Bu denli ciddiye alınan bir çalışmanın neden sonuçlarını göremiyoruz? Çünkü bakıldığında başbakan ve dört bakanın ciddi olarak konuya ilgisi var. Tüm valilikler işin içinde.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) seferber edilmiş vaziyette. Neden o zaman her hangi bir başarı gözükmüyor?
STK'lar devre dışı kalıyor
Biraz bunu irdeleyelim. Geçen haftaki "Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modelleri Tanıtım Toplantısı" ndan başlayarak konuya yaklaşmak istiyorum.
Bu toplantı konuyla ilgili herkesin katıldığı bir toplantıydı. Tüm il valilikleri sunum yaparak illerdeki durumu anlattılar.
Öğleden sonraki atölye çalışmalarında İstanbul ili masasının yaşadıklarına bakalım. İlk olumsuzluk toplantıyı İstanbul dışından birinin yönetmesiydi.
İlin problemlerini yaşayan ve konuya hakim birisi yok muydu ki, alanında çok değerli çalışmaları olan ama ihtisas konusuna İstanbul'un girmediği birisi görevlendirildi?
Konudan sorumlu olan il vali yardımcısının konuya kişisel olarak da çok meraklı ve duyarlı olmasının her sözü ve kararı tek başına verme refleksinin gelişmesine neden olması, İstanbul'daki problemlerin çözümsüz kalmasındaki en önemli etkenlerden biri.
Özellikle sivil toplum kuruluşlarının rolünün anlaşılmamış olması sürekli verimin düşmesine ve sivil toplum kuruluşlarının devre dışı kalmasına neden oluyor.
Sonuç alınamayınca herkes kendisi müdahale edecek
Modele baktığımızda şu andaki işgücünün çok üstünde işgücü ve finansa gerek olduğu çok açık gözükmesine karşın bunun nasıl çözüleceği belli değil.
Halbuki sivil toplum kuruluşları ile akademisyenlerin görüşleri ve deneyimleri burada belirleyici rol oynayabilir. Özellikle insan gücü açısından sivil toplum kuruluşlarının elemanları kısa dönem eğitimden geçirilerek işlevsel kılınabilir.
Çünkü bugün sosyal hizmet uzmanlarının sahada hiçbir şey üretemedikleri, koşulların yetersizliği dışında tükenmişlik sendromunu yaşadıkları konuyla ilgili olanların farkına vardıkları gerçekler.
Ama yönetenler bu durumun farkında değil ve durum gitgide kötüleşiyor. Çünkü kamuoyu da böylesine bir hareketlenmenin ardından hiçbir çözüm olmadığını gördüğünde bu sefer çözümü kendi olanaklarıyla ve yok etme ve yok sayma şeklinde ararsa o zaman yapacağımız çok bir şey de kalmayacak.
Medyanın da çocukları hedef yaptığı bu ortamda çok vahim sonuçlar ortaya çıkabilir.
Yapılacaklar belli
Sürekli yeni planlarla işe başlıyoruz. Halbuki teorik olarak çözümler üretilmiş durumda ama bakan kimse yok.
İstanbul Çocuk Kurultayı nda uzun bir süreçte tüm uzmanların katılımıyla hazırlanan eylem planında neler yapılması gerektiği çıkarılmıştı.
Sokak çocukları çözümü kısa dönemde yapılacaklar ve uzun dönemde yapılacaklar olmak üzere iki aşamada incelenmeli.
Herkes kısa döneme bakıyor ama mutlaka orta ve uzun dönemde yapılması gereken şeyler var. Sosyal hizmet uzmanı yetiştirmek ve teşkilatı düzeltmek ve topluma çocuk haklarını öğreterek çocuk istismarını önlemek.
Bunlar yapılmazsa hiçbir başarımız olamayacak. Yöneticiler "ben yaptım oldu" demekten vazgeçerek yapılması gerekenlerin ne olduğunu önce uzmanlarından öğrenip sonra uygulamaya geçerlerse o zaman beklentilerin boşa çıkmasının önüne geçilir ve kartopu gibi büyüyen problemlerin aşılmasında önemli adımlar atılmış olur.(OP/EÜ)