UzayZaman, ilk single çalışması “Size İnat”ı On Air Music Co. etiketiyle yayınladı. Vokal ve gitarda Barış Öner, lead gitarda Tuğberk Avvurmuş, bas gitarda Oğuzhan Orta ve davulda Sabri Kocaman’dan oluşan grubun ilk şarkısı, mevcut düzene direkt kafa tutarak, umudu kesmeden yola devam etmeyi, bunu yaparken de üzerine basa basa “size inat” demenin öneminin altını çiziyor. Sert sound’u ve bu sound’la eşleşen şarkı sözleriyle, bir anlamda kendi jenerasyonlarının da dikkatini “bu taraf”a yönlendiren UzayZaman’la grubun ve “Size İnat” şarkısını hikâyesini konuştuk…
"Uzayın sonsuzluk hissi ilham veriyor"
*Grubun isminin bildiğimiz “uzay-zaman sürekliliği”yle ne tür bir ilişkisi var? Ya da var mı?
Grupta herkesin uzaya ilgisi var, verdiği ilham ve sonsuzluk hissine hayran olmamak elde değil. Bu sebeple grubun isminin uzay ile bağlantılı olmasını istedik. Bilindiği üzere cisimlerin kütleleri uzay-zaman dokusunun bükülmesine, ışığın yolunun uzamasına ve bu sebeple zamanın yavaşlamasına yol açar. Müzik yaparken veya sahnedeyken hissettiğimiz duygulardan biri ise aldığımız keyiften dolayı zamanın neredeyse durma noktasında yavaşlaması. Müziği uzaya benzetirsek bizim hedefimiz de uzaydaki bir gök cismi gibi mevcut dokuyu büküp müziğin gidişatında etkili olabilmek.
*Nasıl bir araya geldiniz?
Aslında bir araya geldik sayılmaz, bir arada doğduk desek daha doğru. Ben (Barış) Tuğberk ve Oğuzhan ilkokul, lise, üniversite zamanlarımızdan beri birlikteyiz. Sabri ile de üniversite yıllarından beri süren güçlü bir arkadaşlığımız var. Çoğu şey gibi müzik yapmaya da beraber başladık, beraber öğrendik. UzayZaman isminden önce farklı isimlerle sahnelerde yer aldık, Barış Öner ismi ile projeler ürettik ve şimdi UzayZaman ismiyle projelerimize devam ediyoruz.
“Sigortanın atması anlık bir olay değil”
*Hem sound hem de lirik olarak çok sağlam bir şarkıyla çıkış yaptınız. Sigorta tam olarak nerede attı da “Size İnat” gibi direkt hedefe odaklanan bir şarkıyla “ortam”a giriş yapmak istediniz?
Sigortanın atması anlık bir olay değil uzun süreli bir birikmişlikti. Dünyaya bakış açımıza ters düşen durumlar her zaman mevcuttu ancak 2020 yılında aktif olarak müzik yapan veya sanatla uğraşan herkes gibi kendimizi bir anda pandeminin kucağında sahipsiz bulmamızla birlikte duygularımızı eskiden olduğu gibi “ya sabır” ile geçiştiremez olduk. Kendi adımıza bu durum müzikal anlamda da sessiz kalmamalıyız hissini doğurdu bizde. Bir gün çocuklar, bir gün evine ekmek götüremeyen bir baba, bir gün şiddet gören kadınlar, bir başka gün ise hayvanlarımız için üzülürken bulmaya başladık kendimizi. İster binlerce kişi isterse bir kişi dinlesin ama biz sesimizi çıkaralım düşüncesiyle “Size İnat” gibi bir şarkı çıkmış oldu ortaya.
"Şikâyet etmenin bir getirisi yok"
*Şarkıyla ilgili olarak, “Kendimize bir hayat kurmanın, hayal ettiğimiz hayatları yaşamanın önünde somut engeller mevcut. Çoğu zaman bir sorunu çözmeyi zorlaştıran en büyük etken problemin kaynağının ve sebebinin tespit edilememesidir. Bizler ise yaşadığımız sorunların kaynağını ve o sorundan nasıl kurtulacağımızı biliyoruz,” diyorsunuz. Nedir bu somut engeller? Bir de sizden dinlemek isterim.
Somut engellerin arasında ekonomiyi, politikayı vs. sayabilirsiniz ama biz bunların başında coğrafyamızın prangası olan gerici zihniyeti görüyoruz. İnsanların bireysel özgürlüklerini ve toplumsal ilerlemeyi kısıtlayan bu zihniyetle hayatın her alanında mücadele etmek zorunda kalıyoruz. İlerlemek isteyenin paçasına yapışan, aydınlığa gidene karanlığı uzatan insanlarla dolu etrafımız. Güzel olansa bizler de en az onlar kadar fazlayız, sadece kabuklarımızdan çıkmamız gerekiyor. “Size İnat”, tüm engellere rağmen, insanların umutlarını diri tutmalarının bir zorunluluk olduğunu anlatıyor. Sadece sorunları anlatıp şikâyet etmenin bir getirisi olmayacağını biliyoruz, vatandaş olmanın dışında müzisyen kimliğimizle de böyle bir şarkı yapabiliyorsak ve yapıp sahnelerde kendimizi duyurma şansımız varsa bunu kullanmamız gerektiğine inanıyoruz.
"Umut olmadan sanat yapılamaz"
*Yukarıdaki açıklamaya ek olarak da, “Bu şarkıyla beraber çözümün bir parçası olabilmeyi amaçladık,” diyorsunuz. Henüz çıkış parçanız olmasına rağmen taşın altına elinizi soktuğunuzu görmek bize iyi hissettiriyor, “İyi ki varlar,” diyoruz fakat ayaklarımızı yere basarak konuşalım: Bu gayretin gerçekten bir karşılığı olacağını düşünüyor musunuz? Zira sizin de bahsettiğiniz üzere önümüzde somut engeller var ve olmaya da devam edecek gibi görünüyor. Çünkü bu da birçok tecrübeyle ispatlandı. Umut, evet, iyi bir şey. Ancak gerçekler bambaşka…
Güzel sözleriniz için çok teşekkürler. Sanat biraz da bu değil midir? Bazen bir aşk şarkısında şair aşkına kavuşamayacağını bile bile ama bir gün kavuşacakmış ümidiyle yazar. Bir ressam hiç gitmediği ama hayallerini süsleyen bir yeri çizer. Umut olmadan sanat yapılamaz, en karamsar eserler bile insanlarda farkındalık oluşturması umuduyla kaleme alınabilir. Grubu kurduğumuz ilk gün yaptığımız paylaşımda “Bu dünya bizlik değil, kendimize yeni bir evren yaratacağız” demiştik. Bu umutları önce oluşturduğumuz o evrende ve zihinlerde yeşertmeyi, sonra da “hayal edebildiysek gerçekleştirebiliriz” dedirtmeyi istiyoruz. Yeri geldiğinde aşık olup onlardan da bahsedeceğiz tabii ancak ana felsefemiz hayal kurmayı ve hedef koymayı unutmayan insanlarla bir araya gelmek, samimi hislerle kağıda döktüklerimizi konserlerde hep beraber içtenlikle ve umutla haykırmaktır.
"Bu topraklarda yaşayan herkesin sesi çıkmalı"
*Şahsen, “Size İnat”ı ilk dinlediğimde, sizin gibi genç sanatçılar için bir “çağrı” olarak da yorumladım. Çünkü şu sıra kafamızı nereye çevirsek, sizin jenerasyonunuzdan müzisyenlerin “insanın iç dünyasına dokunan…” diye başlayan açıklamalar, paylaşımlarla karşılaşıyoruz. İnsanın kendisiyle hesaplaşması önemli fakat diğer yandan sizin gibi elini sudan sabundan çekinmeyen genç arkadaşlara da ihtiyacımız var. Aradaki bu zıtlığı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Müzik gerçekten büyülü bir araç. Sizin de belirttiğiniz gibi bir kişi müziğinde kendisiyle hesaplaşabilirken başkası aşk acısını, diğeri toplumsal sorunları, bir diğeri ise sevinçlerini ifade edebiliyor. Biz de “Barış Öner” adıyla çıkardığımız parçalarda genellikle daha duygusal konuları ele almıştık. Bu projemizde de bazen “Size İnat” gibi toplumsal konulara değinecek bazen eski projemizdeki “Uğramaz Güzelliğin” parçamız gibi duygusal konulardan bahsedeceğiz, ancak müzikle uğraşan ve bu topraklarda yaşayan herkesin bir noktada sesinin çıkması, gereken yerlerde duyarlı olması gerektiğini düşünüyoruz. Ses çıkarmak için sadece müzik ile ilgili engeller, yasaklar gelmesini beklememize gerek yok. Coğrafyamızın gerçekleriyle beraber, bu ülkenin bizim gibi gençlerinin bu ülkenin tarihine sahip çıkmak gibi bir borcu var.
"Klip, yasakla frenlenmemizin temsiliydi"
*Şarkının klibi de çok manidar. Ne anlatmak istediniz klipte?
Şarkıya bir lyric video hazırladık. Şarkı kapağının yer aldığı bozuk eski bir televizyon ve etrafında yer alan, ekrandaki görüntülerin sürekli gidip geldiği diğer eski televizyonlardan oluşan bir lyric video. Gidip gelen görüntüler pandemi dönemindeki müzik yasakları zamanlarında müziğe profesyonel olarak adım atmamızın ve istediğimiz seviyeye ulaştığımızda yeni bir yasakla frenlenmemizin temsiliydi. Şarkının finalinde ise şarkı kapağının ardından artık prangalarımızdan kurtulmaya başladığımız, sahnede olduğumuz ve ne kadar insana ulaşacağımız kaygısı olmadan sadece müzik yapmaya odaklandığımız kısa bir görüntü ile klip sona eriyor. Ekranın karardığı ancak televizyonun kapanmadığı, sıradaki şarkımızı haber veren bir görseli gördüğümüz final ekranıyla klip bitmiş oluyor.
*Sırada neler var ajandanızda?
Sırada yeni fikirler ve yeni projelerimiz var. Size İnat’ın lyric video finalinde de gösterdiğimiz üzere “Sensiz Tek Bir An” isimli teklimizi de kısa zamanda bütün müzik platformlarında göreceğimizi söyleyebiliriz.
(BS/RT)