Tatil değil, iş zamanı
Birçoğumuz için tatille özdeşleşmiş olan yaz mevsiminin onlar için anlamı çalışmaktır. Baharla birlikte sıraya giren işler yapılmaya başlanır. Mart sonu Nisan başı çay bahçelerinin gübresi atılır. Ardından ailenin yıl içinde tüketeceği mısırını, lahanasını, fasulyesini ekeceği bahçesinin işleri bitirilir. Bu arada gelen Mayıs ayı, ilk sürüm çayın da toplandığı zamandır.
İlk sürüm ile ikinci sürüm arasındaki boşlukta fındık altları temizlenirken bazı bahçe işleri de halledilir. İkinci sürümün ardından fındıklar toplanır, kurutulur, ayıklanır. Bu işlemlerin bitiminde üçüncü sürüm çay da toplanacak hale gelmiştir.Toplamakla çayın işi bitmez, onu alım yerine taşımak ve satmak da başlı başına bir iştir. Çayın toplama işi biter ama, kadının işi yine bitmez. Bahçede olgunlaşmış mısırlar toplanarak un haline getirilmeli, mısır bitkisi tarladan kaldırılmalı ve tarla bir dahaki ekime hazırlanmalıdır.
Bütün bu işler arasında, yıl boyu rutin olarak yapılan ineklerin yem ihtiyacının giderilmesi, sütün sağılması, sağılan sütten yoğurt, peynir, tereyağı, minci üretilmesi, tavukların beslenmesi gibi işler de vardır.
Kış gelmek üzeredir. Yakacak odun temininde de kadın aktif bir rol üstlenmiştir. Aralık ayı ile birlikte Mart'a kadar sürecek "dinlenme zamanı" da başlamış olur...
Yemek yapmalı, çocuk bakmalı, kocasına eş olmalı
Kadının yıl boyunca süren bu işlerinin yanında, ondan beklenen başka görevler de vardır. Yemek yapmalı, çocuklarına bakmalı ve kocasına iyi bir eş olmalıdır.Yani anlayacağınız Laz kadını olmak öyle kolay değildir...
Şimdilerde gençler, o da her yerde değil, bu işlerin bir kısmından feragat etmiş sayılabilir. Ve memleketlerinden büyük şehre gitme rüyasını yaşatırlar, pek de haksız olmayarak. Evlenip de giden bir çok genç kızda uzun zaman memleketine dönmez ya da dönmek istemez.
Ailenin reisi yine de erkek
Bütün işleri kadın yapmasına rağmen ailenin reisi her zaman erkektir.Hane ile ilgili konularda kadına danışılsa da son söz erkeğindir.
Çalışmak ve kazanmak kadına ait, geliri almak erkeğe.
Bölgede erkeklerin bir çoğu ev dışında çalışır. Çalışmak için gurbete giden erkeklerin geride bıraktıkları parçalanmış aileler, yeni yaşamlarında karşılaştıkları bakımlı kadınlar ve unutulan "eski hanımlar", çocuklar...
Bütün bunlar, yoğun göç veren Karadeniz Bölgesi'nde Laz kadının katlanmak zorunda olduğu ayrı bir sıkıntıdır.
Kahveler hep dolu
Kahvelerin hiç boşalmaması ise ayrı bir gerçeği daha gözler önüne serer. Binbir zahmetle kadının kazandığı para gönül rahatlığıyla harcanabilir. Bu durumun tüm Laz erkekleri için geçerli olmadığı ortadaysa da, var olan bir realitede çoğunluğun kahve masalarıyla olan aşinalığıdır.
"Koca"nın beğendiği kadınlara benzemek
Son yıllarda erkekler için yeni bir harcama alanı da Sarp sınır kapısının açılmasıyla ortaya çıkan fuhuş pazarıdır. Olayın bir diğer yüzü de Laz kadınlarının hiç de yüreklerine sindiremedikleri yama misali üzerlerine aldıkları, o, kocalarının çok beğendiği kadınlara benzeme yarışıdır.
Laz kadını olmak hele ki Lazona'da kadın olmak zor, çok zor... Daha iyi bir gelecek için, Laz dili ve kültürü için Laz kadının payı çok büyüktür. Bir toplumun temel dinamiklerinden biridir kadın. Bunun farkına varmak ve ona göre yaşamak, bir kültürü geleceğe taşımada belki de en önemli adımlardan biri olacaktır. Bu bilinç doğrultusunda ilerlendiğinde kadına verilmesi gereken önemde ortaya çıkar. (BB/NK)