Kadınlar Vardııııır
20 yıl geçti diyorsunuz yani! 20 yıl geçti ve bu şarkının hala temiz bir kaydını yapamadın da diyorsunuzdur herhalde. Her 8 Mart olur olmadık yerlerde telefonla arayıp şarkıyı söyler misin dediğinize göre
Biz bu şarkıyı söylediğimiz zamanlara kadar kadınlar susmuş ve bekliyor değillerdi tabii. Bizden önce, hatta Osmanlı döneminde kadınların çok önemli mücadeleler vermiş olduğunu ve feminist sözleri olduğunu ben kendi adıma sonradan öğrendiğimi ifade etmek isterim.
Yoğurtçu Parkı bir ilkti
Ama Dayağa Karşı Kampanya ve Yoğurtçu Parkında gerçekleştirdiğimiz yürüyüş yine de bir ilkti. Dönüştürücüydü, çok heyecan vericiydi
Neredeyse bütün arkadaşlarımın yüz ifadelerini, böyle bir yürüyüşü düzenlemekten duydukları sevinci gözümün önüne getirebiliyorum hala
20 yıldan bugüne adımlayarak geldiğimde gördüklerim; kadınlara yönelik şiddetin en azından meşruiyetinin azalması, başta ev içi emek evlilikte tecavüz gibi ciddi politik dayanakları olan kavramların da içinde yer aldığı birçok yasal değişiklik ve yaygınlaşan kurumlar diyebilirim.
Ama hala Mor Çatı (lar) yok, hala aile ve şiddeti besleyen bütün kurumlar yeterince sorgulanabilir değil. Ben de karşıyım ben de karşıyım kabalamasıyla bir şiddet karşıtlığı yeterince politik mi? O nedenle yaygınlaşan bir mücadele var diyebilir miyim bilemiyorum?
Bizler, askeri nizam içinde yürümeden sokakta olunabileceğini, kurumsallaşmadan da kampanyalar yürütülebileceğini gördük ve yaşadık.
Sokaklardaydık, yine olmak lazım
Dayağa Karşı Kampanyanın en önemli yanlarından biri de farklı politika yapma tarzlarının olabileceğini göstermesiydi bence. Bu yüzden de; sokaklardaydık, yine olmak lazım; gönüllüydük, yine olmak lazım diyorum.
Ha bir de şimdi daha genç olanlar bağırıyor ya İnadına isyan, inadına özgürlük İsyankardık, şimdi biraz sinirliliğe dönüşse de (yine kendi adıma!) isyankarlık kanallarını hiç kapatmayalım. (FK/BA)
* Filiz Kerestecioğlunun yazısı Dayağa Karşı Kampanyanın 20. yılı dolayısıyla Feminist Kolektifin çıkarttığı bültende yayımlandı.