Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başörtüsü konusunda yaptığı açıklama ile ilgili Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Sibel Uzun "Yargıtay da militarist güçler gibi başörtülü kadınlara müdahalede bulundu"; Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Merkez Yürütme Kurulu üyesi Yeşim Ergün, "Yargıtay siyasi alana müdahale ediyor"; Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Açıklama hakimiyet ve hegemonya kurma aracı" dedi.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) Genel Başkanı Doğan Tarkan ise açıklama nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyledi.
Sibel Uzun: Militarist güçler başörtülü kadınlara anlayışlarını dayatıyor, kadınları bu yolla eziyor. Statükoyu temsil eden Yargıtay Başsavcılığı da kadınlara başka bir ezici müdahalede bulunuyor; "başörtüsüne izin vermiyorum" diyor. Tasvip etmiyoruz. Başörtüsü bir hak olarak görülmeli. Üniversiteli kadınların başörtüsü nedeniyle yaşadığı tablo korkunç; kınıyoruz. Meclis'teki düzen partileri de başörtüsü sorununda işlerine geldiği gibi davranıyor. Son kertede bu sorun darbecilere dayanıyor. Kategorik olarak kadınlarla dayanışmalıyız ama asıl kritik konu şudur; darbecilerle hesaplaşmamız gerekir.
Yeşim Ergün: Açıklama yargının siyasi alana müdahalesidir; kabul edilemez. Yargıtay'ın daha önce yaptığı hukuksuzlukları ele almak bu açıklamayı bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Bu yargı faili meçhulleri aklayan yargıdır. Başörtüsü yasağı kadının beden kimlik hakkına bir müdahaledir; yasak kaldırılmalıdır. Ama kendine demokrat AKP de bunu bir siyasi rant olarak kullanıyor. Başörtüsü yasağı, anadil, zorunlu din dersleri bir paket olarak ele alınmalı.
Figen Yüksekdağ: Yargıtay'ın böyle bir açıklama yapmaya hakkı yok. Ama bu, memleketin bir rejim klasiği. Yargı bu gibi meselelerde söz söyleme hakkını kendinde buluyor. Savcılık bunu doğal görüyor ama en genel burjuva demokrasilerinde tanımlarında dahi bu yaptığının yeri yok. Açıklama tarafsız hukuki bir tutum değil, politik bir müdahaledir ve savcılık belli bir politik kesimin sözcülüğünü yapmaktadır. Hakimiyet ve hegemonya kurma aracıdır. Başsavcının da AKP'nin şunu dikkate alması gerekir; bu ülkede bir başörtüsü sorun vardır. Üniversitelerdeki türbanlı kadınların eğitim hakkından mahrum kalmaması için, başörtüsü yasağının kalkması gerekir. Oysa taraflar sorunu çözmüyor, çözümsüzlükte direniyor.
Doğan Tarkan: Bu yüksek mahkeme kurumları bu tür işleri adet edindi. Sürekli olarak kendilerini ülkedeki tek karar mercii gibi göstermeye çalışıyorlar ve tehditler savuruyorlar. Bence Başsavcı hakkında artık suç duyurusunda bulunmak gerekiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın sürekli parti kapatmaktan, herkesi tehdit etmekten başka görevleri olmalı. Parti olarak suç duyurusunda bulunacak mıyız henüz bilmiyorum; karar organları bunu görüşür. (SP/EÖ)