Kadına yönelik fiziksel, sosyal, cinsel, ekonomik, psikolojik her türlü şiddete ve şiddetin ana nedeni olan erkek egemen düzene karşı kadınlar, her 8 Mart alanlarda seslerini yükselttiler.
2001
2001 yılında F tipi cezaevlerinin hayata geçirilmesi söz konusu olduğunda, tecrit kadınların da gündeminde öne çıkan konu oldu. Ancak, kadın gruplarının çağrısıyla bir araya gelinen Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı'ndaki Dünya Kadınlar Günü Mitingi'nde bu konuya dair her türlü pankart ve slogan yasaktı. Mitinge altı bine yakın kadın katıldı.
Miting, "Günde üç öğün aş yerine dayak yiyen, bedenleri alınan,satılan, işe en son alınan, işten ilk atılan, evlere kapatılan, evde ve işte emeğine el koyulan, sigortasız, güvencesiz çalıştırılan, savaşlarda, gözaltında, olağanüstü hal bölgelerinde tecavüze uğrayan, çocukları öldürülen, kaybedilen, köyleri yakılan, göç yollarına düşen, IMF reçeteleri altında ezilen yoksullaşan, kadınlar; merhaba!" sözleriyle başladı. Olaysız geçti.
Dünya kadınlar günü: 25 Gözaltı
Bu yıl Dünya Kadınlar Günü'ne damgasını vuran olay, Mersin'de kutlama yapmak isteyen 25 kadının gözaltına alınması oldu.
Mersin'e bağlı Akdeniz beldesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamak isteyen kadınların Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) binası önünde toplanmasına polisin engel olmasıyla çıkan olaylar sonucunda 25 kadın gözaltına alındı.
2002
2002 yılı 8 Mart'ında İstanbul'da kadınlar yine Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı'nda buluştu.
Bu sene kadınlar, mitingde erkeklerin artık arkalarından da olsa yürümemeleri, kendi seslerini, sözlerini bastırmamaları için karar aldı. 2002 yılı 8 Mart Mitingi, erkeklerin alana belki de en az girebildiği mitingdi.
Bu tartışmalı karar, 8 Mart kadın mitinglerinde daha sonraki yıllarda yaşanacak ayrışmanın da temelini oluşturdu.
Kadınlar erkekleri alanlara almadı
Bu kararın hayata geçirilişini 2003 yılı 8 Mart Mitingi'nde eylem komitesinde görev alan Hülya Karaosmanoğlu şöyle anlatıyor:
"Dünya Kadınlar Günü Mitingi'nin örgütlenmesinde yer alan grupların erkeklerinin alana girmemesi kararı alındı. Diğer gruplara dahil alana giren erkekleri ise, elele verip oluşturduğumuz zincirle, pankartlarımızla ördüğümüz duvarla olabildiğince alanımıza almadık ve yürüyüşümüzün bileşenleri saymadık.
"Mitingin en kalabalık bileşenlerinden olan Kürt kadınları da erkeklerin mitinge dahil edilmemesi konusunda çok kararlı davrandılar. Daha önce barış ve kadın gibi daha politik vurguları varken, artık Kürt kadınları da 8 Mart'ta kadın olarak ezilmişliklerini, geleneksel değerlerdeki erkek egemenliğini öne çıkarıyorlardı."
Nilgün Yurdalan ise, bu kararın anlamını ve önemini sözleriyle vurguladı :
" Bu ülkede ve genel olarak dünyada, feministlerin kendi sorunlarıyla ilgili akıl -fikir, politika üretmeleri bunu hayata geçirmeleri zaten çok zor süreçler yaşanarak elde edildi. Kimi muhalif gruplardan erkekler, kimi zaman da kadınlar, kadınların özgün sorunları doğrultusunda davranmalarına engel oldu. Ama bir süredir de yaptığımız pek çok şeyi biz kadınlar yapıyoruz."
Pankart açmadan, slogan atmadan
İçel Valiliği'nin Cumhuriyet Alanı'nda miting yapılmasına izin vermemesi üzerine, Taş Bina önünde basın açıklaması yapmak isteyen Mersin Kadın Platformu üyeleri engellerle karşılaştı.
Aralarında sendikalar, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının bulunduğu 16 kurumun oluşturduğu Mersin Kadın Platformu üyeleri,Taş Bina önünde de basın açıklaması yapmak için de izin alamadı. Polis, platform üyelerinin ancak pankart açmadan ve slogan atmadan sokakta açıklama yapmasına izni verdi.
Siirt'te iki ayrı kutlama
Siirt'te yapılan resmi kutlamalarda şiirler okundu, konuşmalar yapıldı, halk oyunları oynandı, yerel sanatçılar ve Öğretmenler Korosu konser verdi.
İl yöneticilerinin katıldığı programda Vali ve Ordu Komutanı'nı eşleri temsil etti. Kamu kuruluş temsilcilerinden hiçbirinin eşleriyle katılmadığı 8 Mart kutlamasında kadın sayısının azlığı dikkat çekti.
Toplantıda şiir okuyan Ayfer Baş isimli genç "dertlerimi kendi dilimde anlatmak istiyorum" dedi. Siirt'teki kadınların sloganı "Çocuk Doğurma Makinası" Olmak İstemiyorlar" oldu.
Günün ikinci yarısında Siirtli kadınlar, Kızlar Tepesi Anfi Tiyatrosu'nda İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Halkın Demokrasi Partisi (HADEP)'in de desteğiyle gerçekleştirilen şölenle Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı. Yoğun katılımın yaşandığı şölene kadınların allı yeşilli, simli giysileri renk ve coşku kattı.
2003- Kadınlar Artık Savaş İstemiyor
2003 yılında Irak'a saldırıya hazırlanan ittifaka karşı, barışa ses verdi kadınlar.
Ataerkil düzenin en somut göstergelerinden biri olan savaşların yine en çok kadınları vurduğu, kadınların tecavüze uğradığı, evlerinden, işlerinden oldukları, yoksulluğa ve sefalete mahkum edildikleri, sevdiklerini, canlarını kaybettikleri bir kez daha Irak'taki savaşı önlemek umuduyla anlatıldı.
Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 1 Mart tezkeresinin reddinin hemen sonrasına denk düştü. Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı, 8 Mart günü alanda toplanan beş bine yakın kadının, "olası" ABD saldırısına karşı Irak halkına, Iraklı kadınlara verdiği büyük desteğe tanıklık etti.
İstanbul'da 8 Mart Kadın Platformu'nun düzenlediği "Savaşa, Kadın Katliamına ve Yoksulluğa Karşı" ana başlıklı mitingde kadınlar, şarkıların, türkülerin, halayların, renklerin, seslerin, alkışların, zılgıtların yanı sıra sloganlarla da çok şey anlatıyorlardı: "Kadınlar savaş istemiyor" "Çıkarsa tezkere, Meclis gitsin askere" "Biz anayız barıştan yanayız"...
Zonguldak'ta yapılan 8 Mart kutlamalarında Zonguldak Kadın Platformu, " kadınların savaşa karşı çıktıklarını ve bağımsız sığınma evlerinin açılması gerektiğini" belirtti.
Feminist Yürüyüş
2003 yılı 8 Mart'ında tek tek bağımsız feministlerin çağrısıyla İstiklal Caddesi'nde akşam saatlerinde düdüklerle, zılgıtlarla savaşı protesto eden "mor" bir yürüyüş düzenlendi.
Bu seneden sonra, birer kadın yürüyüşü olan 8 Mart kutlamalarının yanı sıra, bir feminist yürüyüş olan İstiklal Caddesi yürüyüşleri de geleneksel hale geldi.
Mal rejimi değişmeli!
2002 Şubat ayında yeniden düzenlenen Medeni Yasa'nın mal rejimi ile ilgili 10. Maddesi'nin geriye dönük uygulanmaması nedeniyle, halen evli milyonlarca kadının mağdur durumda olduğunun bir kez daha altı çizildi.
2004- Güldünya'lar Ölmesin!
2004, 8 Mart'ına gelindiğinde Güldünya'nın acısı henüz çok tazeydi. Kadınlar "Güldünyalar artık ölmesin"diye haykırdı.
Feminist Nilgün Yurdalan, bu örnekten de yola çıkarak, 8 Mart mitinglerinde doğrudan kadını ilgilendiren konuların öne çıkarılması gerektiğini belirtiyor:
"8 Martlar'da asıl vurgunun patriyarkaya, ev içi şiddete, çeşitli tacizlere ve tecavüzlere yapılması gerek. Evet, hayatta her şey kadına değiyor, ama bazı şeyler var ki mesela Güldünya, mesela onlarca adamın tecavüzüne uğramış küçücük yaştaki kadınlar.."
Kadını aile içi şiddet öldürüyor
İnsan Hakları Derneği (İHD), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 2003 İnsan Hakları İhlalleri Raporu'nu açıkladı.
Rapora göre, 2003 yılında 40 kadın namus cinayeti nedeniyle, 37 kadın ise aile içi şiddete maruz kalarak öldü.
İHD, yaptığı açıklamada Güldünya Tören ve Şemse Allak cinayetlerinin Türkiye'de kadının yaşam hakkının nasıl hiçe sayıldığını gösterdiğini ifade etti.
28 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimler öncesine rast gelen 8 Mart'ta kadınlar alanlardan, "Bizden oy istiyorsunuz, peki ama biz neler istiyoruz?" diyerek kadınların yerel yönetimlerden taleplerine dikkat çekti.
2005- Dünya Kadınları Başka Bir Dünya İçin Yürüyor
2005 yılı 8 Mart'ında yoksulluğu ve kadına yönelik şiddeti sona erdirme mücadelesi içinde Dünya Kadın Yürüyüşü, Aralık 2004'te kabul edilen Küresel Kadın Şartı'nı bütün dünyada dolaştırmak ve yaygınlaştırmak amacıyla başladı.
Brezilya'dan yola çıkan kadınlar, Küresel Kadın Şartı ve kadınlar arası dayanışmayı simgeleyen, her ülke kadınlarının bir parça eklediği "kırk yama" yorgan ile yaptıkları dünya çapında yürüyüşü 17 Ekim'de Burkina Faso'da sona erdirdiler.
"Sömürünün, tahakkümün, hoşgörü eksikliğinin ve dışlanmanın ortadan kalktığı; doğruluğun, farklılıkların, hak ve özgürlüklerin hepsinin saygı gördüğü bir dünya kurma projesi"ni içeren Küresel Kadın Şartı ve kırık yama yorgan 9-10 Mayıs tarihlerinde İstanbul'daydı.
Ayrı görüşler, ayrı mitingler
2005 yılı kadınlar için 8 Mart mitinglerinde bölünmenin yılı oldu. Farklı gruplar ayrı ayrı yerlerde toplantılar, gösteriler yaptı.
Beyazıt Meydanı'nda Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutlamak üzere toplanan Hak ve Özgürlükler Cephesi (HÖC) üyesi kadınlara polisin uyguladığı şiddet belleklerden silinmedi.(GS/AD)