2 Temmuz 1993'te Sivas'ta Madımak Oteli'nde gerçekleştirilen katliam, Türkiye yazın tarihinin en acı olaylarından biri. Sivas Katliamı sonrası yakılarak öldürülenler ardından onlarca ağıt yakıldı, türkü söylendi, şarkı bestelendi. Katliamın 22. yılında bu şarkı ve türkülerden bir seçki:
Aşık Mahsuni Şerif - Sivas Dramı
Sivastan göklere uçtuk
Gönlümüz Hak'kı diler
Alevlerle kucaklaştı
Muhlis'ler Nesimi'ler
Yıldız daği toz dumanlı
Yollarımızı tutmayın
Biz bu yolun son yolcusu
Siz bizi unutmayın
Bu yol çok yolcular gördü
Gültekin'ler Gülsüm'ler
Biz hak'kı severek öldük
Sevmeyenler ne bilsinler
Verdiğiniz bu duman
Sanma ki bizi boğar
Bir Pir Sultan kurban olur
Yüzbin Mahzuni doğar
Yüzbin Mahzuni doğar
Edip Akbayram - Türküler Yanmaz
Güneşin ak yüzüne bir duman çöktü
Bir türkü çığlıkla ateşe düştü
Kuytu bir köşede bir çiçek küstü
Döktü yaprağını boynunu büktü
Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz
Güllerim yandı yüreğim dayanmaz
Kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz
Bilmez misin ki türküler yanmaz
Günü gelir sanma hesap sorulmaz
Dayanır kapına pir sultan ölmez
Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz
Güllerim yandı yüreğim dayanmaz
Grup Yorum - Sivas (Gün tutuşur)
Yumrukluyorum duvarları,yumrukluyorum kara gecenin bedenini
Ellerim kan içinde,nehirler taşmış yanaklarımda
37 can, 37 gül çatlamış susuzluktan sivasın içinde
Nasıl uyku tutar gözlerimi
Döne döne samaha duranlar tutuştu önce
Sonra türküler sonra da şiir çığlıksız düştü türkülerin
yanı başına
Sivas Sivas yiğitlik midir emanet cana kıymak
Yiğitlik midir bir tutam ışığı kör bıçakla güneşten koparıp
karanlığa kuban etmek
Söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak
Var mıdır kardelen akınında bir avuç inciyi ateşte tutmak
Böyle garip düştüğüme bakma, böyle mahsun durduğuma
Varsın ateşim suskunlukla beslensin
Benimde yüreğim gençliğini almış yanına yürür başı dik
Senin de dağların var Sivas senin de dağların
Dağlarında Şahanların!
Gün tutuşur canım gece tutuşur
Yangınlarda tutsak canlar tutuşur
Gülüm toprak olur yele karışır
Yürür gelir canlar yollar tutuşur
Sivas ellerinde sazım tutuşur
Söz tutuşur canım türkü tutuşur
Teller bizi söyler diller yarışır
Özgürlüğü yazan kalem tutuşur
Canlar can olurda eller tutuşur
Dost evinde canım sevda tutuşur
Pir Sultanlar ölmez binler yetişir
Akar gelir canlar tarih tutuşur
Moğollar - Issızlığın Ortasında
Bir düş gördüm geçenlerde
Görmez olsaydım ah olsaydım
İçime şeytan girdi sandım
Keşke hiç uyumasaydım
Birdenbire
Ateş ve duman
Feryad-ı figan
Sanki elele
Geliyor habire
Üstümüze, üstümüze
Canlar, sazlar
Kan oldular
Kesildi teller
Durdu nefesler
Ama hala
Dimdik ayakta
Ayaktalar
Çığlık kalleş
Sessizlik mi dost
Ateş ve duman
Hain düşman
Issızlığın ortasında
Issızlığın ortasında
Söz-Müzik: Cahit Berkay
Zülfü Livaneli - Yangın Yeri
Toplanir ölü arkadaslar
Her biri bir yerden gelerek
Kiminin boynunda ilmegi
Kimi kanini silerek
Kucakliyor beni Metin Altiok
Aldirma diyor gülerek
Yasamak görevdir yangin yerinde
Yasamak insan kalarak
Grup Kızılırmak - Sivas
Kalkın dostlar türkülerle
Yürünecek yolumuz var
Bir bahardan bir bahara
Hasat bekler yurdumuz var..
Kucak açtık yeryüzüne
Cennetimiz yerde diye
Biz ölmedik rüzgar olduk
Dosta selam olsun diye..
Türkülerin eli yanık ateş göğe değer mi ki...
Boyun büküpte dönmeyen semah cana değer mi ki...
Ferhat Tunç - Kızılırmak boylarında
Can alıcı kuşlar oraya doldu
Güneş utancından sararıp soldu
Otuz yedi gülü dalından yoldu
Kızılırmak boylarında bir şehir
Güvercinler gide baykuşlar öte
Ne kışın azala ne çilen bite
Hafik’ten bu yana Banaz’dan öte
Kızılırmak boylarında bir şehir
Fazıl Say - Metin Altıok Ağıtı
Bazan oturduğum yerde
kendikendime dalıp giderim,
bulanık geçmişimle.
genişleyen halkalar çizerim,
bir düşün uyanık imgesine.
Gölünüze taş düşerim.
Sizse hep konuşursunuz
sığınıp kof sözlere,
kaçarak kendinizden
uğuldayan hüznünüzle.
telâşla geceyi bulursunuz.
Gözünüze yaş düşerim. (HK)