Demokrasi İçin Birlik (DİB), iktidarın politikalarının yüksek işsizliğe, enflasyona, emekçilerin milli gelirden aldığı payın azalmasına ve büyük bir sağlık krizinin yaşanmasına neden olduğunu söyledi.
Asgari ücret, salgın ve ekonomik krize ilişkin yazılı açıklama yapan DİB, Türkiye ekonomisinin 2020 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 6,5 dolayında büyüdüğünü ancak bu büyümenin, kamu bankaları aracılığıyla pompalanan negatif faizli kredilerle yaratıldığını ve bunun sorunların daha da büyümesine neden olduğunu ifade etti.
İktidarın salgının yarattığı küresel krizi fırsata çevirmeye çalıştığı ancak bu hesapların boşa çıktığı belirtilen açıklamada, geniş halk kesimlerinin çıkarlarını önceleyen bir ekonomik program uygulanması için çağrı yapıldı.
DİB’in açıklaması şöyle:
“Ekonomik mucize masalları”
“‘Ekonomik mucize’ masalları anlatırken, Cumhuriyetin tüm birikimlerini yağmalayarak 65 milyar dolarlık özelleştirme gelirini buharlaştırdılar. 420 milyar dolarlık rekor seviyedeki bir dış borcu sırtımıza yüklediler, geleceğimizi ipotek altına aldılar. ‘Dünya bizi kıskanıyor’ denilerek lanse edilen pandemi yönetiminin, aslında nasıl bir skandal olduğu, ifşa edilmek zorunda kalınan gerçek rakamlarla açığa çıktı.
TIKLAYIN - Erdoğan: Diğer ülkelere bütçe yardımı yapıyoruz
“Her ‘hizmet’in aslında bir yandaşı zengin etme projesi olduğu gerçeği, üstüne beton dökülmeye çalışılan Sayıştay raporu sayfalarından sızıyor.
“Devlet servetleri büyütmeyi tercih ediyor”
“Merkez Bankası rezervlerini negatife düşürenler ‘ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalan ülkelere bütçe desteği’ vermekle böbürleniyor. Ortada tek bir gerçek var: İktidar yalanda sınır tanımıyor, sermaye semiriyor, halk ise son nefesine kadar sömürülerek ölüme mahkum ediliyor. Son pandemi önlemleri de bu ölüme mahkum etmenin açık ilanıdır.
TIKLAYIN - Pandemi ve yaşamın kıyısındakiler
“14 günlük ve hatta 28 günlük bir kapanma yaşanan krizi kontrol altına almanın tek çaresiyken anlamsız bir yamalı bohçaya benzeyen ‘önlem’lerin anlattığı açık: Devlet çalışanlara gelir güvencesi sağlayarak gerçek bir karantinayı uygulamayı değil her ne pahasına olursa olsun servetleri büyütmeyi tercih ediyor.
“Milyonlar sefalete sürükleniyor”
“İktidar AVM’leri açık tutma ısrarını sürdürürken ideolojik önyargılarından yola çıkarak okulları ve lokantaları hedef alıyor. Hizmet sektöründe günübirlik gelirlerle ayakta kalmaya çalışan milyonları sefalete sürükleme pahasına toplumun geniş kesimlerinin değerlerini hiçe sayma ısrarını sürdürüyor.
TIKLAYIN - "Salgın sürecinin birincil sorumlusu AKP iktidarıdır"
“Özellikle yeme-içme ve eğlence sektöründeki işletmelerin her fırsatta kapatılması, bu sektöre hiçbir mali desteğin sağlanmaması, alınan vergi ve kiraların bile ertelenmemesi büyük toplumsal sorunlara yol açıyor.
“Pandemiyle mücadeleyi, halkın ‘asli vatandaş’ olarak görülmeyen kesimlerinin değer ve yaşam tarzıyla didişmenin bir imkânı olarak görmek, gündelik kazanca bağımlı yüz binlerce emekçiyi açlığa sürüklemek hep birlikte mücadele etmemiz gereken bir tutumdur.”
“Tam kapanma gerekli”
DİB açıklamasının devamında yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- Karı, servetlerin büyümesini değil, geniş halk kesimlerinin çıkarlarını önceleyen bir ekonomik programı hayata geçirmek. Böylesi bir programın günümüz koşulları açısından en önemli bileşeni fiilen yüzde 50’lere ulaşan işsizlik koşullarında emeğini satarak geçinmek zorunda olanlara gelir güvencesinin sağlanmasıdır.
- Pandeminin daha yıkıcı sonuçlar yaratmasının önüne geçmek için TTB’nin önerisine paralel biçimde 14-28 günlük tam kapanmayı, gelir güvencesi eşliğinde hayata geçirmek.
- Topluma yalan söylemekten vazgeçmek.
- İnancı, milleti, yaşam tarzı ve bireysel tercihlerine bakılmaksızın hepimizin eşit vatandaşlık haklarının güvence altına almak.
- Asgari ücreti, yoksulluk sınırının üzerine çıkarıp ortalama ücret olması durumuna son vermek.
(TP)