Greenpeace Akdeniz Toksik Maddeler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, bianet'e "Firmaların iddialar için yalanlama açıklaması yapmamaları şaibe uyandırıcı" dedi.
İspanya'ya ait toksit madde taşıyan Ulla gemisi, 6 Eylül 2004 tarihinde, İskenderun Limanı'nda battı. Çevreci derneklerin ve aktivistlerin yürüttüğü mücadele sonucunda geminin içindeki zehirli atığın çıkarılması ve geminin İspanya'da giderilmesine edilmesine karar verildi.
Atık çıkarıldı mı?
Radikal Gazetesinin haberine göre gemideki 2 bin 200 ton atık yükün bin 400 tonu çıkarıldı. Geriye kalan atığın ne olacağı ise soru işareti.
Çıkarılan zehirli atığın sadece 115 ton olduğunu söyleyen Pişkinpaşa, "Atığın suya karışmasıyla İskenderun'da üç yıl sonra kanser vakalarında ciddi artışlar olacak" dedi.
Canpolat da, halkın kandırıldığını, turizm ve balıkçılık sektörünün sıkıntıya düşeceğini söyledi.
Dökmecibaşı: Şirketler kanıtlasın
Dökmecibaşı bianet'e geminin batmadan önce taşıdığı yükün 2 bin 200 ton olduğunu belirtti ve "Gemi battığında, kendi çabalarımızla dalış yaptık. Atığın yayılma imkanı olmadığını gördük. Çünkü tuzlu su atık üzerinde beton etkisi yaratıp katılaşmasını sağladı. Bu bir avantajdı" dedi.
"115 değil sadece 50 ton atık çıkarıldı"
Greenpeace kampanya sözcüsü, sürecin devamını şu şekilde aktardı:
"Çevreciler yürüttükleri eylemlerle gemiden atığın çıkarılmasını sağladılar. İskenderun Çevre Koruma Derneği tespit çalışması yaptı. Hazırladıkları bilirkişi raporuna göre gemiden ilk etapta 115 ton değil, 50 ton atık çıkarıldı. Şimdi atığın tamamının çıkarıldığı iddia ediliyor. İlgili firmalar Lafarge ve Onur Marin kamuoyuna atığın tamamını çıkardıklarını kanıtlamalı. Çünkü suskun kalmaları kuşku uyandırıyor."
"Şirketlerin bu durumu kanıtlamaları için çalışma esnasında zorunlu olarak kaydettikleri sualtı görüntülerini kamuoyuyla paylaşmaları gerekiyor."
Dökmecibaşı atığın çıkarılma çalışmalarının da sağlıksız gerçekleştiğini öne sürdü ve "Atıklar vakumlama işlemiyle çıkarılıyor. Yani atık deniz suyu ile birlikte çıkarılıyor. Fakat atık alındıktan sonra atığın yayıldığı deniz suyu tekrar denize dökülüyor" dedi.
Atığın denize karışmasının sonuçlarının uzun dönemde etkili olacağını vurgulayan Dökmecibaşı, "Bilimsel olarak '3 yıl içinde kanser tehlikesi ortaya çıkar' diyemeyeceğimiz gibi, oluşan rahatsızlıkların da Ulla gemisinden kaynaklandığını ispat etmemiz çok zor olur" dedi.
Dökmecibaşı, Ulla gemisinden atığın çıkarılması ve geminin İspanya gönderilmesi kararlarının emsal olduğunu, ancak bu gelişmeyle yetinmeyip çevre politikalarının düzgün işleyen bir süreç haline getirilmesi gerektiğini belirtti. (EZÖ/TK)