Açılışa içkili gelen Michael Madsen'in, Woody Harrelson'la kavgası sansasyon arayan medyanın ekmeğine yağ sürerken, sessiz sedasız Antalya'ya gelen ve tüm sunumlara katılan Güney Koreli yönetmen Kim Ki Duk, düzenlenen basın toplantısında, yönetmenlik serüvenini anlattı.
Öte yandan "Eğreti Gelin" filmiyle festivale katılan yönetmen Atıf Yılmaz da festivalde mide spazmı geçirdi. Bir ay önce midesinden ameliyat olarak, uzun süre hastanede kalan Atıf Yılmaz'ın rahatsızlığı Türk sinemacıları kaygılandırdı. Atıf Yılmaz'ın bugün (30 Eylül) hastaneden çıkması bekleniyor.
Uluslararası boyuta 1. Avrasya Film Festivali'yle taşınan, Uluslararası Altın Portakal Film Festivali'nde Türk filmleri de ilk gösterimlerini gerçekleştirdi.
Bunlardan biri Memduh Ün'ün başladığı, rahatsızlığı nedeniyle eski öğrencisi, yönetmen Tunç Başaran'ın bitirdiği "Sinema Bir Mucizedir" filmiyle, Mesut Uçakan'ın yönettiği "Anne ya da Leyla" adlı iki film oldu.
Dünyaca ünlü Güney Koreli yönetmen Kim Ki-Duk'un, yarışma filmi, "The Bow-Yay" filmiyle ilgili, Hillside Su Otel'de düzenlenen basın toplantısına, başrol oyuncusu Yeong Sung-hwan da katıldı.
Festivalde " Onur Ödülü" de alacak olan Kim Ki Duk, Kore Savaşı'na katılan Türkiye ile Kore arasında bir bağ olduğunu vurguladı.
"Türk insanları Korelilere çok benziyor. Kendimi çok yakın hissettim. Kent sokaklarında dolaşırken kendimi Kore'de hissettim" dedi.
Sinema eğitimi almadığını belirten Kim Ki-Duk, sinemacılığa Fransa'da yaşarken başladığını, ilk filminin "Timsah" olduğunu kaydetti.
Kim Ki-Duk, bir soru üzerine Kore sinemasının son yıllarda atağa geçtiğini anlatarak, "Benim dışımda da Kore'de çok iyi yönetmenler var. Şu an çok iyi film yapan 10 yönetmen sayabilirim. Kore'de son dönemde sinemaya büyük yatırımlar yapılıyor. Bir film ortalama 40 milyon dolara mal oluyor. Ancak yatırımcının filme müdahalesi olmaması için ben bu kadar maliyetli filmler yapmıyorum" diye konuştu.
Kim Ki-Duk, Türk sinemasını çok iyi bilmediğini belirterek, Nuri Bilge Ceylan'ın "Uzak" filmini duyduğunu, Altın Portakal'da bulunduğu süre içinde Uzak ve diğer bazı Türk filmlerini izlemek istediğini ifade etti.
Ki-Duk, yine bir soru üzerine Güney ve Kuzey Kore arasındaki bölünmüşlüğün filmlerine etkisinin olduğunu kaydetti.
Koreli yönetmen "İnançlarınız filmlerinizi nasıl etkiliyor?" sorusunu ise şöyle cevapladı:
"30 yaşına kadar başka insanların düşüncelerine ve anlattığı şeylere inandım. Diğer insanların benden daha akıllı olduğuna inandım. 30 yaşımdan sonra sinemaya başlarken, başka insanların benim söylediklerime inanmak zorunda olduğunu düşündüm. Kendi düşüncelerimi sinemaya yansıtmaya çalıştım. Çektiğim 12 filmde de bu temel inanışım hiç değişmedi."
Kim Ki-Duk, ilk çektiği filmlerdeki aşırı şiddetin, son filmlerinde aşka ve sevgiye bırakmasının nedeninin sorulması üzerine, "O filmlerle ilgili kötü eleştiriler aldım. O şiddet filmleri olmasaydı bu aşk filmleri çıkmayacaktı" şeklinde konuştu.
Kim Ki-Duk, filmlerinde az diyalog bulunmasını, "Filmde fazla diyalog olmayınca izleyiciler daha derin anlamlar çıkarabiliyor. İnsanlar vücut dilleri ile de çok şey anlatabilir" şeklinde açıkladı.
Oyuncu Yeong Sung-hwan, sinema eğitimi almadığını belirterek, Kim Ki-Duk'un kendisini seçmesini kader olarak yorumladı. Yeong Sung-hwan, filmde çok diyalog bulunmamasıyla ilgili olarak, " Benim için çok iyi bir tecrübe oldu. Konuşmadan da insanlara güzel şeyler anlatabildiğimi gördüm" dedi.
"Sinema bir mucizedir"
Memduh Ün'ün rahatsızlığı nedeniyle Tunç Başaran tarafından bitirilen "Sinema Bir Mucizedir"in galası düzenlendi. Galaya, filmin oyuncularından Fatma Girik ile Büyükşehir Belediye Başkanı ve Festival Onursal Başkanı Menderes Türel katıldı.
Fatma Girik, 62 yaşında olduğunu ve 40 yılı aşkın süredir sinema içinde bulunduğunu belirterek, "Memduh Ün'ün jübile filminde oynamak beni çok mutlu etti. Altın Portakal'a çok geldim ama bu hiç bu kadar heyecanlanmamıştım" dedi.
Gösterimin ardından yapılan söyleşide, Memduh Ün'ün, çekimlerin altıncı haftasında rahatsızlanması üzerine öğrencisi Tunç Başaran tarafından tamamlanan filmin, son olarak 10 yıl önce "Zıkkımın Kökü" filmini çeken Memduh Ün'ün jübilesi olduğu ifade edildi.
1950'li yılların Gaziantep'ine ait Ülkü Tamer'in anılarından uyarlanan filmin, 21 Ekim'de 70 sinemada izleyici ile buluşacağı açıklandı.
" Anne ya da Leyla"
Mesut Uçakan'ın yönettiği "Anne ya da Leyla" filmi galası yapılan ilk filmdi. Yönetmen Mesut Uçakan, 1999 Türkiye Güzeli Aylin Coşkun, 10 yaşındaki Oğulcan Gezgin ve diğer oyuncuların performansından memnun olduğunu söyledi.
Uçakan, filmi festivale yetiştirmek için yoğun çaba sarf ettiklerini belirterek, filmde teknik olarak küçük aksaklıkların olduğunu ancak çok önemli olmadığını ifade etti. (AD)