Kadının Statüsü Birimi nasıl kuruldu?
1998 yılında Başbakanlık Devlet Bakanlığı eliyle, pilot bölge olarak seçilen 9 il valiliğine - İstanbul, Adana, Antalya, İzmir gibi büyük iller - birer yazı gönderilerek Kadının Statüsü Sorunları Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak bu illerde kadın çalışmalarını yapmak üzere sivil toplum kuruluşlarıyla çalışmaları koordinasyonlu bir şekilde yürütecek bir birim oluşturulması istenmişti.
O zaman sivil toplum kuruluşlarına (STK) telefonlar açıldı, toplandık. Bursa Hakimiyet gazetesi Yazı İşleri Müdürü, Kadının Statüsü Birimi Sorumlusu oldu ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği temsilcisi, Uludağ Soroptimist Grubu başkanı ve sivil olarak ben, üç kişi yönetim kuruluna girdik. İşlerin daha hızlı yürümesi için valilikten bir oda istedik. Burayı mesai saatlerinde açık tutmak ve burada çalışmak için ben gönüllü oldum.
Odayı siz mi düzenlediniz?
Devletin hiçbir şekilde desteği olmadan odayı tefriş ettik. STK'lardan, kadın derneklerinden, siyasi partilerin kadın kollarından ve iş çevrelerinden bağışlar aldık. Bir masa, bir toplantı masası, bilgisayarımız, hepsini bağış olarak aldık ve birimi oluşturduk.
Sonra ne yaptınız?
Sonra bir çalışma yönergesi çıkararak STK'larla ve devletle nasıl bir ilişki içinde olacağımızı belirledik. İletişim içinde olduğumuz grupları dörde ayırdık; kadın dernekleri, yan destek kuruluşları, hizmet ve finans grupları. Tüketiciler Derneği, Sokak Çocukları Derneği, Bursa Gençlik Merkezi Vakfı gibi kuruluşlar yan destek kuruluşları olarak çağırıldı. Hizmet grupları olarak Lionsları düşündük, Rotaryleri de finans grupları olarak değerlendirdik. Böylece üç ayda bir toplandığımız bir konsey oluşturduk.
Devlet ayağını oluşturmak için ise kamu kuruluşlarından birinci ya da ikinci derecede yetkili kadın amirleri istedik. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı'na bir yazı yazdık ve Kadınının Statüsü Birimi'nde temsil edilmek üzere kadın temsilcisi istediğimizi ancak temsilcinin imza yetkisi olması gerektiğini bildirdik. Memur şefine sormasın, şefi müdürüne sormasın, direk birinci ağızdan ve yetkili olarak gelen mağdur kadının ihtiyacını ya da STK'nın talebini yerine getirecek konumda birisi olsun. Bu anlamda tüm resmi kurumlarda birer tane kadın sorumlumuz var.
Yani her devlet dairesinde bir kadın temsilcisi var ve kadınlar o temsilcilere gittiklerinde işlerini ilk elden halledebiliyorlar?
Mağduriyet şartı var. Önce buraya geliyorsunuz, mağduriyetinizi bildiriyorsunuz. Biz burada araştırmamızı yapıyoruz. Önce muhtardan, sonra Emniyet'ten bir araştırma yapılıyor, mağdurun üstüne malı bulunup bulunmadığı Tapu Kadastro'dan öğreniliyor. Sonra Sosyal Sigortalar'dan ve Bağ-Kur'dan araştırılıyor. Diyelim kadının Adliye'de bir sorunu var. Ama Adliye diyor ki, "Benim avukat verebilmem için kadının üstüne malının olup olmadığını bilmem gerekiyor". Ben tapudan onu öğrendikten sonra resmi yazımı Adliye'ye yazıyorum ve 'Üstüne tapulu malı yoktur, mağduriyetinin tespiti yapılmıştır' diyorum. Ben bunu 5 dakikada yapabiliyorum, kadın 3 günde çıkaramaz.
"Mağduriyetler biliniyor"
Bursa Hakimiyet gazetesi köşe yazarlarından Gül Kolaylı da benzer bir durumu anlatıyor. Serpil, eşinden ayrıldı, eşi evi bastı, karakoldan yardım istedi. Taşınmak durumunda kaldı. Eş cinayet işleyecek potansiyele sahip. Ama boşanan kadına koruma yok. Şimdi Yeşil Kart çıkartılacak çocuk için, muhtarlık nakil belgesini getirin diyor. Bu belge alındığı anda eski eşi oturduğu yeni adresi öğrenecek. Muhtarı ikna etmenin tek yolu var. Birim valilikten imzalı bir yazı yazacak ve muhtar nakil belgesini verecek. Bu kadınların statüde kaydı var zaten. Mağduriyetleri biliniyor.
Yeniden Sanrı'ya dönüyoruz:
-Birim'in görevini nasıl tanımlıyorsunuz?
Yönergede birime yüklenmiş 5 ayrı görev var:
* Devletle STK'lar arasındaki koordinasyonu sağlamak
* STK'ların birbirleri ile ilişkileri düzenlemek
* Mağdur kadınların sorunlarına yönelik danışmanlık ve rehberlik etmek
* Kadının hukuki, sosyal, kültürel ve psikolojik anlamda statülerini yükseltmek
* Sosyal projeler üretmek
-Çalışmaları nasıl yürütüyorsunuz?
Görevlerimiz doğrultusunda da alt çalışma gruplarımız var.
* Kadın sorunlarını tespit çalışma grubu
* Eğitim grubu
* Sağlık grubu
* Hukuk grubu
* Kutlama günleri
* Kütüphane grubu
* Bilgi bankası
* Siyasal yaşama katılım grubu
Bu gruplar gelen kadının sorunu doğrultusunda çözüm üretmeye çalışıyor. Kadının eğitim sorunu varsa, oturup tespitini yapıyor, ona nitelik kazandıracak işleri öğrenmesini sağlıyor.
Özel başvuru günleriniz var mı?
Salı günleri haftanın bir günü, mağdur kadınların sorunlarının dinlendiği başvuru günümüz. Türk Psikologlar Derneği Bursa Şube Başkanı gönüllü olarak terapi uyguluyor. Baro, hukuksal anlamda danışmanlık veriyor, resmi yazışmaları yaparak resmi müzaretten de bize avukat verilmesini sağlıyor. Medeni Kanunla ilgili değişiklikleri mutlaka anlatıyoruz. Mesai saatinin de önemi yok. Telefonum 24 saat açık. Emniyette ve Jandarma'da var. Oradaki kadın sorumlusuna gidildiği zaman beni buluyorlar. Bütün karakollara yazı yazıyorum. Buraya gelen kadınlara da bir şey olduğunda mutlaka karakola gidip beni aratmaları gerektiğini söylüyorum. Bu anlamda bir iletişim ağı kurmuş durumdayız.
"9800 kadın donanıp gitti"
Kurulduğundan bu yana kaç kadın geldi bu merkeze ?
1998'den bugüne 9800 kişi başvurmuş. En fazla oran geçen seneydi 4 bin küsur. Ekonomik kriz ve doğal sebeplerin etkisiyle olduğunu düşünüyoruz. 9800 kişiden yüzde 10'u psikolojik destek, yüzde 25'i hukuksal destek almaya gelmiş. Ama aslında hukuksal destek almaya gelen psikolojik destek de almak istiyor genellikle. Buraya gelip faaliyetleri görünce istihdam da edilmek istiyor. 9800 kişinin de donanıp gittiğini söyleyebilirim.
Bu kadınlar şiddette maruz kalmış, tacize uğramış, ensest vakalarıyla karşı karşıya kalmış kadınlar. Eşinden ayrılmak istiyor ama maddi kaynakları olmadığından ya da ne yapacağını bilemediğinden evde kalmaya devam edip çocuklarıyla beraber eziliyor.
"Deprem'den sonra başvuru arttı"
Tanındıkça, bilindikçe başvurularda artış var mı?
Özellikle depremden sonra başvurularda bir artış oldu. Çünkü biz ilk işimizi depremde yaptık. Mayıs ayında altyapımızı oluşturduk, ağustos ayında deprem oldu. Kuruluş sırasında tanıtım yazımızı yazdığımızdan tüm Türkiye'ye tekrar bir yazı göndermek çok kolay oldu. Yalova'da bir çocuk merkezi kurulacağımızı bildiren bir yazı yazıp, 'Taleplerimiz bunlardır, destek verebileceğiniz konularda bize bilgi verin' diyerek yazılar gönderdik. Birimin hiçbir bütçesi olmamasına rağmen 70 milyara yakın ayni yardım topladık. Prefabrikler yapıldı, çocukların ihtiyaçları temin edildi ve eğitim çalışmaları yapıldı. Bir yıl sonra Yalova Belediyesi'ne devrettik ve ayrıldık. O süre içinde çalışmalar biraz daha planlı hale döndü.
Birim STK'ların faaliyetlerine nasıl bir katkıda bulunuyor?
Kadınlar için bürokrasiyi kolaylaştırdık. STK'lar için ise azalttık. Normalde bir STK'nun bir panel düzenlemesi için yer kiralaması, panelistlerin önceden Emniyete bildirilmesi, konuşma metinlerinin verilmesi gerekiyor. Biz dedik ki, STK'lar programlarını bir ön yazı ile bize bildirsinler, biz ilgili kuruluşlara yazıp izinlerini alalım. STK'lar bizim konsey üyemiz zaten, hem birim işbirliği ile bir çalışma gerçekleştirilmiş olur. Biz ön plana çıkmıyoruz zaten. STK'lar bunlarla uğraşmasın, kendi faaliyetlerini daha etkin bir şekilde yapsınlar. Emniyete yazılarını ben yazıyorum, Emniyet bizim adımıza bir görevli gönderiyor ve halloluyor. Valilik olarak yazı yazdığımız için salon kirası alınmıyor STK'dan.
Kalacak yeri olmayan kadınlarla bir yardımlaşma ağı oluşturmuşsunuz ...
Depremden sonra 35 kadını değişik zamanlarda evimde baktım. Değişik zamanlarda eşlerinden ayrılmış kadınlardı. Sokaklarda, inşaatlarda kalıyorlardı. Hem Jandarma'dan gelen kadınlar vardı, hem Emniyet'in bize gönderdiği kadınlar. Ev bulana kadar bizim evde kalıyorlardı. Üç ay boyunca onlar bende bakıldılar. İşlerini bulduk, ondan sonra 35 kadın çıkıp kendi evlerini tuttu. Bu kadınlar daha sonra birime gelen mağdur kadınları yavaş yavaş evlerine alarak bakmaya başladı. Bir yıldır sayı sabit: 200 kadın 400 kadına bakıyor.
Bu kadınlar yaşlı hizmetlerine de yardımda bulunuyorlar. Sırayla yaşlılara gidip hastanede bakılıyor. 10 gündür iki gün arayla gidip bakımını yapıyorlar. Böyle bir gönüllü değişim projesi devam ediyor.
Bütçe sorununu nasıl hallediyorsunuz ?
Bizim hiçbir bütçemiz yok. Genel Müdürlüğe ayrılmış bir pay olmadığı için bizim hiç payımız yok. Bu duruma çözüm olması için de Vali Bey'in eşi bir dernek kurdu. Kadının Statüsü Birimini Destekleme Derneği, öncelikle resmi kurumların müdürlerinin eşlerinden kurulan 32 üyesi olan bir dernek. Kaleyi içeriden fethedelim dedik. Çünkü bir yıl biraz zorlandık, müdürlere anlatamadık. Ama eşleri bu çalışmanın içinde olunca çok daha iyi anladılar ve şimdi direk destekliyorlar. Vali beyin eşi de başkan, sivil olarak bir tek ben varım. Sekreterliğini yapıyorum derneğin. Müdürlere daha rahat ulaşabiliyoruz. Bütçemizi oradan karşılamaya çalışıyoruz.
Kadının Statüsü Birimi 9 ilde kurulmak üzere planlanmıştı diğer illerde de sizin gibi faaliyet yürüten birimler var mı?
Bizim çalışma yönergemiz örnek model olarak alındı ve işleyişte çok yararlı olduğu görüldü. iki yıl önce bu model diğer illere gönderildi. Şu anda 21 ilde buna benzer örgütlenmeler var ama hiçbiri bu şekilde aktif değil. Genel Müdürlük kurulmasın demiyor, talep geldiği takdirde kurulabilir, amaç devlet ve STK işbirliğini gerçekleştirmek. Ama diğer illerde bulunan Kadının Statüsü Birimleri Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne bağlı olduğu için onların işleyişi aynı değil. Orada çalışanlar kendi görevleri dışında bu görevi ek bir iş olarak gördüklerinden sadece Bakanlığın öngördüğü görevleri yapıyorlar.
İstihdamı nasıl sağlıyorsunuz?
Sanayicilerden kontenjan alıyorduk, o kontenjana göre kadınları yerleştiriyorduk. Benim eşim İnegöl'de çalışıyordu, orada kurulan fabrikanın tamamına, yaklaşık 1000 kadını istihdam ettik. Ama şu anda bu istihdam alanı bitti.
Toplantının başında kooperatiften bahsetmiştiniz..
Evet bir kooperatif çalışması başlattık. Ben devlet memuru olmadığım için rahatlıkla bu çalışmayı başlattım. Nilüfer Belediyesi'nin tahsis ettiği 8 dönümlük bir arazi var. Burada inşaat başlayacak, tüm çalışmalar tamamlandı. Kooperatifin adı Elele Kadın Çocuk Özürlü Kültür Sanat Spor Dayanışma ve İşletme Kooperatifi, çamaşırhanesi, yemekhanesi, üretim merkezleri, misafirhanesi, yemekhanesi, işlikleri, çocuk kreşleri anlamında büyük bir kompleks olacak. Bursa'dan diğer STK'lardan gelen projeleri değerlendirip, AB'ye ya da başka bir fona ulaşmak için bir aracı kurum olarak göreceğiz. 2003 5 aralık tarihine yetiştirmeye çalışacağız. Eksiklerimiz çok fazla ama birikimlerimiz de çok fazla. Bu proje için Valiliğin desteğini almak için bekliyoruz şu anda.
Kooperatifin üretim merkezlerinde iki önemli atık geri dönüşümü projesi var. Plastik atıklardan bobin yapılacakr. Bobin Bursa'da çok büyük piyasası olan bir mal. İkincisi de, ikinci el giysileri ve tesktil atıklarından keçe yapmak. Yün ve elyaf keçeyi otomotiv ve yatak sanayi kullanıyor.
*Toplantıya katılanlar: Ufuk Kantarcı KADER Bursa Gençlik Vakfı temsilcisi , Yasemin Karta Tophane Rotary Klübü üyesi, Şerife Altınbaş Azerbeycan Kültür Derneği temsilcisi, Serpil Çilingir Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Bursa Şubesi üyesi, Emel Özgören Türk - İş temsilcisi, Emel Masatoğlu AB Tesk İşbirliği Kadın Girişimcileri Destekleme Projesi İl Koordinatörü, Gül Kolaylı Bursa Hakimiyet gazetesi köşe yazarı.