiye'ye gelirim. Tartışmalara her zaman açığım." (TI/BB)