*Fotoğraf galerisi için tıklayınız.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Tekstil Sendikası'nın Ege Bölge temsilcisi Halil Özmen'in kızıl bayrağa sarılı cenazesi, doğduğu ve mücadeleye başladığı Söke'de, İlyas Bey Camisi'nde yüzlerce kişinin katıldığı bir törenin ardından alkışlarla kaldırılarak Söke Asri Mezarlığı'nda toprağa verildi...
Bir süredir kanser tedavisi gören 68 yaşındaki Özmen, Söke'de, DİSK'e bağlı Tekstil Sendikası'nın Bölge Temsilciliği'ni yürütmeyi sürdürüyordu.
Cenaze töreninde; DİSK eski Genel Başkanı ve Tekstil Sendikası Başkanı Rıdvan Budak, THKP-C davasından mücadele arkadaşları, Ertuğrul Kürkçü, Ömer Laçiner, Tuğrul Paşaoğlu, Bingöl Erdumlu, Fahri Aral, Jülide Aral, Mete Sönmez, İbrahim Kalyoncu, İletişim yayınlarından Nihat Tuna, Mustafa Devecioğlu, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) PM üyesi Şenol Eskin, Kuşadası ve Söke ÖDP yöneticileri, İzmir'den Sosyalist Gelecek Parti Hareketi temsilcileri Cavit Uğur ve Emel Dalfidan, Kuşadası ve Söke, Didim'den Eğitim Sen yöneticileri, İzmir, Söke ve çevreden arkadaşları ve yakınları hazır bulundu.
Budak: İşçi sınıfı mücadelesinin hep yanındaydı
Öğle namazı sonrası Söke Asri Mezarlığı'na defnedilen Özmen'in kızıl bayrağa sarılı cenazesi, THKP-C davasından, Bafa toprak mücadelesinden, İstanbul'daki sürgün günlerinden kadın erkek, arkadaşları, Söke'den tekstil işçisi kadınların omuzlarında taşındı.
Özmen'in mezarı başında ilk konuşmayı DİSK eski Genel Başkanı Rıdvan Budak yaptı. Budak konuşmasında, "Halil Özmen'in yaşamını işçi mücadelesine adamış" bir insan olduğunu dile getirdi ve "bizim kuşak gidiyor, şimdi asıl soru gençlerimizin kimleri ve neyi örnek alacağı, işte Halil Özmen böyle bir örnek insandı" dedi.
Kürkçü: Büyük bir insana veda ettik
Ertuğrul Kürkçü "Burada büyük bir insana veda ediyoruz" dedi. "Bugünkü dünyada servet, kudret ya da başarı sahiplerine 'büyük' deniyor. Ama bizim için 'büyük insan' yüksek bir politik ve ahlaki ideale bağlanan ve bütün hayatını buna uydurmak için her şeye göğüs geren insandır" dedi.
Kürkçü, Halil Özmen'in "Söke'de ağalara karşı başlayan mücadelesinin askeri darbelerle uğradığı her kesintiden sonra, hep doğduğu yere kendi yurduna" döndüğünü anlattı. "Her seferinde kaldığı yerden devam etmeyi başardı, 12 Mart'a kadar toprak mücadelesinde omuz omuza savaştığı arkadaşlarının oğullarıyla cezaevinden çıktıktan sonra devrimci mücadeleyi yeniden örgütledi, 12 Eylül 1980'de kesintiye uğrayan mücadelesini 2000'lerde bu kez onların torunlarıyla, kadın tekstil işçileriyle kaldığı yerden sürdürdü. İşçilere güvendi, kadınlara daha çok güvendi," dedi.
Kürkçü, "Halil Özmen iyi ki vardı, iyi ki yaşadı, dostluğuna layık olmuş olmayı istiyoruz" diyerek konuşmasını bitirdi.
Jülide Aral: Herşeyden önce insandı
Son olarak söz alan Jülide Aral, "Halil'in yiğitliğinden ve davasından çok söz edildi, ama onun insanlığından söz etmezsek eksik kalır" diyerek başladığı konuşmasında Halil Özmen'in cezaevindeki devrimcilerle, onların çocuklarıyla ve geride bıraktıkları sevdikleriyle nasıl ilgilendiğini, onlarla nasıl arkadaşlık ettiğini ve yetişmelerine katkıda bulunduğunu anlattı. "O hepimizin çocuklarının babası, hepimizin ağabeyiydi."
Konuşmalardan sonra bir dakikalık saygı duruşu yapıldı ve Özmen alkışlarla uğurlandı.
Veda yemeği
Cenazeye katılanlar, Özmen'i toprağa verdikten sonra vasiyetini yerine getirerek Doğanbey sahilinde bir kır lokantasında veda yemeği yediler. Rakı eşliğindeki balık ziyafetinin hesabını Halil Özmen'in çoktan ödemiş olduğunu öğrenmek kimseyi şaşırtmadı.
Halil Özmen kimdi?
Söke'de doğan ve büyüyen Halil Özmen, 1960'ların Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) öldüğü güne kadar Söke'de sosyalizm ve emekçi mücadelesinin simgesiydi.
1960'larda Söke'de toprak işgallerinde ve devrimci hareketin örgütlenmesi için sürdürdüğü mücadele, onu 12 Mart 1971 askeri müdahalesinde cezaevine götürdü.
Halil Özmen Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) davasında yargılandı ve 1974 Af yasasıyla serbest bırakıldıktan sonra yeniden Söke'ye dönerek tarım işçilerinin Devrimci Toprak İşçileri Sendikası'nda örgütlenmesi ve solun birliği ve dayanışması için mücadele verdi.
Halil Özmen'in çabaları Türkiye'yi kasıp kavuran sol içi çatışmanın Söke'de en az hasarla atlatılmasına katkıda bulundu. Söke'deki mücadelesi 12 Eylül darbesiyle kesilip doğduğu kenti terk etmek zorunda kalınca İstanbul'a yerleşti.
İstanbul'da solun bütün birlik süreçlerinde sessiz ama yapıcı bir rol oynadı. 2003'te Söke'ye geri döndü, 1000 işçinin kot pantolon fabrikasında sendikalaşmasını ve başarılı bir toplu sözleşmeyi örgütledikten sonra 2004'te DİSK'e bağlı, Tekstil Sendikası Ege Bölge Temsilcisi oldu. Hayatını kaybettiğinde bu görevini sürdürüyordu. (EK)