12 Haziran 2003'te yayın hayatına başlayan ve 15 Temmuz'da ikinci sayısı yayınlanacak olan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ömer Oyal, "Ortak bir ses için öncelikle çiftçilerin kendilerini ifade edebilecekleri kanalları açmak gerektiğini" belirtiyor.
Köylü ve çiftçilere ortak mücadele zemini
"Çiftçilerin Sesi, dertlerimizi tartışacağımız, tecrübelerimizi birbirimize aktaracağımız, hal yollarını beraberce bulmaya çalışacağımız bir gazete olacak" diyen Oyal,gazeteyi çıkarma nedenlerini şöyle anlatıyor:
* IMF ve Dünya Bankasının, sadece Türkiye'de değil hemen tüm dünyada çiftçileri hayatta kalma savaşına iten politikaları, ulusal hükümetlere nasıl dayattığını hepimiz biliyoruz.
* Türkiye'de, Latin Amerika'da, Güneydoğu Asya'da bunun en vahşi örnekleri yaşanıyor. Ülkemizdeki çiftçiler, köylüler yok olmaya ve açlığa itiliyorlar. Ama bu geniş çaplı saldırıya karşın, çiftçilerin, köylülerin ortak bir mücadele zeminleri, ortak bir haberleşme zeminleri, ortak bir örgütsel zeminleri yok. Çiftçilerin Sesi bunları sağlamak için mütevazı bir başlangıç.
Bölgesel üretici kurultayları
Oyal, "ortak ses" olmaktan yola çıkarak uzun vadede bu alanda bir örgütlenme oluşturmayı amaçladıklarından da söz ediyor:
* Biz, öncelikle çiftçilerin kendi örgütlerini kendilerinin kurmasını istiyoruz. Şu anda ürünler bazında bölgesel üretici kurultayları düzenliyoruz. Mesela yarın, 25 Haziran'da Ordu'da Fındık Üreticileri Kurultayı yapılacak.
Uzmanlardan önce çiftçilerin sözleri
IMF'nin ve hükümetin tarım politikalarından zarar gören tüm çiftçilere sayfalarını açan Çitçilerin Sesi'nde, her alandaki çiftçi sorunları, yine çiftçiler tarafından dile getiriliyor.
Bu nedenle gazetede, uzman görüşlerinden, akademik çalışmalardan çok, bizzat çiftçilerden alınan yazılara yer veriliyor.
"Gazetemiz bu konularda görüşleri olan uzmanlara da açık, ama öncelik çitçilerin" diyen Oyal, gazetenin hedef kitlesine dair şunları söylüyor:
* Gazetemizin dağıtımı, büyük kentlerde değil Trakya ve Anadolu'da yapılacak. Hedef kitlesini de çiftçiler ve köylüler oluşturuyor. 12 Haziran'da yayınlanan ilk sayımızı, toplam 10 bin bastık ve bu sayının tamamının da bu kitleye ulaşmasını sağladık. Ama elbette bu bir ilk adımdır. Çiftçilerin daha fazla katılımıyla baskıyı da dağıtım ağını da arttırmayı umuyoruz.
* Tüm çiftçilerin-köylülerin omuz vermesiyle sesimizi daha da çoğaltabileceğiz. O nedenle tüm çiftçilerin gazetemize haberle, mektupla, röportajla, yazıyla destek vermesini bekliyoruz. Bu gazeteyi yazarlar-çizerler falan değil bizzat çiftçiler çıkartıyor. O yüzden "ne derim", "nasıl yazarım" diye çekinmeye de hiç gerek yok.
Kimse kendi ülkesinde, tarlasında yalnız değil
Çitçilerin Sesi'nde diğer ülkelerde yaşanan çitçi sorunlarına ve bu alanda mücadele veren uluslararası tarım örgütlerinin çalışmalarına da değiniliyor. Oyal, bu durumu şu şekilde özetliyor:
* Dünyanın her yerinde köylüler, çiftçiler benzer sorunları yaşıyorlar. Artık eskiden olduğu gibi dünyadan, uluslararası gelişmelerden bağımsız, kendine yeterli tarım diye bir şeyden söz edilemez. Bu anlamda, artık köylüler de uluslararası örgütler kurarak Dünya Bankası'na, IMF politikalarına, küreselleşmeye karşı mücadele etmek gerektiğini biliyorlar.
* Biz, bu konuda başka ülkelerdeki tecrübeleri aktarmanın oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Artık kimse kendi ülkesinde, tarlasında, tek başına değil. Via Campesina ve Fransız Köylüler Federasyonu ile yazışmalarımız var ama öncelikle Türkiye'de çiftçi muhalefetinin kendini örgütlü bir şekilde ifade edebilecek hale gelmesi gerekiyor.
Gazetenin dağıtımından sonra "beklemedikleri kadar olumlu tepkiler" aldıklarını belirten Oyal, son olarak şunları söylüyor:
* Tepkiler şimdilik benim tahminimden çok daha iyi. Gazete dağıtıma gireli 15-20 gün oldu. Ama gazetenin beğenildiğine dair bir sürü mail ve mektup aldık.
* Onlara hitap edecek bir dili tutturduk gibi görünüyor. Ama daha somut, elle tutulur bir "geri dönüşüm" için iki-üç sayı beklemek gerekiyor. Yine de daha şimdiden gazetenin bir ihtiyaca cevap verdiğini söyleyebilirim. (GE/BB)