Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde yapılan sempozyum, saat 09.30'da KAOS GL'den Burcu Ersoy'un konuşmasıyla başladı. Sempozyuma katılan Çankaya Belediyesi Başkan Yardımcısı Yüksel Işık da bir konuşma yaptı.
"Meydanlardan Medyaya Kaos GL" başlıklı video gösteriminin ardından Kaos GL'den Ali Erol "Gey, lezbiyen, transseksüel, Heteroseksüellerin hep birlikte bir araya gelerek özgürlük mücadelesi vermesi gerektiğini, toplumsal barışın da bu şekilde sağlanabileceğini söyledi.
Sorunlar İngiltere'de de aynı
İnsan Hakları Çerçevesinde Gey ve Lezbiyen Hakları" başlıklı oturumda Uluslararası Lezbiyen ve Gey Birliği Genel Sekreteri Kürşat Kahramanoğlu, "yıllardır İngiltere'de yaşadığını, eşcinsellerin İngiltere'de de benzer sorunlarla karşılaştığını" belirtti
"Avrupa Birliği'ne Girme Sürecinde Gey ve Lezbiyen Hakları" başlığı altında konuşan İngiltere İşçi Partisi Avrupa Parlamentosu Parlamenteri Michael Cashman da "İngiltere'nin çok tutucu bir ülke olduğunu" söyleyerek, "Gey ve lezbiyen sorunlarının ortak mücadele ile aşılabileceğini" belirtti ve "Bu konuda umutluyum" dedi.
Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği Siyasi İşler Danışmanı Sema Kılıçer de, Avrupa Birliği'nde eşcinseller hakkındaki hukuksal süreçten, hukuki gelişmelerden bahsetti.
Uluslar arası Af Örgütü Türkiye Genel Sekreteri Özlem Dalkıran da, "bir Heteroseksüel olarak eşcinsel haklarını savunmanın bazı güçlükler yarattığını" ifade ederek; "Bu yöndek gelişmeler olumlu yönde. Bunun için KAOS GL'nin yaptığı sempozyumun çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
Medyayı eğitmek lazım
Gey Ve Lezbiyen Hareket, İnsan Hakları ve Medya" başlıklı bir konuşma yapan gazeteci Murat Çelikkan, "özellikle transseksüellerin, travestilerin basına çok yanlış yansıtıldığını" söyledi. Çelikkan, "Türkiye medyasının bu sorunalrı giderek aştığını da belirtti.
Çelikkan, "Medyayı bu anlamda dışlamak yerine onları eğitmeliyiz. Çünkü, eşcinsellerin yapacağı bir protesto yine medya yoluyla yansımak zorunda. Aksi taktirde bir anlamı olmuyor. Dolayısıyla, medyayı yadsımak yerine onları da bu anlamda eğitmek gerekiyor" dedi.
İkinci oturumda konuşan gazeteci Yıldırım Türker, "Eşcinselliğimi bir proje olarak aldım hep. Eşcinselliği bir aşk örgütlenmesi olarak algılıyorum" dedi.
"Hayatlarımız kısa olduğu için belki biraz tahammülsüz oluyoruz" diyen Türker, eşcinsel hareketin bu tür sempozyumlar ile sürdürülebileceğini, sempozyumun bu anlamda hayati öneme sahip olduğunu belirtti.
"Artık hastalık olarak algılanmıyor"
Daha sonra söz alan KAOS GL'den Yeşim T. Başaran da şunları söyledi:
* Eskiden eşcinsellik bir hastalık olarak psikiyatristler tarafından 'iyileştirilmeye' çalışılıyordu. Ama artık eşcinsellik bir hastalık olarak algılanmıyor... Biz eşcinselliğimizi keşfettiğimizde iğrenç bir yönümüzü keşfetmiş olmuyoruz. Ama toplum bunun iğrenç olduğu yönünde baskı yapıyor. Bize karşı imha ve inkar yönelimleri var.
* Son zamanlarda eşcinsellik sosyal bilimciler tarafından bir araştırma nesnesi olarak kullanılıyor.
* Eşcinsel hareket içerisinde lezbiyenler erkek eşcinsellere göre daha fazla sorunla karşılaşıyor, hem kadın kimliklerinden dolayı hem de eşcinsel kimliklerinden dolayı eziliyorlar.
* Çözüm olarak çok iyi bir noktaya gelindi. Bir özgürlük mirası üzerinden bugünlere geldik. Bunu geleceğe taşımak için mücadele vermeliyiz.
Ankara Numune Hastanesi'nden Dr. Psikiyatr Verda Tüzer, "eşcinsel kimliğin oluşum süreci ve kişinin cinsel yönelimlerinin kaynağından" bahsetti ve "transseksüellik, travestilik ve travestik fetişizm kavramlarını" açıkladı.
Psikoterapist İskender Savaşır da, "Cinsel Kimliğin Kuruluşu konulu sunuşunda, içgüdü, dürtü kavramlarından bahsetti. "Aslında Heteroseksüellerle eşcinsellerin istemlerinin birbirlerinden çok da farklı olmadığını" söyleyen Savaşır, "cinsel yönelimlerin de bu anlamda farklı olmadığını" ileri sürdü.(HA/BB)