Kadın haklarında büyük aşama kaydedilmesine karşın kadına yönelik şiddet, baskı ve ayrımcılığın izlerinin hâlâ görüldüğünü belirten Sezer, kadına karşı ayrımcılık ve dışlanmışlığın toplumsal bilinçlenme ve eğitimle engellenebileceğini vurguladı.
"Kadınlar yüzyıllarca ayrımcılığa uğradı"
Kadınların siyaset ve yönetim kademelerindeki temsil oranlarının yükseltilmesinin ve siyasal yaşamdaki etkinliklerinin artırılmasının, Türkiye'nin uluslar arası alandaki saygınlığını artıracağını da savunan Sezer, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
* Kadınların erkeklerle eşit konumda tutulmaması, kadınların yüzyıllarca temel hak ve özgürlüklerini tam olarak kullanamamasına ve ayrımcılığa uğramasına neden olmuştur.
* 1926'da Medeni Yasa'nın kabulüyle çağdaş haklardan yararlanan kadınlarımız, 1930'da belediye seçimlerine katılma, 1934'te de milletvekilliği seçme ve seçilme hakkını elde ederek, siyasal haklarına kavuşmuştur.
* Hak ve özgürlüklerini en iyi biçimde kullanan kadınlarımız, ülkemizin gelişmesine ve demokratikleşme sürecine büyük katkılarda bulunmuşlardır.
Bölgeler arası farklılıklar ve sosyo-kültürel yapı
* Bugün bu katkılarını artırarak sürdüren kadınlarımız, kendine güvenen ve üreten bireyler olarak toplumsal yaşamı yönlendirmekte, kimi kararlarda belirleyici olmakta, çeşitli mesleklerde önemli görevler üstlenmekte, yurt içinde ve yurt dışında üstün başarılar kazanmaktadır.
* Ancak, bölgeler arası gelişmişlik farklılıkları ve sosyo-kültürel yapı, kadınlarımızın toplumsal yaşamda çeşitli sorunlar yaşamasına neden olmaktadır.
* Kadın hakları konusunda Cumhuriyet'le birlikte büyük aşama kaydedilmesine karşın, kadına yönelik şiddetin, baskı ve ayrımcılığın izlerini hala görmekteyiz.
* Ailede başlayan ayrımcılık ve dışlanmışlık toplumsal yaşama yansımakta, kadını ikinci planda gören yanlış düşünce, siyasal ve toplumsal yapıyı da olumsuz etkilemektedir. Bu sorunların üstesinden ancak toplumsal bilinçlenme ve eğitimle gelinebilir.
"Yasalar yetmez, uygulama önemli"
* Bugün kadınların siyasetteki temsil oranı 1930'larda öncü olan Türkiye'nin hedeflerinin gerisinde kaldığını göstermektedir.
* Kadınlarımızın siyaset ve yönetim kademelerindeki temsil oranlarının yükseltilmesinin ve siyasal yaşamdaki etkinliklerinin artırılmasının, ülkemize sorunlarını çözme konusunda güç kazandıracağı kuşkusuzdur. Bu doğrultuda atılacak adımlar, Türkiye'nin uluslararası alanda saygınlığını da artıracaktır.
* Tüm bu sorunların yalnız yasalarla çözülemeyeceği bilinmekte, uygulama boyutu önem kazanmaktadır. Kadınlarımızın kendi hak ve özgürlükleri için verdiği savaşım tüm yasa ve önlemlerden çok daha önemlidir.
* Kadınların, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal konumunun güçlendirilmesi, insan hak ve özgürlüklerinden eşit biçimde yararlanmaları ve kendilerine yönelik ayrımcılığın önlenmesi konusunda tüm birey ve kurumların üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getireceğine inanıyoruz. (BB)