Fotoğraf: Kabil'de Aşure günü gerçekleştirilen patlama/SAMAA
Afganistanlı Kadınların Kendiliğinden Hareketi (AKKH), Kabil'de gerçekleşen bombalı saldırı sonrasında yaptığı açıklamada, "Taliban intihar saldırıları ve patlamaların ve ayrımcılığın birinci derecede sorumlusu, kaynağı ve öncüsüdür" dedi.
Afganistan'ın başkenti Kabil'de ülkedeki Şii Müslümanların yaşadığı bölgede Aşure törenleri sırasında büyük bir patlama meydana geldi. İlerleyen saatlerde Telegram kanalı üzerinden DAİŞ'in üstlendiği saldırıda en 8 kişi hayatını kaybetmiş, 22 kişi de yaralanmıştı. Hz. Muhammed'in torunu Hüseyin'in, Yezid'in ordusu tarafından öldürüldüğü günün yıldönümü olan Aşure gününe denk getirilmiş olması, saldırının bir inanç grubunun varlığına yöneltildiğinin işareti olarak kabul ediliyor.
AKKH: "Kim üstlenirse üstlensin sorumlu Talibandır"
Taliban'ın geçtiğimiz yıl 15 Ağustos'ta Kabil'e girişinden sonra kendiliğinden bir araya gelip sokaklara çıkan kadınlardan oluşan Afganistanlı Kadınların Kendiliğinden Hareketi, "patlamayı kim üstlenirse üstlensin sorumlusu Taliban'dır" derken, patlamada yaşamını yitirenlerin ailelerine de baş sağlığı diledi.
AKKH açıklamasında, "Taliban intihar saldırılarının, patlamaların ve ayrımcılığın birinci derecede sorumlusu, kaynağı ve öncüsüdür." dedi.
"BM sessizliğini bozmalıdır"
"Hazaralar ve kadınlar da dahil olmak üzere" Afganistan'da insanların özgür olmadığını vurgulayan kadınlar "Birleşmiş Milletler['in] (BM) işlenen suçlara, cinayetlere, soykırıma, etnik temizliğe ve cinsiyet ayrımcılığına yönelik sessizliğini derhal bozmak zorunda" olduğunu duyurdular.
"İşlenen bu suçlar karşısında susmak suç ortaklığıdır. Afganistan terörün yuvası haline gelmişken bu zulme sessiz kalmak insan haklarına ihanettir."
AKKH, eylemlerini sürdüreceklerini duyurarak meydan okudu: "Biz ölümsüz bir nesiliz. Biz ölmeyeceğiz. Eylemci kadınlar çoğalacak!"
Ne olmuştu?
Afganistanlı Kadınların Kendiliğinden Hareketi'nin pek çok üyesi geçtiğimiz yıl boyunca Taliban tarafından kaçırıldı, gözaltında işkence gördü, ailelerinin tapularını teslim etmeleri karşılığında aylar sonra serbest bırakıldı ve ülkeyi terketmek zorunda kaldı.
(AEK)