"Aile İçi Şiddet'e Son" kampanyaları süre dursun, kadına ve çocuğa yönelik şiddet azalmıyor; İstanbul Valiliği Kadın Hakları Komisyonu Başkanı avukat Vildan Yirmibeşoğlu, şiddet gördüğü için başvuranların sayısında artış olduğunu söylüyor.
Yirmibeşoğlu, bianet'in sorularını yanıtladı:
Vildan hanım, aile içi şiddet nedeniyle size başvuru var mı?
Olmaz olur mu. Özellikle son günlerde çok artış var.
Yani artık kadınlar daha çok mu şiddete uğruyor?
Bence son yıllarda şiddetin artmasından değil bu durum. Kadınların şiddete uğradıklarında nasıl davranacaklarını öğrenmesinde. Son bir aydır valiliğin İnsan Hakları Komisyonuna yapılmış bir çok başvuru var. Önceden de vardı ama, bu kadar değildi.
Kadınlar yol ve yöntem mi öğrendiler?
Evet, kesinlikle. Eskiden şiddete uğrayan kadınlar nereye başvuracaklarını bilmiyorlardı. Bugün başvurusun bu kadar yüksek olmasının nedeni, artık bir yol gösterenleri olmasından. Bence bu kadınlar eskiden de şiddete uğruyorlardı. Yalnızca nasıl ve kime gideceklerini bilmiyorlardı.
Size hangi şikayetlerle geliyorlar?
Şiddete uğradığı için bize gelen kadınların çoğunun gerekçesi aynı: Koca ya da baba dayağı.
Size nasıl başvuruyorlar?
Her türlü yolla başvuru yapıyorlar. Kimi telefon ederek, bilgi alıyor. Kimi bizzat gelerek, "beni sığınma evine yerleştirin" diyor.
Bu kadınların çoğu eğitimli o zaman?
Hayır. Sözlerimden o sonuç çıkmasın. Bize başvuran kadınların gittikleri, danıştıkları gönüllü kadınlar var. Kuruluşlar var. Onların yol göstericiliğinde bize geliyorlar. Gönüllüler olmasa bize başvuruda bulunmaları zor olurdu.
Şiddete uğradıkları için size başvuranlar neler istiyorlar?
İlk istekleri barınabilecekleri bir yer. Özellikle kendi işlerini takip edemeyecek durumda olanlar, kadın sığınma evlerine gitmek istiyorlar. Bir de şiddete uğrayanlar arasında kimlikleri olmayanlar var. Eşleri, sevgilileri ya da babaları tarafından nüfus cüzdanları, pasaportları ya da evlilik cüzdanları gibi kimlik belgeleri ellerinden alınan kadınlar var. Bir de boşanmak isteyen, çocukları kaçırılmış olan kadınlar var. Yediği dayak yüzünden sağlık sorunları olan kadınlar var.
Size başvuran kadınlara ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Her türlü hizmeti veriyoruz. Hasta olanlara sağlık, boşanmak isteyenlere ya da çocuklarını almak isteyenlere hukuksal, barınma sorunu olanlara ise kadın sığınakları bulmak gibi çalışmalarımız var. Ayrıca pasaport çıkarmak, kimlik belgesi sağlamak da bu hizmetlerimiz arasında. Onlarla ilgilenen gönüllülerle birlikte bunları gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Ama onların yetemediği, ulaşamadıkları durumlar var. O zaman şiddete uğrayan kadınlara uzanacak el zor bulunuyor.
Şiddete uğrayan kadın size ulaşsa bile sorunu çözülmüş sayılmıyor bu durumda. Yasal dayanak, işleyen bir sistem var mı?
İstanbul Valiliği İnsan Hakları Komisyonu olarak elimizden geleni yapıyoruz. Zorlandığımız durumlar tabii ki oluyor. Boşanma, çocukların velayeti ya da pasaport-kimlik çıkartma gibi işlemler, öyle kısa zamanda halledilemiyor. Ayrıca tüm bunların çözümlenebilmesi için, bir sistemin olması gerek. Bugünkü sistem gönüllülük üzerine kurulu.
Kendi içinizde bir sistem yaratmaya çalışıyor musunuz?
Evet. Henüz şiddete uğrayan kadınlara yönelik kurulmuş ve işletilmekte olan bir sistem yok. Başta da dediğim gibi gönüllülük temelli çalışmalarımız var. Zaman zaman kadın dernekleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geliyoruz. Yaptığımız toplantılarda, "şiddete uğrayan kadına nasıl yardım edebiliriz", sorusunun yanıtını arıyoruz. Bazen Müftülüğün de katıldığı geniş kapsamlı, bazen de dar kapsamlı toplantılarımız oluyor. Tüm bu sorunların çözümü zaman istiyor. Ama kadınların zamanı yok. Çok zorlanıyoruz. Ruh sağlığımız bozuluyor.
Her gün yeni bir dram?
Evet, kolay değil size gelen insana yabancı muamelesi yapmak. Vitaminler almamıza rağmen, onların sorunlarıyla uğraşırken, olayın parçası öznesi haline geliyorsunuz. Bazen konuşabilmeniz, misafir edebilmeniz bile önemli. Ama yetmiyor. Çok zorlanıyoruz.(AD)