Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Suriye'ye olası müdahale ve Türkiye'nin bu müdahalenin bir parçası olmasını yazılı açıklama yaparak değerlendirdi.
Dört parti de müdahalenin "emperyalist ülkelerin" çıkarları doğrultusunda yapıldığına dikkat çekerek AKP hükümetinin müdahalenin yanında yer almasına rağmen halkarın bunu istemediğini belirtti.
YSGP: Müdahale yerine barış masası
Böyle bir askeri saldırı barış, demokrasi, insan hakları ve özgürlük getirmeyeceği gibi, Suriye’yi çok daha vahşi bir iç savaş ortamına sürükleyecek, ayrıca El Kaide ve El Nusra gibi cihatçı çeteleri de güçlendirecektir. Bir askeri müdahale, kimyasal silahların bir kısmının El Kaide türevlerinin ve El Nusra’nın eline geçmesine yol açacaktır.
El Nusra ve cihatçı El Kaide türevi çeteler ise Suriye Kürdistanı’nda da gördüğümüz gibi Kürt halkına ve diğer bölgelerdeki Arap Alevilere yönelik katliam ve saldırılardan geri durmuyor. Rojava Devrimi’ni boğmak için her türlü yolu deniyor.
Hava saldırısı veya askeri müdahale yerine barış masasının kurulması gerekiyor. Sorunların çözümü, Suriye’de, toplumun yapısına uygun çoğulcu, farklı inanç, kültür, dil ve kimlik yapılarını kapsayan demokratik bir rejimin tesis edilmesinden geçiyor.
Peki AKP ne yapıyor? Başbakan Erdoğan’ın kendi sözleri ile ‘kan ve petrol içenleri’ bölgeye çağırıyor, onlara ortaklık ve destek teklif ediyor.
Desteğimiz hem Suriye’de eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış için mücadele edenlere, hem de Kürt halkının Suriye Kürdistanı’nda haklarını elde etmesi ve kendini yönetmesi için uğraş verenleredir. Savaşa ve askeri saldırılara değil.
SYKP: Emperyalizmin güç ve para savaşı
Kimyasal silah kullanılması karşısında insan hakları ve demokrasi havarisi kesilen emperyal güçler, kimyasal atıkları kontrolsüzce 3. Dünya ülkelerine bırakarak en az kimyasal silahlar kadar zarar vermektedirler.
Suriye’de vurulacak üsler tespit edildi. Kendi çıkarları için başka ülkelerin iç işlerine müdahale hakkını kendinde gören bu ülkeleri kınıyoruz.
Suriye’de çatışma süreci başladığından beri ısrarla savaş isteyen AKP hükümetinin politikaları, hem bölge halklarını hem de bizleri tehdit etmektedir. Türkiye halkları olarak AKP’nin savaş politikalarının karşısında olduğumuzu ifade ediyoruz. Türkiye dahil hiçbir devletin kendi çıkarları doğrultusunda bir başka devlete yönelik saldırgan tutum içerisinde olma, insanlık suçu işleyen çeteleri destekleme meşruluğu yoktur.
Bedeli bütün bölge için ağır olacak olan bu savaşı, halkların birleşik gücü engelleyebilir. Türkiye, ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Mısır, İsrail, Arabistan, Katar, BAE ülkelerinin halklarına çağrımızdır:
Ölenler bu savaşta hiçbir çıkarı olmayan kardeşlerimizdir. Bu savaş emperyalizmin güç ve para savaşıdır. Suriye’ye emperyalist işgale karşı ortak cephede birleşelim.
EHP: Irak'ta da hayır dedik
Kimyasal silah öne sürülerek, milyonlarca insanın ölümüne yol açacak savaş, müdahale kavramı ile kanıksansın isteniyor.
AKP yanında yer alarak saldırıyı savunanlar, Irak’ta benzer şekilde yaratılan büyük yıkıma hiçbir yanıt veremiyor.
Örnek verdikleri Kosova’da halkı kurtardıklarını iddia ettikleri zaman katliamcıların silahlarını NATO ülkelerinin sattığı ortadaydı.
Bahse konu bu ülkeler kimyasal, nükleer silahların üretimini yapan Amerika, Fransa, İngiltere. Sürecin ortasındaki BM sanki tek alternatif gibi sunuluyor. Tek alternatif, halkların dünya çapında el ele vereceği bir yapı olabilir.
Bu savaşlar ne diye? Ama bize göre. Kapitalistlere göre hayat memat meselesi.
Gezi’de direnenlerin kazandığını gördük, kararlarımızı üzerinde durunca ortak alabildiğimizi görüyoruz. Her dönemeç böyle yönetilebilir. Değil mi?
Irak sürecinde milyonların Savaşa Hayır çığlığı tezkerenin meclisten çıkmasına engel olmuştu. Şimdi de tezkereyi meclisten Tayyip Erdoğan’ı sandıktan çıkarttırmayabiliriz.
SDP: Türkiye halkları müdahaleye karşı
Irak’ta Kitle İmha Silahı yalanı kabul edilmişken, şimdi de Suriye’de kimyasal silah saldırısı bahanesi ile emperyalist müdahale gündemde. Ortada kimyasal silah kullanıldığına dair, Sınır Tanımayan Doktorlar örgütünün “bulgular çok benzer” açıklaması dışında bir kanıt yok.
Türkiye halkları da emperyalist müdahaleye karşı. Ancak AKP, dün “Ortadoğu’nun kanını ve petrolünü içenler!” dediklerini, Suriye halklarının kanını içmek ve her türlü kaynağını sömürmek için bölgeye davet etmekte beis görmüyor.
Suriye’de bu denli savaş heveslisi olmak, dış politikanın çoktandır bir iç politika aracına dönüşmüş olduğunun, AKP’nin içerde de tıkandığının bir başka göstergesi.
Ortadoğu'da aslolan halkların değişim talebidir. Suriye'de emperyalistlerin maşası Kaide çeteleri, Mısır'da ise ordu tarafından çalınan devrim, Suriye'ye askeri müdahale ile öldürülmek isteniyor.
Hiçbir güç, Ortadoğu halklarının haklı değişim talebini bastıramaz, devrimleri ilelebet erteleyemez.
Sosyalist Demokrasi Partisi, savaş doğrultusunda atılacak ilk adımda, halklarla beraber sokakta olacak; halkların barış, özgürlük ve eşitlik talebi ile iktidarın, Ortadoğu'nun firavunlarının karşısına dikilecek. (NV)