İletişim Yayınları'nın 30. yılında Yılmaz Aysan'ın hazırladığı "Afişe Çıkmak / 1963-1980: Solun Görsel Serüveni" kitabı afişler, dergi, kitap, plak ve kaset kapakları, dergilerde yayınlanan çizimler, duvar fotoğrafları ve söyleşilerle 12 Eylül sonrası unutturulmaya çalışılan bir hafızayı yeniden canlandırıyor.
Sergi'de Abidin Dino, Sait Maden, Orhan Taylan, Selçuk Demirel, Emre Senan, Mehmet Sönmez ve Sadık Karamustafa'nın tasarımlarından bazıları da yer alıyor.
1970-1976 yılları arasında ODTÜ Mimarlık Fakültesi'nde öğrenci olan Aysan, Metis Yayınları'ndan 2008'de çıkan kitabı "68 Afişleri" adlı kitabında ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencilerinin girişimiyle oluşturulan ODTÜ Devrimci Afiş Atölyesi'nin hikayesini anlatmıştı.
Yeni kitabı ve Tütün Deposu'ndaki sergi "68 Afişleri" kitabının devamı ve genişletilmiş hali olarak da değerlendirilebilir.
Türkiye'nin yakın tarihindeki siyasi olarak en hareketli dönemin görsel macerasına tanıklık etmek için 8 Şubat'ta Tütün Deposu'nda açılan sergisinde Yılmaz Aysan'la sergi üzerine konuştuk.
Sergideki tüm görsel malzemelerin bir araya getirilmesinin 40 yıldan fazla bir zaman aldığını belirten Aysan, çalışmasını kendi koleksiyonu, tasarımcı arkadaşlarının korumuş oldukları çalışmaları ve çeşitli kişisel ve kurumsal arşivlerde saklanmış olan malzemeleri derleyerek oluşturmuş.
Devrim gibi yaratıcı bir dönem
Aysan bu çalışmada yer alan derlemeye bir bütün olarak bakıldığında büyük baskı altında oluşmasına ve iki kez darbe ile sekteye uğratılmış olmasına karşın, sosyal, sanatsal ve kültürel alanda bir patlamanın yaşandığı bu yaratıcı dönemi bir "devrim" olarak niteliyor:
"Burada sadece benim arşivimden işler yok. Afişlerin bir kısmı başkalarından, mesela Selçuk Demirel ya da Sadık Karamustafa'nın kendi arşivlerinden benimle paylaştıkları örnekler ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) arşivinden alınan pek çok görsel malzeme var.
"Toplamak kolaydı, fakat korumak oldukça zor oldu. Ben de elimdekileri bir şekilde korudum ama çoğu insan yok etti. Burada sergilenenler ilk bakışta çok fazla görünebilir fakat bu buzdağının ufak bir kısmı. İnsanlar bunları saklamaya cesaret edemediler. Aslında bu çalışma sırasında fark ettim ki orijinalleri saklamış olanlar sanatçıların yine kendileriydi."
Hızlı ve gizli üretim
Aysan eserlerin politik yanından çok sanatsal yanı üzerinde durduğunun altını çiziyor:
"Burada hemen hemen kendini sol olarak gören bütün kuruluşlardan örnekler var. Doğru ya da yanlış söylüyorlar gibi bir ayrım yapmak bugün için aşılmış olması gereken bir durum. Ortada total olarak bir çaba var.
"Sadece siyaset değil aynı zamanda tiyatro, sinema ve müzik yani sanat da var. Yaklaşımımız bir bütün olmalı. Mesela açılış günün Ertuğrul Kürkçü buradaydı, yaptığı afişi gösterdi. O Devrimci Afiş Atölyesi üyesiydi bir yandan politik liderlik yapıyor bir yandan da akşam gelip afiş üretiyordu."
Müziğin döneme kayıtsız kalmadığını vurgulayan Selda Bağcan, Ruhi Su, Cem Karaca, Fikret Kızılok ya da Aşık İhsani gibi sanatçıların plak kapaklarından oluşan bölüm de Aysan'ın o dönemdeki üretimin total bir çaba olduğunu kanıtlıyor.
"Hayatın her alanında yapılan bu üretim hızlı ve gizli olmak zorundaydı" diyor Aysan. Aslında bu zorunluluk afiş tasarlayanlar için eğitimin kolaylaşmasını da sağlamış. Gençler basit bir baskı yöntemiyle ama kısıtlı malzemeyle yaratıcılıklarını geliştirmiş:
"Teknik kolay olunca, tek renk afiş basılıyordu çünkü ikinci renk için ikinci bir kalıba ihtiyaç vardı. Kullandığın renkler kısıtlıydı fakat bu kısıtlamalar insanların yaratıcılığını körükledi ve grafik tadını doğuran yine bu kısıtlamalardı."
Bugün afişler siyasi ortam kadar zengin değil
Aysan kitabı ve sergiyi bugün hala aramızda olan ve ürettikleriyle döneme tanıklık eden insanların yanı sıra yeni neslin görmesi ve hatırlaması için hazırlandığını söylüyor:
"Bugün durum çok farklı, artık sosyal medya var ve kendini duyurmak için afişe ihtiyacın yok. Günümüzde afişler konser vs. gibi şeyler için kullanılıyor. Siyasi afiş görmek çok zor. Siyasi afiş sosyalist afiş olmak zorunda da değil, bugün mücadele çok farklı alanlara genişledi.
"Mesela cinsel ayrımcılığa karşı olan örgütlenmeler, çevre ile ilgili örgütlenmeler var. Daha zengin bir siyasi ortam var ama bunlar yalnızca 1 Mayıs'ta görülebiliyorlar. Bunun dışında pek aktif değiller, oysa bunu sağlamak eskisi gibi zor da değil."
Kaybedilen bir şeyi yeniden bulmak
Kendisi de dönemin tanığı olan Aysan, kitabının ve serginin yarattığı heyecanı söyle değerlendiriyor:
"Ben de onların içinden biriydim, peşine düşüp bir takım ipuçlarından bu insanlara ulaşmak, kim olduklarını öğrenmek ve onların arşivlerinden bazı şeyler bulmak beni heyecanlandırıyordu. Burada gördüklerin 35 - 40 yıldır kimsenin görmediği şeyler. Bir heyecan yaratacaklarını biliyordum.
"Açılışta burada bulunan insanlarda kaybettikleri bir şeyi yeniden bulmuş ya da kendilerine çok özel bir hediye verilmiş gibi bir duygu hakimdi ve bunu benimle paylaşmaları mutluluk vericiydi. Yok olmuş, yok edilmiş bir hafızayı yeniden canlandırmaya çalıştım ve özellikle gençlerin bu konuda ne hissettiklerini merak ediyorum."
* Afişe Çıkmak / 1963-1980: Solun Görsel Serüveni" sergisi 23 Mart'a kadar Tophane'deki Tütün Deposu'nda açık kalacak.