Toplantıya İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, İHD Genel Başkan Yardımcısı Kiraz Biçici ile DEHAP (Demokratik Halk Partisi) İl Yöneticisi Ergin Doğru katıldı.
Keskin, insan hakları savunucularının kendilerini uluslararası sözleşmelere bağımlı hissetmediklerini, bu konuda en iyinin çabası ve çalışması içinde olduklarını belirtti.
"Lozan da tartışılabilir"
Azınlıklar Raporu'nun açıklanmasının ardından, raporu hazırlayan Prof. Dr. Baskın Oran ile kurul başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'na yönelik şiddete varan saldırıları kınadıklarını ifade eden Keskin, şunları söyledi:
"Bu olayın başka tehlikeli bir boyutuna da değinmek istiyorum. Dün Kanal D'de yayınlanan 'Teke Tek' programında, saldırıya uğrayan Prof. Dr. Kaboğlu da şöyle bir ifade kullandı: 'Lozan'ı sorgulamak bilgisizlik, dangalaklık ve hainliktir'.
Kendisine yönelik saldırıları kınadığımız bir profesörün bu ifadeleri kullanması da tartışmanın başka bir boyutu. Biz insan hakları savunucuları olarak şunu söylüyoruz: Lozan da dahil herşey tartışılabilir bu ülkede, tartışılmalıdır da".
Pozitif ayrımcılık
Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ'un sözlerini eleştiren Keskin "Türkiye'nin iç ve dış siyasetinin asıl belirleyeni olan Genelkurmay'ın bu açıklama ile 'Güneş Dil' teorisini savunduğunu bir kez daha anladık" dedi.
Kopenhag Kriterleri'nde azınlıklar kavramının grupsal hakları da kapsayacak biçimde tanımlandığını söyleyen Keskin, "Kaldı ki Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) gibi uluslararası topluluğun çalışmalarında azınlık hakları özel bir yer tutmaktadır" dedi.
Keskin farklılık ve çeşitliliğin demokratik bir toplum için tehlike değil, zenginleştirici bir unsur olduğunu söyledi ve asıl yapılması gerekenin kendisini farklı gören kişi ya da gruplara yönelik pozitif düzenlemeler yapılması olduğunu belirtti.
"Tek tipçi anlayış umut kırıcı"
Eren Keskin sözlerine şöyle devam etti:
* AB'ye girme çabasında olan Türkiye'de uluslararası hukukun halklar açısından kazanımlarını reddeden "tek tipçi" anlayışın devam ediyor olması umut kırıcıdır. Başka ve daha önemli bir konu da Genelkurmay Başkanlığı'nın "kendi görevi" olmayan her konuda görüşlerini açıklamaya devam ediyor olmasıdır.
* Bizler, insan hakları savunucuları olarak, Genelkurmay Başkanlığı'nın bu açıklamasıyla birlikte bir kez daha demokratikleşme ve sivilleşme taleplerinin ne kadar önemli olduğunu belirtmek gereğini hissediyoruz.
"Genelkurmay kendi işini yapmalıdır"
Keskin'den sonra konuşan DEHAP İl Yöneticisi Ergin Doğru da, Türkiye'de artık düşüncenin tartışılmasından korkulmaması gerektiğini belirtti.
Doğru, "Bu yönlü açıklamalar ne demokratikleşmeye hizmet ediyor, ne de ülkemizde yakalanan barış ortamını destekliyor. Genelkurmay kendi işini yapmalı, siyaset üzerindeki vesayetini kaldırmalıdır ve bu toplum hızla sivilleşmelidir" dedi. (NS/EÜ)