Aslı kadın (soyadı bizde saklı) kocasına karşı açtığı boşanma davasında ücretsiz avukatlık hizmetinden yararlanan yüzlerce kadından biri. Kocası mahkeme masraflarını ödemediği için nafaka ve mal paylaşım davaları için kendisine avukat tutamıyor ve hakkını alamıyor.
Bir başka kadın mağdur. Adını Dilan olsun. Aile içi şiddet nedeniyle Van Kadın Derneği'ne (VAKAD) başvurmuş. Hukuki süreç işin içine girince "Şimdi ben dava açarsam bu kağıtlar kocama gidecek mi?" diye soruyor. Çünkü avukata başvurduğunu kocası öğrenirse şiddetin artacağını düşünüyor.
Özgökçe: Vekalet ve Adli müzaheret zaten sorundu
Bu iki örnek, Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB), Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hizmetlerinin karşılığı olarak ödeme yapmaması nedeniyle iç yönetmelikte düzenleme yaparak "ücretsiz avukatlık" hizmetini durdurmadan önce kadın mağdurların karşılaştığı sorunlar.
VAKAD'dan Zozan Özgökçe Van Barosu'yla ve İnsan Hakları Derneği Van şubesiyle koordineli bir şekilde çalışarak, bu sorunların üstesinden gelmeye çalıştıklarını açıklarken, "ücretsiz avukatlık hizmetinin verilmesinde de zaten sorunlar var" diyor.
"Öncelikle vekalet sorunu var. Şiddet ya da başka bir nedenle hukuki süreçte mahkemeler kadınlardan avukatlara vekalet vermeleri isteniyordu. Oysa baronun tayininin yeterli olduğunu biliyoruz ve olmalıydı.
"İkinci sorun da 'Adli müzaheret/Adli Yardım'. Yargılama giderlerini karşılayamayacak kadınlar adli müzaheret talebinde bulunurlar. Ancak bu süreç üç ya da dört ay sürüyor. Bu durumda kadının hukuki yardım alması imkansızlaşıyor. Kaldı ki bölgede imam nikahlı evlilikler var ve tüm belgeler kocaya dayalı oluyor."
Kadının gayrimenkulu var kullanma hakkı yok
Özgökçe "ücretsiz avukatlık" hizmetinden yararlanmak isteyen kadınları bekleyen bürokratik işlemlerin uzun sürdüğünü belirtiyor. Kadınlardan istenen evraklar arasında, muhtardan, en az iki tane azanın imzalayacağı iki fakirlik ilmühaberi, aile nüfus kağıdı örneği, tapudan adına kayıtlı gayrimenkul olmadığına ilişkin belge, adli yardım için doldurulacak iki form ve dilekçe bulunuyor.
Özgökçe "Koca çok zengin olabilir ama kadın zengin değildir. Kadının adına gayrimenkul olur, ama menkulü kullanma hakkı yoksa mağdur ne yapacak? Barolar kadının mülkiyet hakkı olduğu durumlarda avukatlık hizmeti veriyor ama yüzde 5 alıyor. Bu durumda bile dava açılan koca mallarını analaşmalı olarak yakınlarına devrediyor" diyor.
Sosyal hukuk devleti neden var
Tüm sorunlara karşın "Ücretsiz avukatlık" sisteminin mağdur kadınların en büyük kazanımlarından biri olduğunu söyleyen Özgökçe, VAKAD olarak hukuki sürecin başlangıcında, kadınların bu ekonomik sorunlarını bir şekilde çözdüklerini açıklıyor.
"Kadınlar için bu sistemin kaldırılması çok kötü. Boşanma, velayet ve aile içi şiddet davalarında çok sorun yaşanacak. Özellikle imam nikahlı evliliklerde zaten kadınlar bu hizmetten yararlanıyordu. Barolar Birliği bu uygulamayla işi yokuşa sürüp, parayla avukat tutmaya yönlendiriyor."
Şiddet gören kadının avukata en son aşamada başvurduğunu gözlemiş Özgökçe. VAKAD'a en uç örneklerin geldiğini söylüyor ve "Madem bu hak var neden vazgeçiliyor. O zaman hukuk devletinin gereği var. Eşitsizlik olmuyor mu?" diye soruyor.
Gülbahar: Kadına yönelik şiddet hani devlet politikasıydı?
TCK Kadın Platformu'ndan ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi'nden (KHUM) avukat Hülya Gülbahar bu sistemin kalkmasının kadınların çok kötü etkileyeceğini söyleyerek, Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın genelgesine atıfta bulunuyor.
"Hukuka ve hukukçuya erişim kadın için imkansız alanlardan biri. Sosyal devlet ve hukuk devleti uygulamalarının geriye götürülmesi mağdur kesimler içersindeki kadınları doğrudan etkiliyor" diyor Gülbahar.
"Kadına yönelik şiddetle, bir devlet politikası olarak mücadele edileceğinin açıklayan Başbakanlık genelgesinin ardından, on gün bile geçmeden gerek hukuk, gerek sağlık alanındaki varolan kazanımları geriye götüren anlayış, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde ne kadar samimi olunduğunu gösteren çarpıcı iki örnektir."
Şiddet gören kadın korumasız bırakılıyor
Gülbahar Ankara'da katıldığı ve Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerin temsilcilerin katıldığı toplantıda "Hukuki Yardım"ın en öncelikle konulardan biri olarak gündeme geldiğini söylüyor. AB üye ülkelerde ücretsiz hukuki danışmanlık, dava takibi ve hukuk işlerin takibinin yapıldığını söyleyen Gülbahar, bu hizmetlerin kaldırılmasını tartışılmadığını ve devletin ödemeleri yaptığına dikkat çekiyor.
"Şiddete maruz kalan taraf olduğu için mağdurun korumasız bırakılması şiddeti besleyen ve destekleyen olgulardan en önemlisi. CMK'yle düzenlenen, mağdurun ücretsiz avukat talep edebilme hakkı, son dönem ceza yasalarında yapılan en önemli düzenlemelerden biridir.
"Yıllardır süregelen sanığın hukuki yardım talep hakkı, kadına yönelik şiddet söz konusu olduğunda, 'saldırganın ödüllendirilmesi mağdurun cezalandırılması' anlamına gelen trajikomik bir eksiklikti. Şimdi mağdura da avukat hakkı sağlanmışken, bunun geriye alınmaya kalkınması, şiddete karşı kadınları savunmasız bırakmaktır.
"Kadınlar her zaman yoksulların en yoksuludur. Ve ücretli hale getirilmiş eğitim, hukuk ve sağlık gibi alanlarına erişimi, imkansız hale getirmektir. Bu alanlar paralı hale geldikçe kadınların hayatı daha da kötüleşmektedir." (AD/EÖ)